Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteci Ahmet Şık'ın avukatı Akın Atalay, dün (9 Mart) bir basın açıklaması yaparak, arkadaşlarına yolladığı e-postadaki sözlerinin basına yansıdığını söyledi. Atalay, "Soruşturmanın fiilen emniyet tarafından yürütüldüğünün herkesçe bilindiğini" söyledi.
Atalay'ın açıklamasından satırbaşları şöyle:
* Önceki gün medyada, Ergenekon soruşturmasındaki son tutuklamalar ile ilgili açıklama yaptığım yazıldı. Kamuoyuna böyle bir açıklama yapmadım. Savcı Zekeriya Öz'ün Ergenekon davasıyla ilgili açıklamasının ardından, avukat, öğretim üyesi ve yazar 21 arkadaşıma, müvekkilimin durumunu içeren özel bir e-posta gönderdim.
* e-postada yazanların, t24 adlı internet sitesinde, sanki ben kendilerine böyle bir açıklama göndermişim gibi yayınlandığını öğrendim.
* Kişisel düşüncelerimi ve değerlendirmelerimi paylaştığım arkadaşlardan bazıları, bunların bilinmesinin yararlı olacağını düşünerek e-postayı başka arkadaşlarına da ilettiler ve açıklamam böylece basına ulaşmış. İradem dışında da olsa basına yansıyan değerlendirmeler bana ait.
* Açıklamamda, savcıyla aramızdaki diyalog öne çıkarılarak, savcının yazılı basın açıklamasındaki beyanının benim aktardığım diyalogla çeliştiği gündeme taşındı.
* Soruşturmanın fiilen emniyet tarafından yürütüldüğü ve bu soruşturma nedeniyle hakim kararına gerek duyulan durumlarda (örneğin yakalama, gözaltı, arama, el koyma, iletişimin tespiti gibi), bunun emniyet tarafından savcılığa iletildiği ve savcılıkça da bu talebin hakimliğe gönderildiği şeklindeki işleyişin, sanki bu uygulama ülkemizde ilk kez yapılıyormuş gibi medyada büyük bir hayretle karşılanmasını da ben hayretle karşıladım.
* Kanunda tersi yazmasına karşın, uygulamada soruşturmaların yüzde 99'u zaten bu şekilde yürütülüyor. Şüpheliye emniyette yöneltilen sorular ile savcılıkta yöneltilen soruların karşılaştırılması da durumu gözler önüne serer.
* Elbette bu eleştirilmesi gereken bir olgu. Pratiğin eskiden beri böyle oluşu da, önemli bir soruşturmanın bu şekilde yürütülmesini mazur ya da haklı göstermez.
* Ergenekon soruşturması başladığından bu yana, soruşturma sürecinde adil yargılanma ilkesine ve kanunun açık hükümlerine uygun olmayan ve bazıları temel hak ihlali niteliğinde birçok usulsüzlük ve aykırılıklar olduğu kanısındayım.
* Ancak, soruşturmayı önemsizleştirmek, çürütmek, yok etmek, soruşturmayı yürütenleri psikolojik olarak yıpratmak gibi bir amacım ve niyetim olmadı.
* Bu soruşturmanın geçmişteki bazı karanlık olaylarla, askeri vesayet sistemi ile darbeler ve darbe teşebbüsleri ile hukuk önünde de hesaplaşılması için tarihi bir fırsat olarak önemli olduğunu düşünüyorum.
* Soruşturmanın amacının ve hedefinin günlük dar siyasi çıkarlar uğruna heba edilmemesinin demokrasimizin yerleşmesine önemli bir katkısı olacağı kanısından hareketle, yanlışları eleştirmeye devam edeceğim. (AS/EÖ)