Bergama Asliye Mahkemesi'nde devam eden, 2005'teki Dünya Çevre gününde çevrecilere Koza Altın İşletmeleri çalışanları tarafından taş ve yumurta atılıp yollarının kesilmesiyle ilgili davada, çevrecilerin avukatı Arif Ali Cangı, sanık olmadığı halde son duruşmada (22 Temmuz) Koza Altın İşletmeleri'nin genel müdür yardımcısı Hayrettin Öğüt tarafından suçlandığını bildirdi.
Cangı'nın aktardığına göre, Öğüt davaya avukat olarak gelen Cangı'nın "yaklaşık 10 seneden beri çevredeki eylemlerin yöneticisi" olduğunu söyledi. Bunun üzerine Cangı kendisinin şirket çalışanlarına hedef olarak gösterildiğini ifade etti. Cangı'nın itirazı duruşmanın tutanaklarına şöyle yansıdı: "Müşteki sanık Hayrettin Öğüt savunmasındaki sözleri ve sunduğu fotoğraflarla beni sanık pozisyonunda göstermekte ve şirket çalışanlarına hedef göstermektedir. Kendisi hakkındaki başvuru hakkımı saklı tutuyorum, ayrıca müşteki sanık Hayrettin Öğüt tarafından sunulan benimle ilgili fotoğraf ve görüntülerin bu dava dosyasında yer almaması gerekmektedir, mahkeme gerekli görürse jandarma kaymakamı ve komutanın oraya gelmesini sağlayan kişi olarak, tanık olarak beyanda bulunabilirim."
Bianet'e konuyla ilgili açıklamada bulunan Avukat Cangı 22 Temmuz'daki duruşmada yaşananları anlattı. "O dönem halkla ilişkiler müdürü olan Koza Altın İşletmeleri Genel Müdür Yardımcısı Hayrettin Öğüt bir anlamda adamlarıyla geldi duruşmaya, savunma yerine doğrudan doğruya beni hedef alan, suçlayan bir savunma yaptı. 'Doğrudan doğruya bu işi yöneten Arif Ali Cangı'dır' şeklinde... Ben sanık değilim burada. Sanıkların, müştekilerin avukatıyım. Bu epey tartışıldı."
Madencilerden itiraflar
22 Temmuz'daki duruşmada önemli bir gelişme daha yaşandı. Davaya konu olan saldırıda saldırganlar arasında bulunan, maden çalışanlarından Yüksel Gencer itiraflarda bulundu.
Duruşmanın tutanaklarına göre, Gencer, "Çamköy yolu çevre köylülere açıktı, eyleme gelenlere kapalıydı, çevreci grup Çamköy yoluna geçmek istedi, biz geçirmedik... yumurtalar bize şirketten verildi, bir elimize yumurta bir elimize taş aldık, attık" dedi.
Daha önce bir başka maden çalışanı Halil Etfal de 18 Ocak'taki duruşmada itiraflarda bulunmuştu. Etfal tutanaklara geçen sözlerinde, o gün piknik yerinde altın madeninde çalışan 550 işçi olduğundan söz ediyordu... "Olay tarihinde Koza altın madeninde işçi olarak çalışıyordum, o gün piknik yerinde altın madeninde çalışan 550 kişi vardı, ancak bunların bir kısmı iddianamede yer almıştır, pikniğe gelmek mecburiyeti vardı, gelmeyenlerin işten atılma korkusu vardı, Hayrettin Öğüt, Hamdi Akın İpek, Celalettin Çetin birebir gelmeyen işçisi kontrol ediyorlardı, o gün olay sonunda Hayrettin Öğüt birebir bana 'neden taş atmadın' diye baskı yaptı, işçiler kendi istekleri ile eylemde bulunmamıştır, yönetimin baskısı ile Celalettin Çetin, Hamdi Akın İpek ve Hayrettin Öğüt ile yönetim kadrosunun müdürlerinin yönlendirmesi ile hareket etmişlerdir."
Davanın seyri
Dava sürecinin ilginç bir seyri var...
2010 Ocak ayında dava açıldığında çevrecilerin avukatları, davaya konu olan 2005'teki saldırıyı yönlendiren konumda olduğunu söyledikleri Akın İpek'in sanık olmamasına itiraz ettiler ve mahkemenin araştırmasını istediler. Ayrıca müşteki olarak savcılığa da başvurdular.
Savcılık tekrar ele aldığı dosyada, Akın İpek hakkında takipsizlik kararı verince bir kez daha itiraz süreci başladı. Yapılan itirazın ardından Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi "şüphelinin maden çalışanları üzerinde inisiyatif sahibi olduğu ... şüpheli Hamdi Akın İpek'in yönetici sıfatı ile kendi çalışanlarını diğer gruba karşı azmettirdiğine dair yoğun şüphe bulunduğu" ifadelerine yer verdiği kararında Akın İpek hakkındaki takipsizlik kararını kaldırdı.
Böylece Bergama Asliye Ceza Mahkemesi'nde Akın İpek hakkında dava açıldı ve diğer davayla birleştirilmişti.
Avukat Arif Ali Cangı son duruşmaya Koza Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın İpek'in gelmediğini söyledi. Duruşmada Akın İpek'in Ankara Ceza Mahkemesi'nde ifadesinin alınması kararlaştırıldı. (YY)