*Fotoğraflar: Duygu Yılmaz
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu iki gün sonra, 28 Mayıs Pazar günü yapılacak.
İlk turdaki seçim çalışmalarının aksine ikinci tura Türkiye’deki Suriyeliler başta olmak üzere tüm sığınmacıların geri gönderilmesi üzerine yapılan kampanyalar damgasını vurdu.
İlk turda yüzde 5,17 oy alan Ata İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan ve ittifakta yer alan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın sığınmacılar üzerinden yürüttükleri kampanya toplumda karşılık bulunca ittifakların gündemi sığınmacılar oldu.
İkinci tur için Cumhur İttifakı ile anlaşan Oğan ve Millet İttifakı'nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile protokol imzalayan Özdağ,destek şartları arasında Suriyelilerin geri gönderilmesini ilk sıralara koydular.
Siyasetin temel gündemi olan “geri gönderme” konunun özneleri olan sığınmacılarda nasıl karşılık buluyor?
Türkiye’deki Suriyeliler, Afganistanlılar ve ülkelerinden kaçıp Türkiye’ye gelen sığınmacılar geri gönderme ile ilgili ne düşünüyor?
Seçim sürecini takip ediyorlar mı, talepleri nedir?
Suriye’den Nijerya’ya farklı ülkelerden ve farklı kültürlerden yabancıların ortak yaşam alanı İstanbul Dolapdere’de sığınmacılarla konuştuk.
İki gün sonra yapılacak seçim Dolapdere'deki sığınmacıların da temel gündemi gibi görünüyor.
Özellikle Suriyelilerde belirsizlik ve belirsizliğin getirdiği kaygı ön plana çıkıyor.
Geri gönderilmek mi, hedef gösterilmek mi..?
Suriye’ye “geri gönderilmek” ve “Türkiye’de sürekli hedef gösterilmek” arasında sıkışmış durumdalar.
“Gönderilmek mi yoksa burada korku içinde yaşamak mı daha kötü bilmiyorum” diyor Afrinli 28 yaşındaki Arif.
Suriye savaşı başladığında askerlik yapıyor, savaş tırmanınca ailesini geride bırakarak 2012’de Türkiye’ye kaçıyor.
Türkiye’ye geldiği ilk yıllarda biraz zorlandığını söylüyor, sonra bulduğu her işte çalışmaya başlıyor. Son dört yılda ancak düzenli bir yaşam kurabiliyor.
Türkiye’de yine kendisi gibi Suriyeli olan eşiyle tanışıyor ve evleniyor.
"Savaş biterse tek bir Suriyeli burada kalmaz"
Devamını Arif anlatıyor:
“'Suriye’ye bir daha dönmem, ben artık buradayım geri gitmem’ demiyorum. Döneceğim. Benim ailem orada, elbet gideceğim ama şu an Suriye gidilebilecek bir yer değil.
“Geri dönmenin bir tek yolu var, savaşın bitmesi. Savaş biterse tek bir Suriyeli burada kalmaz. Türkiye’deki hiç kimsenin bizim yerimizde olmasını istemem.
“Evini, aileni, toprağını isteyerek bırakıp gitmek başka bir şey ama bizim durumumuz çok başka. Biz isteyerek gelmedik ve geri döneceğiz ama bizim geri gitmemizi istiyorlarsa önce bütün ülkeler savaşın bitmesi için çaba harcamalı.
"Tekstilde çalışanların yüzde 20'si Suriyeli"
“Türkiye devleti bizi gönderirse yapacak bir şeyimiz yok, zorla da olsa gideceğiz ama bizi ölüme göndermelerini istemiyoruz. Şu an geri dönsek bizi cezaevine atacaklar yani Türkiye'den gittiğimiz öğrenildiğinde bizi tutuklayacaklar.
“Suriyelileri zarar olarak görüyorlar ama biz bu ülkeye fayda sağlıyoruz. Tekstilde çalışanların yüzde 20’si Suriyeli. Bir de ayrımcılık yapılıyor. Ukrayna'da savaş çıktı, binlerce kişi buraya geldi. Kimse onları söylemiyor çünkü onları Avrupalı görüyorlar, bize dilenci muamelesi yapılıyor ama biz çalışıyoruz. Her halktan kötü insanlar vardır, biri bir şey yaptığında hepimize söylüyorlar, biz kötü değiliz.”
"Taliban bizim için ölüm demek"
2017’de Taliban’dan kaçıp Türkiye’ye geldiği söyleyen 23 yaşındaki Mesut da bir çamaşırhanede çalışıyor. Günlük 300 TL alıyor, çalıştığı yerde kalıyor. Üstüne basa basa “Afganistan’a gönderilmesinin kendisi için ölüm anlamına geldiğini” söylüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendileri göndereceğine ise inanmadığını belirtiyor:
“Taliban bizim için ölüm demek, bizim orada hiçbir hakkımız yok. Ben Taliban gelmeden önce kaçtım, o zaman bile durum çok kötüydü, şimdi de felaket olmuş. Ben ölüme gitmek istemiyorum.
“Beş yıldır Türkiye’deyim, hiçbir suç işlemedim, benim Türkiye’ye bir zararım yok. Burada istenmediğimizi biliyorum, biraz korkuyorum, ne olacak bilmiyorum ama Taliban’ı düşününce burada kalmak benim için daha iyi. Erdoğan’ın da bizi göndereceğine inanmıyorum.”
"Gönderirseniz bankadaki param ne olacak?"
İranlı Puriya ise; Türkiye'de olmasının tek nedeninin İran'daki son durumların ve işsizlik olduğunu anlatıyor. Türkiye'de turizm sektöründe çalışıyor, kendi işini yapıyor.
Puriya da Erdoğan'ın sığınmacıları göndermeyeceğine inanıyor, "Hükümet bizim buraya ne kadar para kazandırdığımzı biliyor" diyor ve kritik bir soru soruyor:
"Herkesi göndereceğinizi söylüyorsunuz, peki bizim bankalardaki paralarımız ne olacak? 5 yıldır Türkiye'deyim, Türkiye'ye zararım değil faydam var. İran'dan turist getiriyorum, bu ülkeye para kazandırıyorum.
"Benim şu an bankada 7 milyonum var, beni gönderirlerse o param ne olacak? Ben buranın vatandaşı değilim, ne olacak param? Bizi istemediğinizi söylüyorsunuz, paralarımızı verecek misiniz peki?"
(RT)