Soner Sert'in hazırladığı ve alanında yetkin 20 yazarın katkısını içeren "Sinemanın Teorisi", Yordam Kitap'tan çıktı.
Hugo Münsterberg, Lev Manovich, Sergey M. Ayzenştayn, Vsevolod Pudovkin, Dziga Vertov, Béla Balázs, Rudolf Arnheim, John Grierson, Bertolt Brecht, Cesare Zavattini, André Bazin, Siegfreid Kracauer, Üçüncü Sinema Anlayışı, Christian Metz, Laura Mulvey, Gilles Deleuze, Slavoj Žižek, B. Ruby Rich... Her teorisyen, kitapta farklı yazarlar tarafından ele alınıp değerlendirildi.
Kitaba yazılarıyla katkıda bulunan yazarlar ise şöyle: Beyza Bilal, Burcu Kurtiş, Deniz Ulusoy, Erkan Büker, Fırat Yücel, Gizem Parlayandemir, Hakan Erkılıç, Janet Barış, Metin Akdemir, Murat Tırpan, Nalan Büker, Selahattin Yıldız, Selda Salman, Seray Genç, Soner Sert, Süreyya Karacabey, Ufuk Tambaş, Yeşim Dinçer, Yusuf Güven, Z. Tül Akbal Süalp.
Soner Sert "Sinemanın Teorisi"ni bianet'e anlattı.
Kitaba yazılarıyla katkı sunanlar arasında yönetmen de var akademisyen de sinema eleştirmeni de... Yazarları nasıl belirlediniz?
Aslında tam olarak sadece ben belirledim, diyemeyiz. Uzun sayılabilecek bir süredir sinema yazını ve film yapımı ile uğraşıyorum. Bu süreçte kimin, hangi konuda yazdığına dair bilgim, hangi konuda yazabileceğine dair de bir fikrim oldu. Konuları ve isimleri aklımda denkleştirdikten sonra, yazarlarla görüşüp fikirlerini aldım. Bu süreçte yayınevim Yordam Kitap'ın ve Yeşim Dinçer'in de çok katkısı oldu. Her daim fikir birliğinde ısrarcı olduk ve kitap ortaya çıktı.
Konu-teorisyen paylaşımını siz mi yaptınız yoksa yazarlar kendileri mi seçti bu isimleri? Kitaptaki başlıklar-isimler nasıl ortaya çıktı?
Başlıkları, kitabı hazırlayan kişi olarak ben belirledim. Sinema ile ilgili profesyonel olarak ilişkiye geçeli beri teori üzerine, teori ve pratik ilişkisi hakkında kafa yoruyorum. Sinema tarihinde, bu sanatın estetiği, varoluşu ve biçimlenişi üzerine uğraş veren, çalışmalarıyla sinema sanatını şekillendiren tüm teorisyenleri kitaba almaya çalıştık. Liste belirginleşirken isimler de yavaş yavaş oluşmaya başlamıştı zaten.
"Sinemanın ilk teorisyeni" Hugo Münsterberg'den "sinemanın son teorisyeni" Lev Manovich'e uzanan bir köprü" sunuyor Sinema Teorisi. Derleme aşamasında dışarıda kalan, kalmak zorunda olan isimler oldu mu? Nasıl bir denge gözettiniz?
Bir teorik çalışmanın kıymet-i harbiyesi pratiğe uygulanabilir olmasında yatar. Kitaba aldığımız teorisyenlerin tamamı sinema sanatında iz bırakan, pratiği doğrudan şekillendiren, yer yer üretim yapan isimlerden oluşuyor. İsimler üzerine uzun süre düşündük. Etki gücü yüksek bir ismi atlamadık sanıyorum.
"Henüz diğerlerine (tiyatro, resim vs.) nazaran daha "taze" bir sanat olmasına rağmen sinema, kitleselliği ve işlevselliğiyle etkisini arttırdı" diyorsunuz kitabın Önsöz'ünde. Kitabın da sinemaya olan sevgimizi tazeleyeceğini vurguluyorsunuz. Kitabın adı her ne kadar "Sinema Teorisi" olsa da direkt sıradan izleyiciye neler katacak? Bu bağlamda kitabın dilini sadeleştirme ihtiyacı duydunuz mu?
Ortak bir dil ve konsept bütünlüğü sağlamak için, henüz çalışmanın başında, kolektif bir akıl ürettik. Bu yirmi yazarlı kitabın, tek elden çıkmış gibi görünmesine çalıştık. Dolayısıyla bir dil ve bağlam sorunu yaşamadık. Akademinin kuru üslubuna teslim olmamasına, genel okura hitap etmesine dikkat ettik.
Sinema, başlangıcından beri kitle tarafından yoğun ilgiye mazhar olan, popüler bir alan olma özelliği taşıyor. İzleyici, tıpkı hayatta olduğu gibi, sanatta da çevreyi ve yaşamı tanıma, anlamlandırma ve nihayetinde kodlama telaşıyla hareket ediyor. Bu durumun kişinin sosyal düzeyinden, entelektüel seviyesinden ve ruh halinden bağımsız ilerlediğini düşünüyorum. Dolayısıyla "Sinemanın Teorisi" modern izleyicinin, sektöre ilgi duyan amatörlerin ya da profesyonellerin alanla kurduğu ilişkiyi doğrudan etkilemeye, daha anlaşılır kılmaya yönelik bir çalışma.
(AÖ)