Halil Özden’in “20 yıl yaşadığım, 8 çocuğumu büyüttüğüm ev’’ diye bahsettiği ve parmağı ile işaret ettiği yer bir moloz yığını…
Özden'in evi resmi rakamlarla Şırnak’ta yıkılan 2 bin evden biri.
Şırnak Valiliği'nin 14 Mart’ta ilan etiği sokağa çıkma yasağı 246 gün sürdü. Özden, sokağa çıkma yasağının kaldırıldığı 14 Kasım gününden beri her gün moloz yığının yanına geliyor.
"Oradan bir tabak bile almama izin vermiyorlar’’ diyen Halil Özden'in gözleri doluyor.
“Ailemi Siirt’e götürdüm. Orada bir ev kiraladık. Kiramız 700 lira. Bir çocuğum çalışıyor. Onun telefon şirketinden aylık kazandığı 1.300 liranın çoğu eve ve bir kısmı da yemeğe harcanıyor."
Evden Çıkamadım
"YPS (Sivil Koruma Birlikleri) ve devlet güçleri yasağın sürdüğü ilk üç ay boyunca yoğun çatışmaya girdi'' diyen başka bir vatandaş:
"Yasak boyunca çıkamadım. Biz torunlarım ve çocuklarım ile 24 kişi evde çaresizce bekledik. İlk üç ay hiç çıkamadık. Sonraki aylar çatışmalar ara ara yaşanıyordu. Çatışmanın olmadığı günlerde polislerden izin alıp ihtiyaçlarımızı dükkanı olan komşulardan karşıladık.''
İsmimi yazmayın
Şırnak’ta bianet’e konuşanların tamamına yakını ismini vermek istemiyor. "İsmimiz yada resmimiz medya’da görünürse bize yardım verilmeyeceği söyleniyor" cümlesi sıklıkla kuruluyor.
Valilik: Çok yoğun çalışıyoruz
Şırnak Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler bölümü çalışanları çok yoğun görünüyorlar. "Biz zaten gerekli bilgileri sayfamızdan paylaşıyoruz" diyor çalışanlar.
Valiliğin halka dağıttığı el broşürlerinden birini uzatıyorlar. Broşürde dikkatimizi çeken "Örnek Projeler". Moloz tarlaları görünümündeki Şırnak’ın yeni proje örnekleri fotoğraflar ile gösterilmiş.
“Mağdurların onuru kırılıyor”
"Mağdur olduğumu ispatlama çabasındayım" diyen vatandaşlardan biri şunları söylüyor:
“Evim yıkıldı, hiçbir şeyim kalmadı. Mağdurum, bu yetmiyormuş gibi devlete mağdur olduğumu ispatlamaya çalışıyorum. Devlet dediğin mağdurun mağduriyetini halletmek için çalışır. Evine gider. Peşinden koşturup onurunu kırmaz."
“Hezil çayında yıkandık”
A.T ve M.U evleri yıkılmadan önce yanyana duran evlerde yaşayan iki sınıf arkadaşı. İkisi de 13 yaşında.
A.T. çadırda yaşadığını söyleyince "Peki soğuk değil miydi?" sorumuza gülümseyerek “O en büyük problemimiz değildi” diyor.
“Uludere yolunda ‘Sêgirik (Şenoba)’ diye bir köy var. Çadırımızı orada kurduk. Büyükler bazen yıkanmak için evlere gidiyorlardı. Biz çoğu zaman utanırdık. Hezil çayına gidip orada yıkanırdık. Gerçek soğuğu orada tanıdım. İnsanda takat bırakmıyor.”
M.U.’nun ailesi Şırnak’ın aşağısı dediği ‘Cifane’ köyünde çadırını kurmuş.
“Çadırımızı kaldırdık. Şimdi bir eve yerleştik. Aslında evin çoğu yıkılmış. Yerleştiğimiz bir tek oda. O odada kurşun delikleri var.”
Yasakta eğitim
Öğrencilerin çoğu okula yeni başlayacak. Günde 10 saati bulan ders programları ile dersler işlenecek. Çevre şehirlere ve yurtlara yerleşim imkanı bulan çok az öğrenci olduğu belirtiliyor. Sınavlar komşu şehirlerde yapıldı.
Yasakta hukuk
Şırnak Barosu avukatları, yasak döneminde bütün davaların ertelendiğini, tutukluların yargılanmalarının avukatsız gerçekleştiğini dile getirdiler.
Dokuz eczane… İkisi yıkıldı, ikisi nöbette…
Eczacılar Birliği, Şırnak Temsilcisi, Dilşat Bayram yasak döneminde nasıl çalıştıklarını bianet'e anlattı.
"Şırnak'ta dokuz eczane vardı, ikisi yıkıldı. Kalan yedi eczanenin ikisi dönüşümlü olarak haftalık periyotlarla nöbetçi oldu. Nöbetçi olduğumuz hafta boyunca eczanenin dört duvarının dışına çıkmıyorduk.
"Bu sırada bomba sesleri sıklıkla geliyordu, üzerimizden geçen top seslerini duyuyorduk. Şehrin giriş-çıkışındaki polis kontrol noktalarına çoğu zaman kendi imkanları ile ulaşan hastalar, polis eşliğinde gelen 112 ambulansları ile hastane ve eczanelere götürülüyordu.
"Eczanede üç kişi çalışıyorduk. İlaçların şehre ulaştırılmasında sıkıntılar yaşadık. İlaçlar ecza depolarından bize ulaştırılamıyordu, ilaç sıkıntısı çekiyorduk."
Şırnak'ın gece fotoğrafları şehrin haritasını gösteriyor gibi. Kenti çevreleyen güçlü "güvenlik ışıklandırmalarının" içine serpilmiş yerleşim yerlerinden geri kalanların cılız ışıkları görünüyor.
Korku, endişe, karanlık şehre geri kalanlar...
Ne Oldu?
Şırnak'ta 14 Mart'tan bu yana uygulanan sokağa çıkma yasağı, 14 Kasım'da kısmen kaldırıldı.
Şırnak Valiliği’nden yapılan açıklamaya göre, sokağa çıkma yasağı 14 Kasım'dan itibaren her gün sabah saat 05.00 ile akşam saat 22.00 arasında kaldırıldı.
Açıklamada, Şırnak merkezi dışında bulunanların Şırnak’a gelişleriyle ilgili planlama yapılması gerektiği belirtildi.
“Atatürk ve Vakıfkent mahalle sakinlerinin Pazartesi, Şehri nuh ve Gündoğdu mahalle sakinlerinin Salı, Aydınlıkevler ve İsmetpaşa mahalle sakinlerinin Çarşamba, Cumhuriyet ve Gazipaşa mahalle sakinlerinin Perşembe, Yeşilyurt ve Bahçelievler mahalle sakinlerinin Cuma,Yenimahalle ve Dicle mahalle sakinlerinin Cumartesi günü,gelmeleri yönünde planlama yapmaları, işlerini takip etme ve yürütme bakımından büyük kolaylık sağlayacaktır.”
Çadırlar sökülmüştü
Şırnak’ta 14 Mart'ta başlayan sokağa çıkma yasağının ardından evlerini terk etmek zorunda kalan vatandaşların kaldığı çadırlar 25 Ekim 2016’da valilik talimatıyla sökülmüştü.
Bu olayın üzerine bianet’e konuşan Şırnak Belediye Eşbaşkanı Serhat Kadırhan, çadırkentlerin valilik talimatıyla boşaltıldığını ancak burada kalan insanlara devlet tarafından bir barınma imkanı sunulmadığının altını çizerken “Şırnak diye bir yer kalmasın istiyorlar” demişti.
Belediyeye kayyum atandı
5 Kasım 2016'da Şırnak Belediyesi’ne, Şırnak Vali Yardımcısı Turan Bedirhanoğlu kayyum olarak atandı.
Şırnak Belediyesi Eşbaşkanı Serhat Kadırhan ise görevden alındı. Şırnak Belediyesi Eşbaşkanı Özlem Onuk ise tutuklandı.
(MB/EKN)