8 Mart yaklaşıyor ve kadınlar her alanda mücadeleye devam ediyor. Mersin Üniversitesi İşletme Bilgi Yönetimi öğrencilerinin gündeminde ise kadına yönelik şiddet var. iBY öğrencileri “8 Martta, kadınların kazandığı günde, kadına şiddete son diyoruz, hayatlarımızı istiyoruz” sloganıyla, Mersin’in Silifke ilçesinde, fotoğraf sergisi, 8 Mart’ı ve kadına yönelik şiddetin boyutlarını anlatan sunum ve bir dizi tiyatral etkinlik yapacaklar.
8 Mart’ın kazanılmasında verilen mücadelenin bilincinde olduklarını, orada ölen insanları ve Clara Zetkin’i selamladıklarını belirten öğrenciler, bugün kadınların her gün taciz, tecavüz, tehdit, şiddet ve canlarının ellerinden alınmasına kadar bir çok şeye maruz bırakıldıklarını, bu durumun toplumsal bir boyutta olduğunu ve kadınların kendi hayatlarını kazanmaları için ciddi bir mücadele verilmesi gerektiğini dile getiriyorlar.
Bu sebeple bu yıl 8 Mart’ta kadınların hayat mücadelesine ortak olmak, ulaşabildikleri kadar insana bu problemi anlatmak, çözüme ortak etmek amacıyla Mersin’in Silifke ilçesinde, Belediye Kültür Merkezi’nde saat 10’da etkinlik düzenleyecekler.
Etkinliği düzenleyen kadınlar 8 Mart etkinlikleri için şunları söylüyor:
Ayşe Paşalı'yı canlandıracağım
Her sınıftan kadının hayatında şiddet önemli bir unsur. Hazırlayacağımız programda Ayşe Paşalı’yı canlandıracağım, onun yaşadıkları, öldürülmesine kadar olan şeyler ülkemizde, kadın sorunun ciddi bir toplumsal sorun olduğunu ispatlayan olaylardır. Bu programı 8 Mart’ta yapıyoruz çünkü 8 Mart emekçi kadınların kendi hayatlarına sahip çıkması sonucu dünya çapında kazanılmış bir zaferdir. Yıl 2013; kadınların kendi hayatlarına sahip çıkmaları için gereken gücün kendilerinde olduğunun bilincindeyiz. (Rabia Aksu Muti)
Meselenin kaynağı erkek egemenliği
Türkiye’de kadına şiddet ciddi bir problem ancak hala bir çözüm yolu bulunmuş değil. Bu meselenin en büyük kaynağı tepeden aşağıya toplumda hakim olan erkek egemenliğidir. Kadınlar fiziksel, cinsel, psikolojik bir çok şekilde şiddetin mağdurular. Hepimizin bildiği N.Ç. davası bu durumun ispatıdır. (Merve Özdemir)
Gelinliğinle çıktın kefenle dönersin bakışı sorun
Kadının sınıfı, eğitim durumu, hiçbir şey değiştirmiyor. Erkek çocuklar rahat yetişirken, bir kadına yapılan muamele gelin olup gittiğinde “Gelinliğinle çıktın kefeninle geri gelirsin” tarzındaki bir yaklaşım kadına yönelik bakış açısının değişmesindeki en büyük engel. Bir kadın dışarıda sevgilisiyle el ele gezdiğinde ciddi bir problem olarak görülürken, bir kadına sokak ortasında şiddet uygulandığında kimse bu duruma müdahale etme gereği duymuyor. (Sema Tiryaki)
Aslolan kadının kendi hayatına sahip çıkması
Her yıl 8 Mart’larda kadınlar için çok güzel cümleler kurulur, iyi dileklerde bulunulur. Ancak birçoğu samimiyetsizdir ve lafta kalır. Aslolan kadınların kendi hayatlarına sahip çıkmaları gerektiğidir. Meselenin çözümü kadınların özgüven ve cesaretle birlikte ve bu hayatta yalnız olmadıklarının bilincinde kendi hayatlarının birer özneleri olmayı kabul etmeleriyle başlayacaktır. (Aylin Kaya)
Şiddetin her türlüsüne karşıyız
Öncelikle şiddetin her türlüsüne karşı olmalıyız. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi noktasında erkeklerinde ciddi bir çaba harcaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu ciddi bir toplumsal sorundur ve toplum sadece kadınlardan oluşan bir yapı değildir. (Çilem Yıldırım)
Yasal düzenleme gerekli
Bence kadına şiddetin temelinde geleneksel aile yapısı mevcuttur. Ailede erkeğin reislik rolü üstlenmesi kadını doğalında geriye iten bir durumdur. Öncelikle aile kurumunda eşit bir hayat yaratılmalı. Daha sonra ciddi yasal düzenlemelere ihtiyaç var. Çünkü mevcuttaki yasaların caydırıcı olmadığı ortadadır. (Tülay Çoşkun)
Mücadeleye rağmen
Bu problem üzerine sivil toplum kuruluşlarının, demokratik kitle örgütlerinin, kadın örgütlerinin bir çok faaliyeti olmasına karşın hala daha önlenemeyen bir durum mevcut. Bütün bu çabalar sorunun çözümünü toplumsal bir boyuta taşımak için ancak henüz bu karşı duruş toplumsallaşamadı. (Yaprak Taşkaya)
Devlet üzerine düşeni yapmıyor
Devlet tarafından bir kadına üç koruma verildiği halde evine eşya almaya gittiğinde üç polisin önünde öldürülebiliyor. Kadın devlete sığınıyor, buna rağmen erkeğin eşimi seviyorum gibisinden bir beyanı, onun alacağı cezayı hafifletmeye yetebiliyor. Kısa bir süre sonra cezaevinden çıkıp yine o kadının hayatına son verebiliyor. Devletin üzerine düşeni yapmadığı gibi Türkiye’de kadın sığınma evlerinin çok az olması da ciddi bir problem. (Fatmanur Ertürk)
Güldünya Tören'i anlatacağım
8 Mart'ın önemi çok büyük. Çünkü kadınların kendilerinin kazandığı, seslerini en gür çıkartabildikleri gündür. Yapacağımız programda Güldünya Tören’i anlatacağım. O hikayede hepimizin bildiği gibi töre’nin masum insanların canını nasıl yaktığını bir kez daha insanların gözleri önüne sermek istiyorum. Çünkü töre cinayetleri yok edilmesi gereken çok ciddi bir problem. (Ayla Özkan)
İnsanları sorunun çözümüne ortak etmeliyiz
Kadına şiddet ülkemizde ciddi boyutlarda. Buna karşı bir çalışma yaparak ulaşabildiğimiz insanlara bu sorunun önemine dikkat çekerek, sorunun çözümüne ortak olmaya çağırmak niyetindeyiz. Ayrıca bu alanda yapılan kampanyalar, çalışmalar daha fazla yaygınlaştırılmalı. Çünkü kadınların üstünde ciddi bir toplumsal baskı hakim. (Büşra Tüfekçi)
Sindirilmiş kadınları cesaretlendirmek istiyoruz
Kadın erkek eşitliğinin mevcut olduğu bir toplum görüntüsü çizilmeye çalışılsa da, kadınların şiddet, taciz, tecavüze maruz kaldığı çok acı bir gerçektir. Bu çalışma ile sindirilmiş, sessiz kalmış kadınların sesine ortak olmayı ve biraz olsun cesaretlendirmeyi hedefliyoruz. (Duygu Aydoğdu)
8 Mart etkinliğimizin amacı
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde yapmak istediğimiz etkinliğimizle amacı biraz olsun kadınları bilinçlendirmek, sessiz kalmamalarını sağlamak, tek olmadıklarını göstermek ve mücadele etmelerini, boyun eğmeyerek haklarını aramalarını dile getirmek istiyoruz. (Duygu Ünlü) (HG/HK)