Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Türkiye’de eğitim sisteminin ilkokuldan başlayarak üniversite sonrasına kadar sınav merkezli olduğunu hatırlattı, sorunların Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavının kalkmasıyla sorunların çözülemeyeceğini vurguladı.
“Başta PISA sonuçları olmak üzere, uluslararası alanda öğrenci başarısında yaşanan gerilemeyi TEOG sınavını kaldırmakla çözeceğini sananlar, TEOG yerine başka bir sınav getirerek sorunu çözmekten çok, eğitimde yaşanan başarısızlıklardaki paylarını gizlemeye çalışmaktadırlar.
“Bugüne kadar çocuklarımızı/öğrencilerimizi sınav odaklı eğitim sisteminden kurtarmak yerine, sadece sınavların adını değiştirerek sonuç almaya çalışan siyasi iktidar, Albert Einstein’ın ünlü “Aynı yöntemleri kullanarak farklı sonuçlara ulaşmaya çalışmak aptallıktır!” sözünün hakkını verircesine hareket etmektedir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Eylül’de, TEOG’un kaldırılması gerektiğini söylemişti.
"Çocuklar sınavlar üzerindne yarıştırılıyor"
Eğitim Sen’in açıklamasında, “sınavlar yoluyla yapılan eleme ve yönlendirmelerin zaten eşit olmayan bir eğitim sistemi içinde yeni eşitsizlikler ve adaletsizlikler yarattığı” vurgulandı.
“Sınavda yüksek puan almayı başarı gibi sunan ve eğitim hizmetinin niteliği ile farklılaşan değerlendirme ölçütleri, özellikle gelir ve eğitim düzeyi düşük ailelerin çocukları, kız çocukları, anadili Türkçe olmayan çocuklar, bedensel ve zihinsel engelliler, kırsal kesimde eğitim görenler ve diğer dezavantajlı kesimler açısından ciddi olumsuzluklar içermektedir.
“Kültürel ve çevresel uygunluk açısından eğitim sisteminin beklentilerine karşılık vermekte başarısız olabilecek farklı özellikteki çocukların standart sınav uygulamaları üzerinden yarıştırılmasının hiçbir sağlıklı yanı yoktur. Siyasi iktidar, sorunun tek başına TEOG’u kaldırmak olmadığını, asıl sorunun sınav merkezli eğitim sistemi olduğunu anlamamakta ısrar etmektedir.”
"Kaosu derinleştirir"
Öncelikli olarak öğrencilerin “sınav cenderesinden kurtarılması” gerektiğinin altını çizen Eğitim Sen, “eğitimin tüm tür ve düzeylerinin kamu tarafından ve kamusal kaynaklarla sunulması ve adil dağıtımının sağlanmasının” önemine dikkat çekti.
“Her öğrencinin kendi ilgi ve becerisi doğrultusunda hangi alanda okuyacağını kendisinin belirleyeceği bir eğitim sistemi oluşturulmadan atılacak her adım, eğitimde yaşanan kaosu derinleştirmekten başka bir işe yaramayacaktır.” (YY)