Seminere katılan çoğu kadın 71 gazeteci ve sivil toplum temsilcisi, medyada kadın haberciliğini değerlendirme, kadın hareketinin kadın haklarını etkisine değinme, deneyimlerini paylaşma ve Medeni Kanun, yeni Ceza Kanunu ile uluslararası Sözleşmeleri hakkında kadın hakları ve kadına yönelik suçlar yönünden bilgilenme fırsatı buldular.
Çanakkaleli katılımcılar dışında seminer, Bursa, Balıkesir, Bilecik, Yalova, Tekirdağ, Edirne ve İstanbul'dan gelen yerel medya çalışanları ve kadın temsilcilerince de ilgi gördü.
Kerestecioğlu: Yasa önemli ama uygulama ve medya takibi da lazım
BİA² Koordinatör Yardımcısı Fügen Uğur'un projeyi tanıtan açılış konuşmasının ardından Hukukçu Filiz Kerestecioğlu, ilk konuşmacı olarak, "Kadın Haklarıyla İlgili Ulusal ve Uluslararası Düzenlemeler" konusunda bir sunum yaptı.
Geçmişte örneğin tecavüz gibi kadına yönelik suçların hukuki olarak kadına karşı değil genel ahlaka yönelik olarak değerlendirildiğini açıklayan Av. Kerestecioğlu, eski Ceza Yasası ve eski Medeni Kanun'da kadının kimliksiz ve kişiliksiz bir varlık olarak görüldüğünü söyledi.
Kadının kendisine tecavüz eden kişiyle evlendirilmeye zorlanması ve evli bir kadını kaçırana daha ağır ceza öngörülmesini buna örnek olarak gösteren Av. Kerestecioğlu, bu düzenlemelere 22 Kasım 2001'de kabul edilen 4721 Sayılı Medeni Kanun ile 75 yıl sonra son verildiğini söyledi.
Medeni Kanun'dan örnekler veren Kerestecioğlu, 194. maddeye göre, aile konutu üzerinde eşlerin artık eşit hak sahibi durumuna geldiklerini belirterek, evlilikte edinilen malların paylaşımıyla ilgili de, "Sadece 1 Ocak 2002'den sonra edinilen mallar paylaşıma açıldı" dedi .
Av. Kerestecioğlu, Medeni Kanunun 199. maddesiyle de kadının, erkeğin tasarruf yetkisinin kaldırılmasını isteyebileceğini belirterek, kumar ve diğer sorumsuzluklar nedeniyle kadının hakim kararıyla yetkiye sınırlama getirtebileceğini açıkladı; ev içindeki üretimin gerçek karşılığının da artık tanındığını bildirdi.
Kerestecioğlu, buna karşın evlilikte edinilen mallara 2002 yılı itibariyle sınırlama getirilmesini bir çelişki olarak değerlendirdi. Yeni Ceza Yasası'nda kadın ve çocuklara yönelik suçlara ilişkin düzenlemelere değinen Av. Kerestecioğlu, evlilikte tecavüzün suç olarak kabul edildiğini söyledikten sonra tüm bu düzenlemelerin şikayete bağlı olarak uygulamaya sokulmasını eleştirerek, gerekçesini de şöyle açıkladı :
"Kişinin psikolojik travma ile Emniyet aşamasında şikayetten vazgeçmesi mümkün. Bunu tehlikeli olarak değerlendiriyoruz"
Aile içi şiddet durumunda kadınların 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun gereği mahkemeden tedbirler almasını ve konuyla ilgili araştırma yapılmasını isteyebilecekleri de ifade etti.
Av. Kerestecioğlu, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesine dair Uluslararası Sözleşme gibi uluslararası metinlerden söz etti. Medyanın rolüne de değinen hukukçu, dört yıldır süren Şile Davası'nın son olarak hiçbir basın mensubunca izlenmediğini belirterek, habercililiğin etkili şekilde yapılmasının kamu yararını artırdığını ifade etti.
Köker : Yayın yönetiminde kadınlar yok
Kerestecioğlu'dan sonra "Medya ve Kadının Temsili ve Medyada Kadın Hakları İhlalleri" başlıklı bir sunum yapan Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Eser Köker, habercilikte kadına yönelik ihlallerinde medya sahipliğinde kadının yerinin olmaması, yönetim kademelerinde de çok az kadın bulunmasının önemli bir etken olduğu söyledi.
19. yüzyılın bir mesleği olarak gazetecilikte gün geçtikçe kadınların sayısında artış yaşansa da hedeflerin çok gerisinde olduğunu ifade eden Prof. Dr. Köker, "Kadınlar, siyasal olarak işlevlerini kaybeden medyanın, ekonomik olarak dönüşmesiyle birlikte daha fazla gazetecilik sahasına çıkmaya başladılar" dedi.
Prof. Köker, kadınların medyaya katılımında 1960'lardan itibaren batıda yükselen ve toplumsal eşitsizliği yeniden üreten bir mecra olarak gösterdiği medyayı hedef olarak gösteren Feminist hareketinin etkisinin de bulunduğunu açıkladı.
Medyanın feminize olmanın sıkıntılarını yaşadığını söyleyen Prof. Köker, kadınların medyanın tek bir alanında rağbet görmediklerini, onun da medyanın yayın yönetim odaları olduğunu bildirdi.
1994'te AÜ İletişim Fakültesi olarak kadına yönelik şiddet konusunda yaptıkları kapsamlı çalışmanın medya tarafından sanki sadece öğrenci kızlar ile kadın sanatçılar şiddete uğruyormuş gibi yansıtıldığını, 1998'de bu çalışmayı güncelleştirdiklerinde ise medyanın haberleştirdiği çevrelere bu kez Nataşaların eklendiğini, bu yayıncılığın sorgulanması gerektiğini açıkladı.
Prof. Köker, "Ulusallaşmanın tutkalı olma rolü biçilen medya, tarafsızlığını, nesnelliğini kaybetmeye başladı. Bunun dışına çıkan basın, ancak toplumsal katmanlara eşit mesafede temsil ederek tarafsızlığını kazanabilir" dedi.
Radyo Televizyon Üst Kurulu'nda (RTÜK) kadın üyenin bulunmamasını da eleştiren Prof. Köker, kadının medyada ya sadece mağdur, ya suçlu ya da kötü niyetin bir temsilcisi olarak işlendiğini savundu; kocasını seven veya koltuk işgal eden kadınların gösterildiğini ancak diğer koşullarda yaşayan kadınların kamuoyuna yansımadığını söyledi.
Köker, kadınla ilgili yayınlara örnekleri gazete kupürlerini değerlendirerek gösterdi; "Kadın derken hemen aklımıza masum ya da cani bir kişi gelmemeli. Eşitlik için haberin doğası yeniden sorgulanmalı. İkinci bir doğa yaratmayı her şeye şüphe ile yaklaşarak başarabiliriz" dedi.
Doğan: Kadınların medyadaki yanlış ve eksik temsiline tepkiliyiz
Kadın eksenli çalışmalar yapan bir bir sivil toplum kuruluşu olan Uçan Süpürge deneyimi aktaran Selen Doğan, "Yerel Kadın Muhabirler Ağı" projesinin Mart 2003'te başladığını, projenin halen 12 ilde 12 kadın muhabirle sürdüğünü söyledi.
Projede çıkış noktalarının kadınların medyadaki yanlış ve eksik temsilinden duyulan rahatsızlık olduğunu ifade eden Doğan, kadınların çoğunlukla, gazetelerin üçüncü sayfalarında cinayet, tecavüz gibi şiddet haberleriyle "arzu nesnesi" olarak sunulmasına da itirazları olduğunu vurguladı.
Ana akım medyasının; kadınlara karşı ayrımcılığın dokusunu sıklaştıran, onları geleneksel kalıplar içinde gösteren ya da şiddeti yeniden üreten tavrına karşı bir tavır almak durumunda olduklarını açıklayan Doğan, "Kadın bakış açısıyla haber yapmak, kadınların sesini/sözünü duymak ve duyurmak ve nihayetinde bir 'alternatif kadın medyası' oluşturmak için harekete geçtik. Yerel Kadın Muhabirler Ağı böyle kuruldu" dedi.
Dr. Aksu Bora ile habercilik atölyesi
Verilen aranın ardından söz alan Ankara Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi'nden Dr. Aksu Bora, katılımcılarla "Kadın Hakları İhlallerinin haberleştirilmesi ve haber takibi" başlıklı bir atölye çalışması gerçekleştirdi.
Haberciler, atölyeler halinde yedi farklı haber denemesi yaparak, bunları birlikte tartıştılar.
Dr. Bora'nın ardından BİA² Koordinatör Yardımcısı Uğur, Türkiye'de ve dünyada gazetecilikte kadının durumuna ilişkin kısa bir sunum yaptı; bu konuda tespit ve rakamlara yer verdi.
Dünyadaki gazetecilerin sadece yüzde 30-35'inin kadın olduğunu ifade eden Uğur, kadınların işyerinde cinsel taciz, ekonomik sömürüden şikayetçi olduklarını söyledi. Uğur, yerel medyada da kadının hem haber içeriği hem de fotoğraf olarak yeterince temsil edilmediğini ifade etti.
Yıldırım, Hürriyet'in kampanyasını eleştirdi
Pazartesi dergisinden Nermin Yıldırım ise, dergide tam zaman çalışan Beyhan Demir dışında kendisi de dahil herkesin muhabirlik dışında başka işler de yaptıklarını söyledi.
Yıldırım, 18 aylık bir kapanma süresinden sonra dergiye yazmaya başladığını ifade ederek, yayın medyanın cinsel şiddet, ensest vb konularda dosya hazırlandığı zaman dergiden görüş alma ihtiyacı duyduğunu açıkladı.
Kadınların cinsel fantezileriyle ilgili yazılardan haklarından üç dava açıldığını ifade eden Yıldırım, beraat ettikleri bu davaların dışında, Burdur Cezaevi'nde yaşananların haberleştirerek, cezaevi müdürünü hedef gösterdikleri gerekçesiyle geçmişte DGM'de dava açıldığını söyledi.
Hürriyet gazetesinin Aile İçi Şiddet Kampanyasını da eleştiren Yıldırım, bu gazetenin bir yazarının İnsan Hakları Derneği (İHD) yöneticilerinden Eren Keskin'e cinsel temelde sözlü saldırıda bulunduğunu bildirerek çelişkiye işaret etti.
Lezbiyen ve eşcinsellere yönelik kötü muamele uygulamalarını da değerlendiren Yıldırım, bu gruplarla dayanışma içinde olduklarını açıkladı.
Eyüboğlu Basın Kanunu ve TCK'yı anlattı
Yıldırım'dan sonra BİA² Hukuki Destek Masası'nı tanıtan İstanbul Barosu avukatlarından ve Hukuki Destek Masası avukatı Meriç Eyüboğlu, kadın ve 18 yaşından küçüklerle ilgili Basın Kanunu ve yeni Ceza Yasası'nda yer alan düzenlemelere dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Basın Kanunu'nun "Yargıyı etkileme" başlıklı 19. maddesi, "Cinsel saldırı, cinayet ve intihara özendirme" başlıklı 20. maddesi ve 18 yaşından küçük olan suç faili veya mağdurlarının da "Kimliğinin açıklanmaması"nı öngören 21. maddesine açıklık getiren Av. Eyüboğlu, TCK'daki buna paralel düzenlemeler ile iletişim ve ifade özgürlüğünü kısıtlayabilecek maddelerden söz etti.
Kürkçü, Bianet'i ve proje takvimini anlattı
Seminerde bianet sitesini katılımcılara tanıtan BİA² Proje Koordinatörü Ertuğrul Kürkçü, projenin kadın haberciliği ile ilgili bölümünün İzmir ve Adana seminerleriyle tamamlanacağını ifade etti.
Yakında Çocuk Hakları Haberciliği seminerlerinin başlayacağını açıklayan Kürkçü, Nisan sonunda proje kapsamında düzenlenecek olan uluslararası alternatif medya forumu ile ilgili çalışma ve duyuruların yakında bianet sitesinde duyurulacağını duyurdu.
Gazeteci Kürkçü, yerel habercilerden bianet'e bölgelerinde haber ulaştırabilecekleri ve bianet haberlerinden de yararlanabileceklerini hatırlattı. İki günlük buluşma tek tek gazetecilerin program değerlendirmesi ve önerilerle sona erdi. (EÖ)
Katılımcılar :
Mahmut Uçak Can (Dost FM, Bursa), Mehmet Şahin (1001 FM, Bursa), Hasan Anıl (Radyo As, Bursa), Zafer Beyaz (Radyo As, Bursa), Derya Aytaç (Bursa Haber), Barış Keskin (Çağdaş Gazeteciler Derneği Güney Marmara Şubesi), Rüstem Avcı (gazeteci), Sinan Unuak (Radyon Güneş, Bursa), Ercüment Esen (Körfez FM, Gemlik-Bursa), Nafi Karanfil (Güncel gazetesi, Orhangazi-Bursa), Erdinç Saraç (Radyo BRT, Balıkesir), Ali Osman Ata (Genç Bayrak gazetesi, Bandırma-Balıkesir), Basri Atılganer (Gürses gazetesi, Bandırma-Balıkesir), İbrahim Aldemir (Gönen Bayrak gazetesi, Bandırma-Balıkesir), Ümit Babacan (Marmara TV, Bandırma-Balıkesir), Şinasi Oruç (Marmara Yaşam gazetesi, Bandırma-Balıkesir), Mustafa Yamaner (Radyo Bester, Bandırma-Balıkesir), Ergun Özmen (Yeni Pazar gazetesi, Bilecik), Abdullah Ünsal (Yarın gazetesi, Bilecik), İsmet Akıncı (Çanakkale Gazeteciler Cemiyeti), Hilal Yüzüak (Boğaz gazetesi, Çanakkale), Duygu Kral (Boğaz Vitamin gazetesi, Çanakkale), Pınar Dublen (Burası Çanakkale gazetesi, Çanakkale), Ayhan Karaduman (Ayvacık gazeteci, Çanakkale), Filiz Uysal (Lapseki gazetesi, Çanakkale), Gülay Sarışen (ELDER-KADER), Kamil Yeşilfiliz (Biga Doğuş gazetesi, Biga-Çanakkale), Mukadder Yeşilkiliz (Biga Doğuş gazetesi, Biga-Çanakkale), Muteber Yüğnük (Uçan Süpürge), Cahit Yılmaz (Çanakkale Ekspres gazetesi, Çanakkale), Sadettin Aslan (Çan FM, Çan-Çanakkale), Cemal Akdağ (Ayyıldız gazetesi, Çanakkale), Remziye Güven (Medya Keşan gazetesi, Edirne), Gökhan Yumuşak (Keşan Önder gazetesi, Edirne), Devrim Turan (Anadolunun Sesi, İstanbul), Zübeyde Senem (Özgür Radyo, İstanbul), Mehmet Şen (Trakya gazetesi, Tekirdağ), Derya İpek (Manşet gazetesi, Yalova), Pınar Soylu (Yalova gazetesi, Yalova), Yıldızhan Ordulu (Çanakkale Türk Kadınlar Birliği), Duygu Biçer (Bölge gazetesi, Yalova), Seçil Özyayla (Yerel Gündem 21, Çanakkale), Gülay Kanber (Yerel Gündem 21, Çanakkale), Saadet Çiçekli (Yerel Gündem 21, Çanakkale), Nursen Kırmacı (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Çanakkale), Aygül Kartal ( Türk Kadınlar Birliği, Çanakkale), Neriman Urgancı (Çanakkale Kadınlar Birliği), Aynur Derman (Çanakkale Kadınlar Birliği), Saniye Seçkin (Çanakkale Kadınlar Birliği), Serpil Mete (Haberci gazetesi, Yalova), Ganime Güneş (ELDER, Çanakkale), Besime Önal (ELDER, Çanakkale), Sevgi Uluşal (Belediye Meclis üyesi, Çanakkale), Yüksel Özcan (ELDER, Çanakkale), Nevin Pazabaşı (ELDER, Çanakkale), Serap Yaşar (ELDER, Çanakkale), Ercüment Esen (Körfez FM, Çanakkale), Aylin Akıncı (Ton TV, Çanakkale), Mustafa Beyler (Gündem gazetesi, Çanakkale), Adnan Şahin (Biga FM, Çanakkale), Filiz Mutay (Yerel Gündem 21, Çanakkale), Nilgün Ordulu (Çanakkale Türk Kadınlar Birliği), Recep Yüzüak (Büyük Zafer gazetesi, Çanakkale), Adnan Yüzüak (Büyük Zafer gazetesi, Çanakkale), Özlem Sağduç (Gelibolu FM, Çanakkale), Reyhan Kalmaoğlu (Gelibolu FM, Çanakkale), Muzaffer Altunay (Zaman gazetesi, Çanakkale), Şenay Danşan (Barbaros Toplum Merkezi, Çanakkale), Gökhan Özbertun (Manşet gazetesi, Çanakkale), Volkan Özbertun (Manşet gazetesi, Çanakkale), Seçkin Sağlam (Olay gazetesi, Çanakkale), Gazi Güneş (Olay gazetesi, Çanakkale).