Van'da düzenlenen 3.Wan Axtamar Film Festivali’ndeki kısa filmler, uzun metrajlılar ve belgeseller sinemanın büyüsünü seyirciyle buluşturmayı sürdürüyor.
Yönetmenliğini Nedim Rojhat Yeşilçınar'ın üstlendiği Qemçûrçî adlı kısa film gülümsemeye hasret kaldığımız bir dönemde hicvin gücünü bir kez daha ispatladı.
Osmanlı İmparatorluğunun Doğu vilayetlerinde kesilen her bir hayvan için alınan Kamçur Vergisinin Cumhuriyet dönemindeki yansımaları etkili bir dille aktarılmış.
Festivalin bugünkü programında, yönetmenliğini Ezgi Leblebicioğlu'nun yaptığı Derviş Baba, Ekrem Heydo'nun Bihuşta Min (Cennetim) adlı belgeselleri yer alıyor.
Etkinliğin ana mekânı, Nuda Kültür Merkezinde gösterimi yapılacak diğer eser, yönetmenliğini Hiwa Aminnejad'ın gerçekleştirdiği Malawa Analog (Veda Analogu) adlı İran yapımı uzun metrajlı film.
Qemçûrçî
Navenda Çandê ya Nudayê (Nuda Kültür Merkezi) prodüksiyonu olan kısa film Qemçûrçî festivalin Akademi Filmleri bölümünde gösterildi. Bölgede üretim yapan diğer akademilerin filmleri gibi gençliğin taze enerjisini hissettiren eserlerden biri olarak Qemçûrçî acılı süreçlere ironiyle direnmenin yetkinliğini sergiliyor.
Osmanlı döneminde kesilen her bir hayvan için alınan Kamçur Vergisi, Cumhuriyet döneminde iptal edilmiş gibi görünse de yetkililerce bölge halkına yönelik baskı unsuru olarak kullanılmaya devam edilmiş, hatta filmde gördüğümüz kadarıyla mevzubahis vergi her bir canlı hayvan için alınır hale gelmiş.
İmroz'da (Gökçeada) Rumları yıldırmak üzere, başlıca geçim kaynağı muhteşem İmroz koyunlarına yönelik devlet yaptırımlarını aklıma getiren film, minimal ve yalın anlatım diliyle duygusunu ve mesajını etkin biçimde yansıtmakta.
Akademide eğitim gören ve aktif rol alan gençlerin ortak emeğinin ürünü eser, uyum içinde yapılan bir ekip çalışmasının sonucu gibi duruyor. Yönetmen ve film ekibinin pragmatik mütevaziliği perdede birebir hissedilirken, ego şişkinliğinden kaynaklanabilecek cilalardan gayet uzak olduğumuzun da farkındayız.
Vaziyetin dramatik dinamiği, oyunculukların nispi mesafesiyle dengeleniyor, trajikomik episot kara mizahın gücüyle gayet eğlenceli bir anlatıya dönüşüyor.
Kostümler, pastoral çevrenin estetiğiyle çarpıcı bir kontrast oluştururken, fotoğraf yönetimindeki başarı bizi mekâna zarafetle taşıyor.
Filmin sonunda Şakiro'nun sesinden duyduğumuz Çiya û Deşt, Mehmud Berazi'nin düzenlemesiyle adeta içimize işliyor.
Cumartesi günün kadar devam edecek Axtamar Film Festivali Vanlılar için kaçırılmaz bir fırsat. (MT/EKN)