Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, "Ergenekon'da Kim Kimdir? Kırk katır Kırk Satır- Kontrgerilla ve Ergenekon'u Anlama Kılavuzu" adlı iki ciltlik kitabı kaleme alarak "soruşturmanın gizliliğini ihlal ettikleri" iddiasıyla yargıladığı gazeteciler Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu'nu "suçun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraat ettirdi.
14 Nisan'daki bir önceki duruşmada "cezaevi ring aracı yetersi geldiği" iddiasıyla mahkemeye getirilmeyen "Ergenekon" soruşturmasından tutuklu olan Ahmet Şık bu kez duruşmadaydı.
Yüzlerce kişi, duruşma öncesinde Kadıköy Altıyol'dan Adliye'nin önüne kadar "Yansak da Dokunacağız1 yazılı pankartın ardından yüyüyüş yaptı; "Kalemim, kitabım, onurum için", "Hrant için adalet için", "Ahmet çıkacak yine yazacak", "Nedim çıkacak yine yazacak" ve "Hemen şimdi özgürlük" şeklinde sloganlar attılar.
İki gazeteciyi yalnız bırakmayan arasında gazeteciler Ruşen Çakır, Banu Güven, Murat Sabuncu, Nevzat Onaran, Cem Erciyes, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden (TGC) Turgay Olcayto, Basın Enstitüsü Derneği başkanı Ferai Tınç, Orhan Dink, Arat Dink, Sebahat Tuncel, Özlem Dalkıran, Suavi, Mustafa Özyürek ve Gürsel Tekin de vardı.
Şık: Kitaplarımız naif bir yol gösterme çabasıdır
Silivri 2 Nolu F Tipi Cezaevi'nden getirilen ve duruşmada son savunmasını yapan gazeteci Şık, avukatlarının savunmalarına katıldığını ifade ederek şunları söyledi:
"İçinde Ergenekon adı geçen her habere ya da kitaba soruşturmanın gizliliğini ihllal kılıfıyla açılmış bu dava hukuki dayanaktan yoksundur. Davaya konu olan iki ciltlik kitabımız açık kaynaklardan derin devleti yargıladığı iddiasında olan iddianame ve ek delil klasörlerinin titizlikle incelenmesinden ve gazetecilik deneyimimizden yola çıkılarak kaleme alınmıştır.
"Yani aynı gerekçeyle açılmış bulunan bir çok davada olduğu gibi Ergenekon Soruşturmalarının kolluk kuvveti olan polisler ve savcılık tarafından henüz soruşturmalar sürerken sızdırılan bilgi ve belgelere dayanmamaktadır. Ergenekon soruşturmalarının zayıflığını somut delillerden yoksunluğunu gizlemek için bu tür belgeleri belirli basın organları ve kimi gazetelere sızdırılmasıyla şüpheliler hakkında suçlu olduklarına ilişkin rıza üretimi gerçekleştirmeyi amaçlayan bu tür sızdırmalar ve sorgulamadan uzak habercilik elbet başka bir tartışmanın konusudur.
"Ancak yazdığımız kitap soruşturmaların zayıflığını ve iddia ettiği derin devletin gerçekten soruşturma konusu gibi yaparak gerçek suçluların gerçek suçlardan yargılanmasına ve Türkiye'nin bir ciynayet şebekesi gibi çalışan derin devletinden temzilenmesine ilişkin naif bir yol gösterme çabasındadır. Vereceğiniz beraat beraat kararından en azından bu mahkeme nezdinde bu çabayı anladığını ümit ediyorum."
"Ergenekon" davasının tutuklu sanığı Hasan Ataman Yıldırım'ın müdahil avukatı Hakan Coşkuner, dava konusu olan kitaplarda yazılanların gizliliği ihlal suçunu oluşturup oluşturmayacağının kendilerini çok fazla ilgilendirmediğini söyleyerek, müvekkiliyle ilgili iddianame Temmuz 2009'da kabul edilmeden önce bazı medya organlarında spekülatif haberlerin yer aldığını anlattı.
Mavioğlu da gizliliği ihlal etmediğini, bunu soruşturma aşamasında savcılıkça da bilindiği halde haklarında dava açıldığını savunarak, "Ahmet Şık ve ben, MİT, emniyet, özel yetkili savcılık, CIA ve okyanus ötesinden bilgi alan gazeteciler değiliz. Açık kaynaklardan yararlanarak bu kitabı yazdık. Kaynaklarımız arasında Başbakan ve Genelkurmay Başkanı da yoktur. Beraatıma karar verilsin" diyerek kendisi savundu.
Savunma avukatı Fikret İlkiz ise, bunun üzerine müdahil tarafın "gizliliği ihlal" suçlaması yönünde mağduriyet yaşamadıklarını savunarak suçlamanın düşürülmesini istedi. Hakim Gülden Filiz Tüysüz de, suçun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle gazetecileri beraat ettirdi.
Tınç: Alkışlıyoruz, devamını bekliyoruz
Kalabalık bir grup duruşma çıkışı ring aracı içinde Şık'ı cezaevine "Ahmet Çıkacak yine yazacak" sloganlarıyla uğurladı. Kalabalık nedeniyle adliye önündeki cezaevi nakil araçları hareket edemedi. Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) dönem sözcüsü Basın Enstitüsü Derneği başkanı Ferai Tınç, "Mahkemenin beraat kararını alkışlıyoruz. Ancak devamını da bekliyoruz" dedi.
Türkiye'de 67 gazetecinin cezaevinden olduğunu ifade ederek, basın dosyalarının derhal sonuçlandırılmasını ve basın özgürlüğünü kısıtlayan düzenlemelerin derhal gözden geçirilmesini istedi. (EÖ)