Sırma Olcay Kefeli'nin "Mühür" sergisi Beyoğlu Orjin Meşrutiyet Binası’nda açıldı. 12 Aralık'a kadar açık kalacak serginin küratöryel danışmanlığını Saliha Yavuz üstleniyor.
Sanatçı, düşünsel ve sezgisel bir araştırmayla sanat, bilim ve tasavvufun ortak noktaları üzerinden "Mühür" serisini üretti.
Görünüşe çıkmış sesin sanatı ve bilimi olan Cymatics/Syamatik alanında yapılan çalışmaların uzun bir süredir izini süren Sırma Olcay Kefeli, “kelimelerin” suyun üzerindeki titreşimi ile etkisini görselleştiren Robert Boerman ile gerçekleştirdiği ortak çalışma sonucu, zikir ses frekanslarının kullanılarak kaydedildiği, Esma-ül Hüsna’ya karşılık gelen 32 farklı görüntüyü MÜHÜR Serisi’nde yorumladı.
Sergi tasarımı Leyla Kefeli ve Deniz Kefeli tarafından gerçekleştirilen serginin belgesel filmi İsmet Yazıcı’ya ait. Sergiye Merve Berkman’ın sesi eşlik ediyor. Mekandaki sergi fotoğrafları ise Engin Pulat tarafından çekildi.
Elde edilen imgeleri gravür tekniği ile çinko plakalara basarak farklı yüzeylerde denemeler yapan sanatçı, hem geleneksel hem dijital baskı tekniklerini eş zamanlı kullanarak katmanlarla çalıştı. Her katmanın üzerini renk ile örttükten sonra tekrar açığa çıkararak, iç içe geçen yeni imgeler elde etti. Mühür Serisi’nin katmanlarındaki formlar, adeta bir gözün derinliği gibi karanlıktan ışığı içine alan kubbeler ya da aslında bütünün parçalarıdır.
Saliha Yavuz sergiyle ilgili olarak şunları söylüyor:
"Modern bilim, evrendeki her şeyin, titreşen frekanslar aracılığıyla, farklı formlara dönüştürülmüş enerji olduğunu söyler. Duyularımız dış dünyayı anlamlandırabilmek için belirli dalga boyundaki titreşimlere uyum sağlar. İleri teknoloji ve araştırmalar, tüm form ve şekillerin kesifleşmiş müzik olduğu fikrini desteklemekte ve renklerin duyulabilgidiği, seslerin görünür hale geldiği bir noktaya doğru ilerlemektedir.
"Sanatçı, 'Mühür' ile Esma-ül Hüsna'daki Allah'ın isimlerinin yaydığı ses titreşimlerinin görsel tavsvirini sunar. Balmumu mühür, basıldığı zarfın içeriğini koruyan, saklayan, muhafaza eden ve sahibi tarafından açıldığı vakit mesajı özgürleştiren, sahibine teslim eden sir sembol olarak sergiye adını verir."
Sırma Olcay Kefeli hakkında
1968'de İstanbul’da doğdu. 1985’te İstanbul Amerikan Robert Lisesi’ni bitirdi. Lise yıllarında katıldığı Seta Hidiş Atölyesi’nde, yaratıcılık, tasarım ve sanatın özgürleştirici dünyası ile tanışıp, yüksek öğrenimi için Londra’ya gitti. UAL/London College of Communication’da, Görsel İletişim Tasarımı eğitimini tamamladı. Freelance tasarımcı olarak, kurum kimliği ve illüstrasyon ağırlıklı projelerde çalıştı. 1991'den itibaren Artess Çamlıca Sanat Atölyesi’nde Prof. Süleyman Saim Tekcan ile gravür çalışmaları yaptı.
1995-96 yıllarında New York’ta Ariel Peeri Design Studio’da, uluslararası firmaların kurumsal kimlik çalışmalarını ve editoryal tasarımlarını yaptı. İstanbul’a döndükten sonra, 2005-2008 yılları arasında IMOGA’da müze sanatçısı olarak çalıştı. 2009’da Kuruçeşme’de kendi atölyesine taşındı. Karma sergilerde ve yurt içi, yurt dışı özel koleksiyonlarda yer aldı.
Sanatçı, Kuruçeşme Atölyesi’nde bir yandan kurgulayıp üretirken, diğer yandan yaratım sürecini ziyaretçileriyle paylaşıyor.(AÖ)