Dünkü (5 Ekim) Hürriyet Gazetesinin haberine göre Yargıtay, kız kardeşine cinsel tacizde bulunan ağabeyin davasını görüşürken, yeni Türk Ceza Kanunu'ndaki (TCK) cinsel saldırı suçunu yeniden yorumladı.
Gülbahar verilen kararları yerinde bulurken Yargıtay Genel Kurulu'nun azınlık da olsa bazı üyelerinin "evlilik"i kurtarmaya çalışırken mağduriyetleri görmezden gelmesinin vahim ve ileride sorunlara yol açabilir bir tavır olduğunu söyledi.
"Mağduriyeti bırakıp evliliği kurtarma endişesi vahim"
Av. Gülbahar yeni TCK'ya göre verilen bu kararlar son derece olumlu. Ancak bazı üyeler cinsel saldırıyı değerlendirirken "evlilik yıkılırsa" endişesiyle karşıt görüş vermişler. Hukukçuların cinsel istismar olmasına rağmen evliliğin devam etmesi gerektiği gibi bir gerekçe göstermeleri doğru değil" dedi.
Gülbahar'a göre evliliği kurtarırken ensesti serbest bırakmanın hiçbir şekilde toplumsal bir yararı olamaz.
Oya Armutçu'nun haberine göre, Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi, Adil K'nın olay tarihinde 18 yaşında dolduran kız kardeşi Gülcan K'nın göğüs ve boynunu elleyip öperek "ırz ve namusuna tasaddide" bulunduğu gerekçesiyle eski TCK'ya göre 6 yıl hapse mahkum etti.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi ise Adil K'nın eylemini yeni TCK'ya göre "basit cinsel saldırı" kabul etti ve reşit olan kız kardeşi Gülcan K'nın şikayetçi olmadığı gerekçesiyle bu davanın düşürülmesine karar verdi.
İki üye ise "ana-baba bir kardeşine karşı cinsel saldırı" suçunun "nitelikli hal" olduğunu ve bu işleyene soruşturmanın resen yapılması gerektiği görüşüyle karşı oy kullandı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da Adil K. hakkındaki davanın düşürülmesi kararına Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda itiraz etti.
Başsavcılık itirazında, 102/ 2. fıkrada, eşe karşı cinsel saldırının mağdur eşin şikayetine bağlı olduğunun belirtildiğine dikkat çekilerek "Bundan diğer hallerde (nitelikli hal) suçun takibinin şikayete bağlı olmadığı anlaşılmaktadır" denildi.
Kurul önceki günkü görüşmede Başsavcılığın itirazını kabul etti ve daire kararını oy çokluğuyla bozdu. Bazı üyeler bu karara "Evlilikler yıkılır" diye tepki gösterdiler.
"Şikayet aranmaması bir çok açıdan mağduru korur"
Genel Kurul'un kararıyla cinsel saldırı suçu şöyle cezalandırılıyor:
* Eşe karşı basit cinsel saldırı suçu işlenmesi halinde soruşturma ve kovuşturma mağdur eşin şikayetine bağlı olacak. Silahla, bıçakla nitelikli cinsel saldırıda da eşin şikayeti aranmadan resen kamu davası açılabilecek.
* Silahla ve birden fazla kişi tarafından birlikte cinsel saldırı suçunun işlenmesi halinde de şikayete bağlı olmayacak.
* Kardeşe, anaya, babaya cinsel saldırı (ensestte) şikayet şartı aranmayacak ve resen kovuşturulacak (üçüncü derecede akrabalar dahil).
* Kamu görevlisinin, örneğin müdürün memura, patronun ya da yöneticinin çalışanına nüfuz kullanarak, cinsel saldırısı nitelikli sayılacak ve şikayet aranmayacak.
* Beden ruh bakımından kendini savunamayacak durumdaki kişiye cinsel saldırıda da şikayet şartı aranmayacak.
Gülbahar'ın bu kararlarla ilgili değerlendirmesiyse şöyle:
"Gelişmeler olumlu. Şikayet aranmaması bir çok açıdan mağduriyeti önlüyor. Baskı nedeniyle zaten zor açığa çıkan bir durumda şikayetçi olmak zorlaşıyordu. Tanık olan herkesin hatta mağdurun kendisinin bile vazgeçmesi halinde bile dava kamu davası olarak devam edebilecek. Çünkü zaten kadının cinsel saldırıya uğramadan kamuda hayatını sürdürmek hakkı ve devlet bunu sağlamak zorunda."
Genel Kurulun kararını önemli bir hukuk kararı olarak niteleyen Gülbahar'ın talebi bundan böyle bu kararın bağlayıcı olması.
Eşe karşı işlenen cinsel saldırıda da şikayet aranmaması gerektiğini söyleyen Gülbahar "Evlilik içi tecavüzde şikayet şartı aranmazsa şikayet edilme olasılığı da düşer" diyor.
Bu tür suçlarda caydırıcılık etkisinin suçu önlemede faktör olduğunu savunan Gülbahar, Genel Kurul kararının bu nedenle de yerinde olduğunu düşünüyor. (EZÖ)