Yaklaşık beş yıl önce menopoza giren bir başka kadın ise mutlu: "Ben yapay şeylerden hep uzak durmaya çalıştım. O yüzden de doktorum önermesine rağmen ilaç kullanmadım. Kalsiyum alıyorum, hareket ediyorum, zorluklarla baş ediyorum. Zaten ben ateş basması gibi şeyleri sadece altı ay yaşadım. Benim sıkıntılarım kısa sürdü. Ama o yıllarda başlayan sinirliliğim hala sürüyor. O dönemde yolda yürüyen tanımadığım birinin adım atış biçimine sinirleniyordum. Şimdi o yoğunlukta değil ama yine de sinirliyim. Kendimi kontrol etmeye çalışıyorum."
Menopoz dönemini yıllar önce yaşamış, bir başkası ise şunları anlatıyor: "Çok zor geçirdim o dönemi. Aynı yıllarda eşimi de kaybettim, çok büyük sıkıntılar çektim. Kızlarım doktora gidip ilaç almamı söylediler. Gitmedim. Şimdi sıkıntılarım bitti ama bu sefer de kemik hastalığı çekiyorum."
Doktorlar ne diyor?
Evet, kadınların menopoz dönemini yaşayışları birbirinden farklı. Çözüm yolları da... Çözümü hormon ilaçlarında arayanlar ise bugünlerde panikte, en azından kararsız ya da düşünceli. Doktorlar, ilaç kullanan hastalarının kendilerini sık sık aradığını söylüyor. Bu tartışmaya katılmak istemeyen bir doktor, hastalarına ilaç kullanmaya devam etmelerini önerdiğini söylüyor. "Her sekiz ayda bir rutin kontrollerini yapmak koşuluyla, ilaç kullanmaya devam etmelerini söylüyorum," diyor.
Jinekolog Doktor Ahmet Türker ise "Bence kadınlar, yıllık kontrollerini düzenli yaptırsınlar, ilaç kullanmaya devam etsinler," diyor.
Şimdi sözü Doç. Dr. Cem Turan'a bırakalım:
Doç. Dr. Cem Turan
"Beklenmedik bir sonuç"
-Menopoz döneminde kullanılan hormonlarla ilgili bir araştırma yayınlandı. Bu sonuçları nasıl yorumluyorsunuz ?
Bence bu sonuçlarla ilgili telaşlanacak bir durum yok ortada. Aynı tür ilaçtan Türkiye'de 7-8 çeşit ilaç var. Bu araştırma bu ilaçlardan yalnızca biriyle ilgili yapılmış bir araştırma. Konjuge östrojen ve medroksi pregosteron asetat bileşimi olan bir ilaç. Bu ilacın dozu da yüksek. Düşük dozda üretimi yok. Dolayısıyla bu araştırma sadece bu dozda ve bu bileşimi içeren bir ilaç üzerinde yapılmış.
-Ama yine de söz konusu ilacın meme kanseri riskini azaltması benzer ilaçlar için de düşünülemez mi?
Öncelikle şunu söyleyelim. İstatistikleri nasıl okuduğunuza, nereden baktığınıza bağlı. Şimdi yapılan araştırmaya göre ilaç kullanan 10 bin kadından 38'inde meme kanseri görülürken, kullanmayan 10 bin kadından 30'u meme kanseri oluyor. 30'la 38 kıyasladığınızda yüzde 26.60 gibi yüksek bir oran çıkıyor ama 10 binde 38 yüksek bir rakam değil. Üstelik bu kadınlar arasında meme kanserinden ölen yok.
-Her dokuz-on kadından biri meme kanseri riski taşıyor, bu rakamlar niye az?
Bu rakam bir dönemi kapsıyor. Sadece araştırma süresi içinde kansere yakalanma oranı bu. Sizin sözünü ettiğiniz rakamlar ise kadınlar açısından bütün bir yaşamı kapsıyor.
-Peki siz hastalarınıza ne öneriyorsunuz?
Ben aynen böyle anlatıyorum. Her ilacın etkisi ve yan etkisi var. Terazinin kefesine koyar, artılarını ve eksilerini değerlendirirsiniz. Bu tür ilaçlar oestoropoza karşı etkili. Ateş basmalarını engelliyor. Cinsel isteksizliği gideriyor, vajinadaki kuruluğu engelliyor. Kullanan kadınlarda olumlu etkileri olduğu kesin. Sonuçta hastanın vereceği karar ama ben hiç değilse beş yıl kullanılmasını öneririm. Az önce de dediğim gibi zaten Türkiye'de kullanılan dozlar, araştırmaya konu olan dozdan daha düşük. Ayrıca Türkiye'de yaygın olarak da kullanılmıyor. En fazla kadınların yüzde onu menopoz döneminde ilaç kullanıyordur., bunların pek çoğu da bir süre sonra ilacı kendiliğinden bırakıyor.
-Peki kalp hastalıklarına olan etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu araştırmada asıl şaşırtıcı olan meme kanseri oranı değil, kalp hastalıklarına etkisi. Beklenmedik sonuç asıl bu. Çünkü östrojenin kalp hastalıklarına olumlu bir etkisi olduğu biliniyordu.
-Bir de kadınların mamografi çektirmeleri öneriliyor. Sık sık çekilmesi zararlı değil mi?
Kırk yaşını geçen her kadın yılda bir kez çektirmeli. Tarama mamografisi dediğimiz mamografinin ışın dozu az, dolasıyla yan etkisi yok.
-Bundan sonra tıp dünyası bu konuyu tartışmaya devam edecek mi?
Tabii. Bu araştırma çok büyük bir araştırma. Zaten tamamı da bitmedi. Örneğin, rahmi alınanların ilaç kullanmasıyla ilgili bölümü 2005'de bitecek. Bu araştırmanın başka araştırmalarla desteklenmesi şart. Ama en aşağı dört-beş yıldan önce kesin bir sonuca varılamaz.