"İran Afganistan'ın bir İslam devleti olarak kalmasından ve Türkiye gibi laik bir düzen kurmamasından emin olmak için girişimlerini sürdürüyor."
"Eğer İran, Afganistan hükümetinin istikrarını bozacak yollar ararsa, koalisyon onlar için, başlangıçta diplomatik yönden, gerekeni yapacaktır. İran terörizme karşı savaşa katılmalıdır. Terörizme karşı ulusumuz, ya bizimle ya da karşıt doktrinini muhafaza etmektedir." G. Bush, ABD Başkanı. (1)
Bu söylenenler, Afganistan'a şeriat düzenini yerleştirmek için, Bonn'da yapılan toplantıdan beri, politik, askeri ve casusluk girişimlerini sürdüren İran'a karşı ileri sürülen ABD görüşlerinin özeti.
İran'ın dikbaşlılık örnekleri
Gelişmeleri izlememiş olanlar ilk nazarda acaba İran da Irak gibi bir ABD saldırısı için sırada mı görüşüne kapılabilir. Olabilir mi? Son söyleyeceğimizi başlangıçta söyleyelim: Olabilseydi şimdiye kadar olurdu. Çünkü İran:
* 1979 yılında, ABD Anayasasının temel dayanağı olan "Yurtdışında ülke insanının yaşamını ve haklarını savunmak" maddesini yaklaşık bir yıl süreyle Tahran'daki ABD Büyükelçilik mensuplarını hapsederek ihlal etmiş,
* NBC ve füze anlaşmalarını onaylamayıp, ABD'ye karşı Rusya, Çin ve Kuzey Kore ile anlaşarak WMD-Kitle İmha Silahlarını geliştirmiş ve onları 1300 Km.'ye kadar fırlatabilecek füze teknolojisine sahip olmuş,
* ABD'nin ısrarlı karşı çıkmalarına rağmen Rusya'dan uzaydan yararlanma olanakları sağlayacak bilgi birikimini almış,
* Avrupa Birliği ülkeleri ile ambargoya rağmen ticari ilişkilerini yürütmüş,
* Bir yandan Türkiye'ye karşıt grupları desteklerken diğer yandan ambargoya rağmen ona doğalgaz boru hattı döşeyebilmiş,
* Hamas ve Hizbullah örgütleri ile Lübnan'ın güneyini işgal etmiş, İsrail ile savaşa girmiş ve ABD'nin çok önem verdiği Ortadoğu barışını sekteye uğratmış,
* Kürt kökenli muhaliflerini Almanya'da öldürttüğü iddia edilerek mahkum edilmiş ve Amerika'nın terörizmi destekleyen ülkeler listesinin başında gösterilmiş olmasına rağmen (2) İran; Batı ülkeleri, Rusya ve Çin ile dengeli ve istikrarlı bir politik, teknolojik, bilimsel, askeri ve ticari politika uygulayarak, ABD zoruyla konulan ambargoyu anlamsızlaştırmış, Amerika'ya bir müdahale alanı bırakmamıştır. Bu nedenle başkan Bush'un politik yönden yapabileceğini söylediği girişim, bugünlerde yapılandan farklı bir şey olamayacaktır.
Peki neden "ceza" verilmedi?
İran'ın Amerika'ya karşı böyle bir tutum sergilemesine olanak sağlayan nedir sorusunun birçok askeri, politik, teknolojik, ekonomik yanıtı olabilir. Ancak bunlardan birisi var ki, baş rolü oynamaktadır: İran'daki Batı ülkelerinin yabancı sermaye yatırımları.Yapılanlara birkaç örnek verilecek olursa;
* İran, madencilik sektörüne yabancı sermaye yatırımlarını çekmek üzere Maden Kanunu'nda değişiklik yaptı. Yeni Maden Kanunu'na göre, yabancı şirketler, gerektiğinde uzatılabilecek 25 yıllık kiralama yapabilecekler.
* Yabancı yatırımcılar bir projenin yüzde 100'üne sahip olabilecekler. Arama ve maden geliştirme için vergi istisnaları 10-12 yıl olacak. Önümüzdeki 5 yıllık kalkınma planında madenciliğe özel önem verileceği, bunun için de yabancı yatırıma yönleneceği açıklandı. İran, madenler ve metal sanayisini geliştirmeye yönelik yabancı sermaye yatırımlarından 10 milyar dolar bekliyor. Madenler ve Metaller Bakanı tarafından yapılan açıklamaya göre 100 proje uluslararası ihaleye çıkarıldı.
* G. Afrikalı Anglo-Amerikan şirketi 300 milyon dolarlık Zarshuran altın projesini başlattı.
* Kanada'nın İran'da çinko madeni için yapılacak yatırımı 200 milyon dolar. Cominco, iki ferrokrom tesisinin inşasına da 50 milyon dolar ile katıldı.
* İsveçli Svedala şirketi, Şarçeşme bakır tesisinin modernizasyonu projesini aldı, 30 milyon dolar yatırım yapılacak.
*Çin, bir başka bakır madeni Songoon için 350 milyon dolar yatırım yapacak.
* Bir Kanada şirketi olan Zarcan, 30.800 km2'lik bir alanda bakır aramak ve maden işletmek üzere yapacağı 1 milyar dolarlık yatırımın korunması için devlet garantisi aldı. Aynı şirket, Agh Darreh altın projesine yapacağı 25 milyon dolarlık yatırımın korunması garantisini de aldı.
* Avusturya-İsviçre-İspanya konsorsiyumu, İsfahan demir madeni için 115 milyon dolar yatırım yapacak.
* Cominco çinko madenciliği için yatırım yapıyor. (3)
Bütün bunlar kamuoyuna ve dış basına yansımış olanlar. Bilinmeyenler de dikkate alındığında, İran'ın yabancı sermaye yolu ile Batı kaynaklarının çoğunluğunu ve Rus, Çin olanaklarını kendine bağladığını varsayabiliriz.
Ders nerede?
Bu değerlendirme bir gerçeği ortaya çıkarıyor: Güçlü bir silahlı kuvvete sahip bir ülke, dış ticaretini uluslararası normlara göre geliştirirse kendisini Globalizmin (Serbest ve hakça ticaretin; mal, hizmet, sermaye ve iş gücü yolu ile bütün dünyaya yayılmasını öngören Amerikan ekonomik yaylımcı politikasının) uygulama unsuru olan Pax Amerika'dan(Bu yaylımcı politika için barış ortamının sağlanmasında, gerekirse barışın sağlanması adı altında kuvvet kullanmayı gerektirecek uygulamadan) koruyabilir.
Bu arada Başkan Bush'un beyanından anlaşılmaktadır ki Amerika, kendisinde "koalisyon adına" hareket edebilme yetkisini görüyor. Gerekeni koalisyon yapacaktır sözünü kullanabilmesi için, bu beyanının en azından ortaklaşa ilanı gerekirdi. Amerika ile herhangi bir koalisyona girecek bir ülkenin, süper güç olmanın yarattığı üstünlük komplesinin yaratabileceklerini de dikkate alması gerekmektedir. Afganistan'a kuvvet gönderme arifesindeki Türkiye'nin bu girişimlerden çıkaracağı dersler olabilir. (NU)
Kaynaklar:
(1) Bush Tells Iran Not to Undercut Afghan Leaders, Eric Schmitt, BBC, Jan 11, 2002.
(2) New Analysis: Terror, Iran and the U.S., By James Risen, Jane Perlez, The New York Times, June 23, 2001.
(3) Reuters Haber Ajansı, 4.10.1999 ve Mining Journal, 23 Haziran 2000.