Siirt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Ziyadanoğulları'nın ev sahipliğinde geçen haftasonu (2-3 Temmuz) Siirt'te düzenlenen "Geleceği Beraber Aramak" çalıştayında, akademisyenler, gazeteciler ve Siirtli aydınlar "yeni anayasa"yı tartıştı. Çalıştaya katılanlar arasında Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak, Diyarbakır, Muş, Bitlis, Şırnak ve İzmir Baro başkanları, komşu illerden gelen hukukçular da vardı.
İki gün süren Çalıştay'ın ilk gününde, içlerinde Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem ve Yrd. Doç. Dr. Ufuk Uras ile gazeteciler Ayhan Bilgen ve Dara Turhan'ın da bulunduğu katılımcılar yeni anayasayla ilgili görüşlerini dile getirdiler.
İkinci gün ise katılımcılar arasında Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, Nuray Mert ve Turgay Dabakoğlu da vardı.
Prof. Dr. Erdem: Dinamik ve ucu açık anayasa
İlk anayasada Devlet ideolojisi Müslüman-Sünni-Hanefi'ydi. Irk yönünden Türk ve Türkçü'ydü. Esat Bozkurt'a göre Kürtler sadece uşak olabilirdi. Memur olmanın ilk şartı Türk olmaktı. 12 bin köy ismi değiştirildi.
Bugün bile Kürtçe, bilinmeyen bir dildir. Devlet etnik kimlik, dini inanç karşısında nötr olmalıdır. Kutsal Devlet'e hak ve özgürlüklerimiz kurban edilmiştir.
Bizden kaynaklanan sorunlar da vardır. Toplumsal dokusu yırtılmış haldeyiz. Dinamik ve ucu açık bir anayasanın ortak kimlik belgesi haline gelmesini istiyoruz. Yerel yönetimlerin özekliği de unutulmasın.
Bilgen: Önce geçmişle yüzleşmeliyiz
İyimserlikle gerçeklik arasında umutlu değilim. Bu parlamentonun tek başına Anayasa hazırlamaya hakkı olmadığına inanıyorum. Kendi görev süresini bilmeyen bir cumhurbaşkanının bugünün sorunlarını çözmesi mümkün değildir. Kavramları mahvediyoruz.
Ortamın suç ortaklarıyız. Çözümü aramak kendimizi kandırmaktır. Suçlu çökmüş adalettir. Yeni bir anayasa yapmak için önce geçmişimizle yüzleşmemiz gerekir.
Bu salonda farklı düşünce, dil, inanç ve bakış açılarına sahip insanlarla bir araya gelebiliyorsak bu başlangıç için bir artıdır. Bundan sonraki gelişmeler daha bir somut adımla gerçeğe varmalıdır.
Şu anki anayasada rolü bulunan kişi ve kurumların bir suç itirafında bulunmaları gerekir. Yeni anayasal süreç yerelden başlayıp doğru bir sonuca gidilmelidir.
Dr. Bilek: Anayasa acilen değişssin
İster Başkaldırı deyin, ister direniş deyin. En önemli sorunumuz Kürt sorundur. Bir zamanlar Siirt'te iki devlet vardı. Biz buralıyız, buradan ayrılmayacağız. Siyasi partilerin devlet gibi örgütlendi.
Sorunumuz bizi yönetenlerdir. Kürt direnişlerinde yer alan bir ailenin mensubu olarak Kürt sorunu çözülmeden hiçbir sorun halledilemez diye düşünüyorum. Şimdiki anayasa da bu sorunun çözümünün önünde bir engeldir. Acilen değişmesi gerekir.
Genelkurmay belgelerinde de yazıldığı gibi Eruh ilçe yüzbaşısının hatası yüzünden Siirt ili Eruh ilçesi Mişar Ovası'nda gelişen Resul Ağa isyanı en bariz örnek olarak görülebilir.
Sorunlar çözülmeden ve eşitlik olmadan ortak bir anayasa yapmak mümkün değildir. Belediye başkanlığı yaptığım dönemde Siirt Tugayı'nda vali ve tüm resmi protokolün önünde helikopter piste inmeden havadan leblebi atar gibi insan cesetlerinin aşağı atılması bizlere derin acılar yaşatmıştır. Bu olay halen belleklerden silinmemiştir. Buna benzer bölgemizde çok sayıda örnekler yaşanmıştır.
Buğdaycıoğlu: Biz hiç anayasa yapmadık
Eşitlik kelimesi anayasaya yazılmadıkça eşitlik sağlanamaz. Biz hiç anayasa yapmadık. Adımıza yaptılar. Darbeciler yaptılar.
Türkçe yazışma dilidir. Herkes kendi anadiliyle konuşsun istiyoruz. Yeni bir anayasa kurmak isteyenler olaya negatif açıdan bakmazlar. Eşitlikçi bir anayasada kadınlar, gençler, çalışanlar, azınlıklar ve farklı inançtaki insanların haklarını koruyan bir yapıda olmalıdır.
Şimdiye kadar yapılan anayasalar askerler tarafından hep darbelerle yapıldı. Yeni anayasada herkesin yer alması gerekir.
Yrd. Doç. Dr. Uras: Kulun kula kul olmadığı anayasa
Düşünce özgürlüğü, devletten farklı düşünmektir. Savaşa hayır demek insan olmanın gereğidir. Sivil itaatsizliğin siyasi itaatsizliğe dönüşmesi lazımdır.
Demokratik bir Anayasayı Demokratik bir siyaset belirler. Kulun kula kul olmadığı bir anayasa istiyoruz.
Eli nasırlı insanlar ile öteki olarak görülenler bu anayasanın yapımında etkili olacaklardır. Bazıları biz Cumhuriyet çocuğuyuz diyorlar. Biz de diyoruz ki Cumhuriyet 80 yaşında. Siz hala çocuksunuz.
Doç. Dr. Yanık: Ama'sız anayasa
Anayasayı hazırlamak, Anayasa hukukçularına bırakılamaz. Türkiye'nin 12 Eylül gibi çöpe atılacak bir anayasaya ihtiyacı yoktur. Seçimlerde toplum, parlamentoya uzlaşın mesajı verdi.
Ama'sız, fakat'sız bir anayasa istiyoruz. Başkanlık sistemi her derde çare değildir. Anayasayı sadece hukukçulara bırakmamak gerekir. Anayasada hiçbir madde değiştirilemez diye bir şey yoktur. Her şey değişebilmelidir. Yeni anayasada Hocalara, vesayetçilere ihtiyaç yoktur.
Yrd. Doç. Dr. Coşkun: Bütün külltürler anayasada olmalı
Ülkemizde her parti ve sivil toplum örgütünün bir taslağı var. Meşruiyet krizi yeni bir anayasayla aşılabilir. Yüzde 10 barajı 1982 Anayasasında Müslümanları önlemek için konulmuştu. Sonra Kürtlerin taleplerine karşı uygulandı.
Yeni bir anayasa entelektüel ve aydınların egoları için yapılmaz. Yeni anayasada vesayet sistemi ortadan kaldırılmalıdır. Kürt sorunu devletin tektipleştirme uygulamalarına karşı duruşun sonucudur.
PKK ve Kürt sorununu birbirinden ayırarak soruna bakmak çözüm yerine sorunu derinleştirmeyi sağlıyor.
PKK silahsızlandırılmadan bu sorun çözülemez. Eğitimin tüm aşamalarında ve kamu makamlarında anadili kullanılmalıdır. Bütün kültürler anayasada yer almalıdır.
Turhan: Düşünce suç olmaktan çıksın
12 Haziran sonrası tartışmaları hayra alamet olmamıştır. Yeni Anayasa için şevkimizi kırdı. Düşünce suç olmaktan kurtarılmalıdır. Güvenlik güçlerine verilen haklar sınırlandırılmalıdır.
Her türlü Demokratik tepki göstermek suç olmaktan çıkarılmalıdır. Bu durum temel insan hakkıdır. Çalışanların hakları güvence altına alınmalıdır.
Prof. Dr. Tarhanlı: Anayasa siiivillerle yapılmalı
Hak ve özgürlüklerin referansı sivil toplum örgütleridir. Evrensel ilkelere riayet edilmesi gerekir. Kürt meselesinin direkt anayasa üzerinden tartışılmasına karşıyım.
Medrese eğitimine fırsat verilmesi, farklı eğitimler insan haklarındandır. Türk yurttaşlığının ortak paydalarının tesbiti lazımdır. Yasalarda yapılması gereken değişiklikleri 12 Eylül diliyle tartışmamak lazım. Yeni anayasa için çok sebep var.
Zaten 80 maddesi değiştirildi. Referandumda yargıya yönelik değişiklikler olmuştur. Demokrasilerde nasıl, neden ve niçinler önemlidir. Halkın kendi kaderini tayin edecek anayasada özgürlüklerimizi nasıl gerçekleştireceğimiz yasal düzenlemelere bakmamız gerekecektir.
Zihniyet kalıplarını kırmalıyız. Eski Yeminlerde 'Türk Milleti' ibaresi yoktu. Yeni anayasa siyasilerle değil, diğer sivillerle yapılmasi gerekir.
Dabakoğlu: Siirt'in kanalizasyonu Ankara'dan sorulamaz
Ülkenin sorunlarını dert edinen bir eğitimciyim. Uzlaşmanın bir tarafıyım. Kölelerin uzlaşması üzerine konuşacağım.Devletin siyasal sistemi şiddettir. Otoriterdir. Darbelerin, efendilerin yaptığı anayasayı kabul etmeyeceğiz. Bu Anayasaya kan sıçramıştır. Gayri insanidir.
Bireyi korumuyor. Tekçidir. Değiştirilmez maddeler Tanrı emri midir? Kenan Evren Tanrı mıdır? Değişimi sistemin mağdurları yapacaktır. 12 Eylül anayasası ayaklarımızda bir prangadır. Değişikliğin temelinde Kürt sorunu vardır. Türkler, Kürtlerden özür dileyip barışmalı ve tarihiyle yüzleşmelidir.
Türklerin Kürtlere teşekkür borcu vardır. Ana dilde eğitim siyasi partilerin işbirlikleriyle çözülemez. Yerel yönetimle güçlendirilecek, Siirt'in kanalizasyonu Ankara'dan sorulmayacaktır.
Doç. Dr. Mert: Batı, Kürt sorununu, Doğu'nun gördüğü gibi görmüyor. Bir parti var ve Kürtleri temsil ediyor. Toplumsal tabanı var. Demokratik Özerklik, siyasi statü talebidir. Dikkate almak lazımdır.
Kültürel zenginlik olarak Lazca, Çerkezce ile Kürt dili kalabalık konuşanı olarak farklı konumda.
Bir dilin anadil olması için yeniden yaratılması, inşa edilmesi gerekir. Ortak bir dil olarak unutulmayacaksa yeniden kurulmalı, yeni araçlar sağlanarak desteklenmelidir.
Medyanın dili uzaklaşmayı körüklüyor. Kürt'ü karalayan programlarından yakınınca benim programımı kaldırdılar. O TV'lere buradaki seyircilerin tepki göstermesi lazım. Kamuoyu baskısı gerekir. BDP'nin Meclis'i boykotunu anlamlı buluyorum. İktidarın güç gösterisine aynı güçle karşı çıkıldı. (CK/ŞA)