*Fotoğraf: Dilek Şen
Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, geçen hafta "mazbut" vakıflara devredilen 1014 taşınmazdan sadece biri.
İstanbul'un 122 yıllık hastanesi Şişli Etfal, bir süredir depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle bölünüp Kağıthane'ye ve Sarıyer'e taşınmasıyla gündemdeydi.
Hastane önünde 5 Mart'tan bu yana Cuma günleri eylem düzenleyen Şişli Etfal Dayanışması'ndan aktivistlerin ve yurttaşların talebi ise, hastanenin yerinde "yapılandırılması" ve bir asrı aşkın süredir bulunduğu alanda faaliyete devam etmesi.
Hemşire İpek Deniz, gazeteci Süleyman Karan ve 57 yıldır Şişli'de yaşayan Özgür Kavuşer; bianet'e, taşınmaya neden itiraz ettiklerini anlattı.
Nitelikli sağlık eğitimi ve hizmetiŞişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde çalışan hemşire İpek Deniz: Şişli Etfal en önemlisi bütün branşların ve yandal branşlarının bir arada olduğu çok kıymetli bir hastane. Bu ne anlama geliyor? Bir hastane sadece kan almaktan, röntgen çekmekten ibaret değil. Tanı konmayan, çok değişik binlerce hastalık var. Şişli Etfal, bu yönüyle bütünlüklü bir hastane ve insanlara hayat verebiliyor. Halk için böyle bir anlamı var. Sağlık eğitimi alanlar için de... Düşünsenize, burada binlerce insan yetişti 122 yıldır ve Türkiye'nin dört bir yanında hâlâ hizmet vermeye devam ediyor. Ve sağlık eğitimi almak ne kadar çok hasta ve farklı hastalık gördüğünüzle ilgilidir aslında. Kamu hastanesi olmasının bir güzelliği de hasta yakınları gelip bahçede de yatsa kimse onlara "Siz ne yapıyorsunuz?" demez. Gidip Acıbadem'de böyle bir şey yapabilecekler mi? Mesela pandemi dönemi... Bu dönemde özel hastanenin tedavi masraflarını kaç kişi karşılayabilir? Bizim burada yaptığımız tedavilerin aynısı özel hastanelerde 8-10 bin liradan aşağı çıkmıyor. Bu; doğum sancıları geldiğinde, kalp krizi geçirildiğinde ya da çok acil durumlarda halkın sağlık hakkıyla oynamak anlamına geliyor. Bu hem sağlık emekçilerinin nitelikli eğitim alma haklarının önünde bir engel hem de sağlık hizmeti bekleyen bir sürü insan için çok ciddi bir hak kaybı. | |
"360 derece restoran" vaadiŞişli'de doğup büyüyen gazeteci Süleyman Karan: En köklü ve en yoğun hastanelerden biri burası. Doğru, (depreme karşı) güçlendirilmesi gerekiyor hastanenin. Ama biz bu hükümete güvenmediğimiz için bir ön alma çalışması yapıyoruz. Nedir? Güçlendir ama yerinde güçlendir. Yerinde güçlendirmezsen biz ne yaptığını biliyoruz. Alıyorsun orayı, başka bir şey yapıyorsun. Duyumlarımız da pek iç açıcı değil açıkçası. Çünkü sorduğumuzda 'Oraya çok güzel bir tesis yapılacak' deniliyor. Ne demek tesis yapılacak? Desene 'Oraya çok güzel bir hastane yapacağız.' Bunu demiyorlar, güzel bir tesis diyorlar. İkincisi, bu adamlar ne yaparsa çok kötü yapar. Şişli Etfal böyle bir hikâyeyi anlatıyor. Bir yetkili açıklama yapıyor, 'Yukarıda bir restoran yapacağız, 360 derece...' diyor. Hastane yapıyorsun, üstteki restorandan mı bahsedilir? Sonra ne deniliyor? Zemin kayması... Şişli'de, Beşiktaş'ta, Beyoğlu'nun, Sarıyer'in ve Kağıthane'nin bir bölümünde özellikle dar ve orta gelirli insanların şifa bulacağı tek kurum. Eğer bu yerinde dönüştürülmezse ne olacak? Özel hastanelere mahkûm kalacak (yurttaşlar). | |
"Halkın gidebileceği başka hastane yok"Doğma büyüme Şişlili Özgür Kavuşer: Etfal, benim hem doğduğum hem de doğurduğum hastane. Bizim için gerçekten çok önemli. Çünkü orada dedelerimizin, annelerimizin babalarımızın ilk adımları, son nefesleri; bizlerin de ilk çığlıkları var. Depremin dayanıklı olmadığı gerekçesiyle taşınması ve yerinde yapılandırılmaması, bizleri gerçekten çok üzüyor. Halkın gideceği başka bir hastane yok yakınlarda. Etfal'e ise üç dakika içinde ulaşabiliyorum. Düşünün, bir kalp krizi geçirseniz İstanbul trafiğinde; dakikaların değil, saniyelerin bile çok önemli olduğu o ambulansın içinde buradan Seyrantepe'ye, Okmeydanı'na ya da Sarıyer'e gideceksiniz. Biz hastanenin burada yeniden yapılandırılarak faaliyete geçmesini istiyoruz. Bunun için bir mücadele başlattık ve bunu sonuna kadar da götürmeye kararlıyız. | |
122 yıllık tarihŞişli Etfal Hastanesi, Mart 2021'de Beyoğlu'ndaki Gezi Parkı arazisi ve başka birçok mülk gibi "mazbut" bir vakıf olan Sultan Beyazıt Hanı Veli Vakfı'na devredildi. 122 yıldır yurttaşlara hastane olarak hizmet veren bina, Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit döneminde inşa edildi. II. Abdülhamit, kızının difteriden ölümü üzerine Şişli'de Emlak-ı Hümayun'a, yani Osmanlı padişahlarına ait olan bir arazi üzerinde bir çocuk hastanesi kurulması emrini verdi. Padişah mülkü olarak inşa edilen hastane, II. Meşrutiyet'e kadar (1908) işletildi ve daha sonra devlet kurumlarına devredildi. O gün bugündür kamu hastanesi olarak varlığını koruyor. | |
(DŞ)