"Reha'dan haberi sevmek gerektiğini öğrendim" diyor Radikal'in ilk döneminde Mağden'le birlikte çalışan Halis.
"Haberi çok sevdiğini biliyorum. Haberi seven muhabiri de çok ciddi bir şekilde desteklerdi. Ben bunu yaşadım."
Şık, "Reha Abi'nin gazeteciliğinin sırrı çok acı çekerken doğru gazetecilik yapmaktaki ısrarı, haksızlıklara karşı çıkması ve ilkeli davranmasıydı" diyor.
"Düzgün ve ilkeli bir insandı. İlkeli olunca bu sektörde acı çekersin. Ama biliyorum, şimdi olsa, ne olacağını bile bile aynı şeyleri tekrar yaşardı."
Her şeyden önce haberci; sıkı muhalif
Halis, Mağden'in yapmasını istediği ve hiç yayınlanmayan bir faili meçhul cinayet haberi nedeniyle işten çıkarıldı. Daha sonra "Batman'da Kadınlar Ölüyor" kitabını yazdı. Şimdi Sabah gazetesinde çalışıyor.
Şık'sa, yıllar sonra, basın emekçilerinin haklarını savunduğu ve istediği için. Hem de Basın Özgürlüğü Günü'nde. Daha sonra, mayın mağdurlarıyla ilgili "Başkasının Acısına Bakmak" kitabını ve sergisini hazırladı. Mağden, bu kitaba yazı veren adlardan da biriydi. Ahmet Şık bugün serbest muhabir olarak çalışıyor.
Halis, Reha Mağden için, "Gazetecilik meziyetleri dışında Çok şefkatli bir adam olduğunu söylemeliyim. Çok güzel gülümserdi. Gürcü olmasını kendine yakışan bir aksesuar gibi taşırdı. Ama en başta, çok sıkı bir muhalifti" diyor.
Şık da, "İçindeki habercilik heyecanı bakiydi" diyor; Mağden'i anlatmak için dört sözcüğü seçiyor: "Haberci, yazar, kalem erbabı".
"Çalıştığında haberle fena halde haşır neşirdi" diyor Halis.
"O sırada haberden daha önemli bir şey olmazdı. Çalışırken sigarasının külü uzamış, klavyeye dökülürken bile görebilirdin. Habere dalardı.
"Haber bittiğinde de 'Hadi gidelim kutlayalım' diyebilirdi. Ama iş bittiğinde, iş işte kalırdı. İşle kendi hayatını karıştırmayan bir tarzı vardı. "
Hiç yayınlanmayan haber
Halis, işten atılmasına neden olan haberin öyküsünü şöyle anlatıyor:
"Habere beni o göndermişti. Üç haftalık bir Güneydoğu gezisinden hiç hesapta olmayan bir faili meçhul cinayet haberiyle dönmüştüm. Reha telefonda öğrenir öğrenmez bana 'Bu akşam dön ve haberi tamamla' demişti. Uçak yoktu; ertesi sabah dönüp haberi yapmıştım.
"O haber Radikal'de hiçbir zaman yayınlanmadı. İkimiz de çok üzülmüştük. Haber, bir binbaşının 50 bin dolar karşılığında gözaltındaki birini düşmanlarına verme hikayesiydi. Binbaşıyla da görüşmüştüm. Bu haber hiçbir zaman yayınlanmadı; bu yüzden çıkarıldım. Reha işten çıkarılmamı engellemek için çok çabaladı.
"O faili meçhul cinayete kurban giden kişinin -60 yaşındaydı- ailesiyle hayatı boyunca çekilen tek fotoğrafını geri vermek üzere aileden almıştım. Fotoğrafı bir kere gazetenin arşivine verdikten snra da geri alamadım."
"Tebrik ederim, çok önemli bir haber bu"
Ahmet Şık da bir başka haber hikayesi anlatıyor.
"Dönem Susurluk dönemiydi. Hanefi Avcı'nın Hanefi Avcı olduğu dönem. Avcı'nın aynı zamanda işkenceci olduğu da ortaya çıktı; ben Avcı'nın işkence yaptığı bir insan hakları savunucusuyla konuşurken.
"Haber Radikal'de manşet oldu, 'İşkenceci şimdi demokrat' diye. Sabah erken bir saatte Hanefi Avcı gazeteyi aradı. 'Düşündüm düşündüm, ben bu arkadaşı hatırlayamadım, onunla görüşmek istiyorum' dedi. İşkenceciyle işkence gören buluşacak.
"Bunu duyduğunda Reha Abi'nin gözleri çakmak çakmak oldu. 'Tebrik ediyorum, çok önemli bir haber bu' dedi.
"Genç gazetecileri kollardı Reha Abi. Habere yönlendirirdi."
Halis: Çok özleyeceğim
"Onu çok özleyeceğim" diyor Halis. "Umarım biz de bizden daha genç insanların dilinde böyle güzel sözcüklerle anılırız." (TK)