Hayvancılık yok ama yine de merkez
Son yirmi yılda Türkiye'nin geleneksel hayvancılık bölgelerinde hayvan sayısındaki ciddi düşüşe karşın, bu bölgeler hayvancılık merkezi olarak eski önemlerini sürdürüyor. Diyarbakır, Van, Ağrı ve Erzurum'dan günde onlarca araçla bütün Türkiye'ye hayvan dağıtılıyor.
Üretici hayvancılığın büyük düşüş gösterdiği bu bölgelerin hala tüm Türkiye'nin başlıca hayvan sağlayıcısı olmalarının sırrı nerede yatıyor?
Her gün 800 hayvan
Bu sorunun yanıtı her gün kaçak yollardan Türkiye'ye sokulan 500 dolayında küçükbaş, 300 dolayında büyük baş hayvanda yatıyor.
Sınırlar, korucular ve rüşvet ağı
Edinilen bilgilere göre, Azerbaycan, Afganistan ve İran'dan getirilen hayvanlar, kaçak yollarla Kuzey Irak sınırından yurda sokuluyor. Adının açıkça yazılmasını istemeyen besili hayvan tüccarı A.G.' nin iddiasına göre, kaçak olarak sınırdan geçirilen büyükbaş hayvan başına 22 milyon , küçükbaş hayvan başına ise 3 milyon lira rüşvet ödeniyor. Rüşvet korucular ile sınır karakolları arasında bölüşülüyor.
Azerbaycan, İran ve Afganistan'dan getirilen hayvanların İran ve Kuzey Irak sınırlarında, Van'ın Başkale ilçesi, Hakkari, Şırnak, Uludere, Silopi ve Beytülşebap üzerinden dağıtıldığını söyleyen hayvan tüccarı A.G, konu ile ilgili şu bilgileri verdi:
Rüşvetler
* Hayvanlar bölgedeki kaçakçılar tarafından sınırdan geçiriliyor. Sınırdan geçirilen büyükbaş hayvan başına 22 milyon, küçükbaş hayvan başına ise 3 milyon lira rüşvet veriliyor. Rüşvet en yakın sınır karakoluna teslim ediliyor.
Köy muhtarının kağıdı ve sağlamdır damgası
* Bu hayvanlar beklediğimiz köye getirilince, köyün muhtarı 'menşe' kağıdı doldurarak, hayvanlar sanki köyün hayvanlarıymış gibi gösteriliyor ve ardından bir veteriner vasıtasıyla "sağlamdır aşısı yapılmıştır" raporu hazırlanıyor. Bu raporla birlikte Tarım il ve ilçe Müdürlüklerinde "sağlam damgası" vurulan hayvanlar, serbest bir şekilde iç pazarlarda satışa çıkarılıyor. (AB/ME/YÖ)