Suudi Arabistan doğumlu Haifa Al Mansour hangi akla hizmet yönetmen olmayı seçmiş bilemiyoruz ama, bugünlerde, İstanbul'da yapılan yapılan "Doğunun Kadınları" adlı festivalinin, kadın yönetmen konuğu.
Kahire Amerikan Üniversitesi'nde İngiliz Edebiyatı eğitimi aldıktan sonra sinemayı seçen Haifa Al Mansour, hiç filmlerde gördüğümüz Arap kadınlarına benzemiyor.
Ufak tefek, kara kuru bir enerjik mi enerjik bir kadın. Yaramaz çocuklar gibi. Ama içinden öyle bir enerji saçılıyor ki, sizi etkisi altına almaması olanaksız. Doğulu kadınların özelliği olan el ve vücut diliyle konuşma, Mansour'da daha bir fazla.
Kamusal alanda "peçe"
İlk filmi "The Only Way Around" (Diğer Tek Yol) ilk gösterildiğinde büyük ilgi çeken Mansour, Hollanda ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden ödüller aldı.
Gelin görün ki, kendi ülkesinde filmi gösterilemedi. Derken genç yönetmen daha tehlikeli bir konuya el atar. Yarı belgesel olan "Woman Without Shadows" (Gölgesi Olmayan Kadınlar) filmiyle "yasak" bir konu olan "peçe"yi sorar Suudi Arabistanlı kadına.
Filmi izlerken, kadınların tavrını zaten görürsünüz. Gençler siyah çarşaflarına, daha bir sıkı sarılıp, bir tek sürmeli gözlerini açıkta bırakırken; yaşlılar daha bir rahattır kamera karşısında.
Mansour, "Gölgesi Olmayan Kadınlar" filminde, kadınların kamusal alanda peçe örtmelerinin gerekip gerekmediğini sorguluyor. Sokaktaki kadından, yakın çevresindeki kadınlara; kadınlar hakkında politika üreten Suudi Arabistanlı yetkililer ve din adamlarına mikrofonu uzatıp, kamerasını doğrultuyor. Bir de henüz ergenlik yaşına ulaşmamış kız ve erkek çocuklarına... Onlar rahat ve kılık kıyafet yasağının kıskacında değiller henüz.
Suudi Arabistan'da sinemacı olmak
"Filminizi ülkenizde gösterebildiniz mi?" diye soruyorum. Oysa daha birkaç saat önce, Suudi Arabistan'ı ve bir iki Arap ülkesini ziyaret etmiş olan bir kadın gazeteciden, kamera ve fotoğraf makinesi bile sokmanın yasak olduğunu öğrenmiştim.
Yıllar önce Sinan Çetin'in Tunus'ta çektiği Af grubunun bir klibi için gümrük işlemlerinde, üçlü fişten-ses kayıt cihazı piline kadar, her şeyin dökümü istenmişti.
Arap ülkelerindeki kitle iletişim cihazlarına ilişkin genel bir uygulamaydı sanırım. O günden bugüne Tunus'ta bir şeyler değişmiş olabilir ama, Suudi Arabistan'daki değişiklik, kadın adına ne ola ki?
Haifa Al Mansour, "Suudi Arabistan'da sinema salonu yok ki" diye başlıyor sözlerine. "Benim filmim ilk kez Fransız konsolosluğunda gösterildi. Sonra da tartışma çıktığından filmimi bir daha ülkemde gösterebilme koşulları yaratamadım"diyor.
Din adamının çark ediyor
Kadın olmasa bile, en azından erkek ülkesinde, erkek bir yönetmen için sinema salonu olur, diye düşünüyordum. Özel gösterimler dışında Suudi Arabistan'da Mansour'un filmini gören yokmuş. Değişiklik isteyen aydın bir çevre, izlemeden de olsa, olumlu görüş bildiriyormuş filmine. Soru ve yanıt halinde sürüyor görüşmemiz:
"Neden tartışma çıktı?"
"Filmimi izlediyseniz, oradaki din adamı, 'Kadının yüzünü açması caiz' diyordu. Film gösterildikten sonra, basına ve televizyona çıkarak kendini yalanladı. Oysa dini görüş erkeklerin sultasında değil, kadınlar da çalışabilmeli ve çalışabilmesi için gerekli koşullar sağlanmalı.
Kadınların işsizlik oranı yüksek
Resmi rakamlara göre Suudi Arabistan'ın en önemli sorunu işsizlik olarak gösteriliyor. Nüfusun yüzde 50'sini gençlerin oluşturduğu bu ülkede erkeklerin üçte biri kadınlarınsa neredeyse tamamı işsiz.
Üstelik kadınların yalnız eğitim ve sağlık alanlarında çalışabildiği düşünüldüğünde sosyal yaşama katılımlarıyla ilgili tablo ortaya çıkıyor. Haifa Al Mansour, tablonun vahametine işaret ediyor:
"1970'lerden 1990'lara kadar Suudi Arabistan'da kadın ve erkeğin aynı yerde çalışması yasaktı. Hemşirelik gibi kadınların çalışmasının zorunlu olduğu mesleklerde diğer Arap ülkelerinden ya da Filipinler'den gelen kadınlar çalışırdı".
Kadın seyahat edemiyor
İki yıl kadar önce, Suudi Arabistan'dan bir kadın, muhafazakar kesimlerin tepkilerini göze alarak pilot olur. Ürdün'den pilotluk lisansı alan Hanadi Hindi, Prens Elvelid bin Talal'ın özel uçağını kullanmak üzere sözleşme imzalar.
Bu gelişmenin Suudi Arabistanlı kadının, toplumundaki konumunun iyileşeceği umudunu doğurduğunu söyleyen Mansour, "Suudi Arabistan'da kadınlar araç kullanamıyor ve beraberinde erkek yakınları olmadan yolculuk yapamıyor" diyor.
Kadınların oy kullanmasının bu yakınlarda "başka bir zaman"a bırakıldığı Suudi Arabistan'da, kadının; baba, eş gibi bir erkeğin yazılı izni olmadan eğitim alamadığı, işe giremediği ve tek başlarına otellerde konaklamadığı bilinen bir gerçek. Mansour, bu durumun nedenini şöyle açıklıyor:
"İslamiyet'ten değil, Vahabi mezhebinden kaynaklanıyor. Aslında kadının kamusal alandan yasaklanması, petrolün bulunması ve yabancıların bu ülkeye gelmesiyledir".
Suudi Arabistan'ın yavaş yavaş da olsa değiştiğini söylüyor Mansour.
"Yakın zamana kadar Suudi Arabistan'da kadınların çarşafsız ve peçesiz, yüzünü açıkta bırakarak sokağa çıkması yasaktı. Oysa artık peçe, yüz örtme kalktı. Bence örtünüp örtünmemek kadına bırakılmalı. Bunun bizim bir geleneğimiz olduğunu biliyor ve kabul ediyorum ama örtünme kararını kadın vermelidir".
Kadının duygusal rahatlığı
Festivalin adı "Doğulu Kadınlar" ya, bir eleştiri de Suudi Arabistan'ın kadın yönetmeninden:
"Batının, doğu ülkelerinde siyasi düzeni değiştirme politikaları var. Sözde bizi özgürleştireceklerini söylüyorlar. Batı, politikalarını gerçekleştirirken uyguladığı baskının farkında değiller mi?".
"Suudi Arabistan kadını neden razı, neden rahatsız değil durumundan?"
"Aslında razı gibi görünseler de değiller. Suudi hükümeti de bu durumun farkında. Kadını özgürleştirmek adına bir takım çabaları var. Suudi Arabistan kadının konumuna razı gibi görünmesi aslında hazır olmamasından kaynaklanıyor. Duygusal olarak örtündüğünde kendini güvenlikte hissediyor. Buradan bakıldığında dinin değil, toplumsal yapının, gelenek ve göreneklerin kadını çekimser yaptığını görüyoruz.
Yüz örtme zorunluluğu kalktığı halde, Suudi Arabistanlı kadın hala yüzünü örtüyor. Sırf toplumun baskısından Kadının topluma katılması, o bölgede uzun süren ideolojilerin bir yanlışlığıdır. Şimdi hükümet onu gidermeye çalışıyor".(AD/EÜ)