“Küresel ısınmaya önlemler” başlığıyla posta kutularında dolaşan mesajlardan birisi böyle diyor. "Neden iklim değişikliğini ciddiye almıyoruz?" sorusu haftasonu Küresel Eylem Grubu'nun (KEG) düzenlediği etkinliklerde de sıkça soruldu.
"İklim değişikliğine ciddiye almıyoruz"
Açık Radyo'dan Ömer Madra, Beşiktaş’taki iklim değişikliğine karşı düzenlenen etkinliklerde Çetin Altan’ın bir sözünü alıntıladı:
“Başka ülkelerde ‘Durum ciddi ama vahim değil’ derler ya Türkiye’deyse durum vahim ama ciddi değil.”
Çadır Bar’da düzenlenen panel öncesi yapılan basın açıklamasında Harun Tekin, “Soru sormakla yetinmiyor, ekolojik muhtıra veriyoruz” diyordu.
“Küresel ısınma, kürsel sermaye ve hükümetlerin ahmakça politikaları sonucudur. Petrole, kömüre, doğalgaza bağlı enerji politikalarına ‘hayır’ diyoruz. Rüzgar, güneş bize yeter. Şimdi zenginleri, gezegeni kurtarma zamanıdır.”
Oyuncu Mehmet Ali Alabora’nın sunduğu panelde Madra'nın yanı sıra Yeşiller’den Bilge Contepe, İstanbul Tabip Odası’ndan (İTO) doktor Nazmi Algan, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 2 No’lu şubeden Hasan Toprak, Greenpeace Akdeniz’den Hilal Atıcı, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi’nden (DSİP) Helin Çimen ve müzisyen Taner Öngür konuştular.
Madra, ekonomik krize dikkat çekti, geçmişte 60 milyon insanın öldüğü ikinci dünya savaşında harcanan paranın 4.5 trilyon dolar olduğunu, ABD’nin sadece iki ayda bu parayı batan bankaları kurtarmak için harcadığını, bankaları böylesi bir parayla kurtaran ABD’nin gezegeni yıllardır batırdığını söyledi.
Madra mücadelenin zor olduğunu, ancak gençlerin yaptıkları ya da yapmadıkları her eylemin gelecek nesilleri de etkileyeceğinin artık bilincinde yaşadıklarını ve genç neslin sesinin yükseldiğini söyledi.
Doktor Algan iklim değişikliğinin insan sağlığına etkilerini anlattı.
İklim değişikliği Algan’ın verdiği bilgiye göre bağışıklık sistemini etkiliyor. İlaç sektörünün çevre konusunda sosyal kampanyalarda yer almamasıysa tesadüf değil çünkü iklim değişikliğiyle yeni hastalıklar ilaç sektörü için yeni ilaçlar demek.
Diğer yandan su kaynaklarının azalması Türkiye’de can yakıcı boyutta değilse bile çöl ülkelerinde nüfus kırımına neden oluyor. Susuzluk aynı zamanda hijyensiz ortama ve enfeksiyon hastalıklarının yayılmasına davetiye çıkarıyor.
Çevre kirliliğinin en çok sebep olduğu rahatsızlıksa solunum yolları hastalıkları. Ozon tabakasının incelmesiyse cilt kanserini yaygın hale getiriyor.
Katılımcılarının ortak görüşü bireysel önlemlerin alınmasının önemli ancak eksik bir talep olduğu, iklim değişikliği mücadelesinin küresel kâr gruplarına karşı verilen mücadele odağına alınması gerektiği oldu.(EZÖ)