Petrol-İş'in iki aylık Kadın dergisi Nisan sayısının dosya konusu kriz. Şule Daldal'la bu konuda yapılan söyleşi dışında dergide 8 Mart'ta yapılan kadın işçi şenliğine, Iraklı kadın işçilerle söyleşilere, Kadın ve Beden Hakları ve Üreme Sağlığı Eğitimi hakkında Antalya'da Novamed'li kadınlara yer veriliyor.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na(SHÇEK) bağlı kadın konukevlerinde yaşayan kadınların durumunu anlatan sosyolog Pınar Akkuş'la yapılan söyleşiyi dergiden alıntıyoruz.
Kendinizi tanıtır mısınız?
Adım Pınar Akkuş, sosyoloğum. 28 yaşındayım. Yaklaşık 4 yıldır Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu'nda (SHÇEK) çalışıyorum.
Kurumdaki göreviniz nedir?
Sosyal Hizmetler'e bağlı farklı kurumlarda sosyolog unvanıyla kurumun bize verdiği görevleri yerine getiriyoruz. Daha çok toplumsal içerikli konularda rol oynuyoruz. Grup çalışmaları, ihtiyaç üzerine çalışmalar, organizasyonlar, koordinasyon işleri gibi.
Kuruma bağlı bir Kadın Konukevi'nde görev yapmıştınız sanırım...
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na (SHÇEK) bağlı bir kadın konukevinde görev yapıyordum. Sosyolog olarak çalıştım, daha çok kadınlara yönelik grup çalışmaları planlamaya çalıştık. Örneğin, gazete saati dediğimiz toplu buluşma saatlerimiz vardı.
Kadın konukevinden biraz söz eder misiniz, nasıl bir yer, kimler kalabiliyor?
Kuruma bağlı bir yer. Kadınlar oraya doğrudan gelmezler, il Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'nün yönlendirmesiyle gelirler ve kabulleri yapılır. Belirli değerlendirme kriterleri vardır, o kriterlere uyan kadınlar konukevlerine kabul edilirler ve en az üç ay olmak üzere kalırlar.
Ancak üç ay içerisinde belirli problemlerini halledemeyen kadınlara da kimse "süren doldu çık" demez. Bu süre, zaman zaman bir buçuk iki yıla kadar uzayabiliyor.
Ne tür sorunları halledememiş oluyorlar genelde?
Kadın konukevlerine müracaat eden kadınların çoğu yoğun bir şiddet görmüş oluyorlar. Her zaman fiziksel olmasa bile psikolojik ya da ekonomik istismara maruz kalmış olabiliyorlar. Bunun etkilerini silemediklerinden dolayı kendine güven problemleri olduğu için, ya da 4-5 çocuğu olduğu için hareket alanları çok daralıyor.
Gerçekten çok büyük bir travma yaşamış olabilir, tecavüz, töre cinayetinden kaçış, yoğun bir kıskançlık olayı gibi... Zaten bu durumdaki bir kadının üç ay içerisinde bir şey yapmasını beklemek akla uygun değil. Gözlemlerime göre, bir buçuk iki yıla kadar kalanlar oluyordu.
Kadın konukevlerine başvuran kadınlar neler yaşıyorlar, ne tür sorunlardan kaçıyorlar?
Bize başvuran kadınlarda töre önemli bir yer tutuyor, çok büyük bir kısmında töre cinayetinden kaçış var. Çok yoğun şiddet gördüğü için kaçanlar var. Az da olsa, psikolojik baskı gördüğü için kaçan da oluyor. Fiziksel bir şey olmasa bile, evde şiddetli geçimsizlikten, psikolojik işkenceden kaçan kadınlar da var. Biraz da bilinç düzeyiyle ilgili.
Bir de, yurt ve yuvalarda yetişen kız çocuklarının döngüsel olarak gelip dayandığı bir kurum da oluyor konukevleri, ister istemez. Çünkü iyi bir adaptasyon yaşayamamışsa ve kendini ekonomik olarak kurtaramamışsa, yine dönüp dolaşıp geleceği yer SHÇEK içinde yaşına göre bir kurum oluyor.
Böyle bir kadın prototipi de var. Bir de çocuk hamileler var tabii ki özellikle aile içi, yani ensest ilişkiler sonucu hamile kalan kız çocukları da yüksek bir oran müracaatçılar içerisinde. Bir de çocuğunun yaşadığı ensest ya da tecavüz gibi olaylardan dolayı ailenin yıkılmasından kadın sorumlu tutulduğu için ailesinden kaçanlar oluyor.
Müracaat eden kadınların eğitim durumlarıyla ilgili bir genelleme yapılabilir mi?
Her kesimden kadının başvurduğunu söylemek pek doğru olmayacaktır. Üniversite mezununa ben açıkçası şahit olmadım. Lise mezunları var, ama genellikle ilkokul mezunları ya da okuryazar diyebileceğimiz kesim var daha fazla. Hiç okuma yazma bilmeden kadın konukevine gelen çok fazla yok, genelde okuma yazması oluyor.
Ne gibi şartlar aranıyor konukevinde kalmak üzere başvuruda bulunan kadınlarda?
Daha önce de söylediğim gibi, bunun kararını direkt biz vermiyoruz. Ama yapılan değerlendirmede kadının gerçekten mağdur olup olmadığına inanılması gerekiyor. Kadının sürekli kadın konukevlerinde kalmıyor olması gerekiyor. Örneğin bir kentteki konukevinde bir ay kalıp, diğer kentte de bir ay kalmaması, yani alışkanlık haline getirmemesi gerekiyor.
Yani gerçekten acil ihtiyacını karşılamak için oraya gelmiş olması gerekiyor. Onun dışında seks işçilerinin konukevlerinde kalmasına izin verilmiyor, çünkü diğer kadınları da o sektöre yönlendirebiliyor. Bu tarz şeyleri gözlemliyoruz ve önlenmeye çalışılan, çok tehlikeli bir durum. Özellikle kadın konukevlerine sığınan küçük yaştaki anneler için çok tehlikeli. Onların alınmaması, daha doğrusu mağdursa alınması, alışkanlık yapmıyorsa alınması, gerçekten ihtiyacı varsa alınması uygun bulunuyor.
Başvuru sayısı hakkında bir şey söyleyebilir misiniz? Başvuran kadınlardan ne kadarı kabul ediliyor? Kadın konukevleri ihtiyaca yeterince cevap verebiliyor mu bu anlamda sizce?
Yaklaşık bir şey söylemek gerekirse, son dönemlerde aslında kadın konukevlerine ulaşan kadın sayısında bir artış var. Medyanın etkisi olabilir, bu artışın olması olumlu.
Aslında şiddete maruz kalan kadın sayısı az değil, ama ulaşan kadın sayısı hep az oluyordu. Birtakım kampanyalar, medyanın bilgilendirmesi, yerel yönetimlerin bazı kampanyaları ve bilgilendirmeleri, muhtarlıklarda, halk eğitim merkezlerinde, toplum merkezlerinde yapılan eğitim çalışmalar, tüm bunlar sayıyı arttırdı. Ama tabii ki yine de çok yetersiz.
Çok fazla başvuru olmadığını düşünüyorum, çoğu susuyor, bu anlamda başvuruların çoğu karşılanıyor. Kadın konukevlerinde kapasite genelde hep doludur.
Size ulaşmak isteyenler ne yapmalı?
Sosyal Hizmetler il Müdürlüğü'ne başvurabilir ya da emniyet kanalıyla bize ulaşabilirler.
Peki SHÇEK olarak, kadınların konukevlerine ulaşma yollarını arttırmak için neler yapılıyor?
Alo 183 hattı var, onun üzerinden bir kanal var. Aile içi şiddetle ilgili son dönemde çıkan "Aile içi Şiddete Göz Yumma!" şeklinde bilgilendirme kampanyaları oluyor. Onun dışında şu aralar Hürriyet Gazetesi'nin bir kampanyası var: "Aile içi Şiddete Son!". 0 hat da bizimle çok sıkça paslaşan bir hattır. Çünkü hem psikolojik destek veriyor telefonda, aynı zamanda da arayan kadınları belli kurumlara yönlendirmeye çalışıyor.
Konukevinde kalan kadınların topluma adaptasyonu için çalışmalar neler? Kadınların çaresizlik duygusuna saplanıp kalmaması ve konukevinde kalmayı alışkanlık haline getirmemesi için neler yapıyorsunuz?
Sosyal faaliyetlere katmaya çalışıyoruz kadınları. Bir de mümkün olduğunca psikolojik destek almalarını sağlıyoruz. Kurumda çalışan psikologlarımız var. Psikologla zaten sürekli görüşme ihtiyacı duyuyor kadınlar, ya da psikolog olması da şart değil, çok güvendiği başka bir meslek elemanıyla da paylaşma ihtiyacı duyuyor. Mümkün olduğunda psikolojik ya da psikiyatrik tedavisinin yapılıyor olması gerekiyor. Onun dışında bizim tarafımızdan sürekli iş bulma, işe atılma, kendine güvenmeyle ilgili motivasyonu sağlama açısından paylaşımlar oluyor. Mesela iletişimle ilgili gruplarımız oluyor. Kendini nasıl ifade edeceksin? Kendine güveni olmadığı için, sürekli bastırıldığı için çoğu iki kelimeyi bir araya getiremeyecek durumda. En basit, nasıl merhaba diyeceğinden kendini nasıl tanıtacağına kadar... bu tür gruplar da oluyor.
Örneğin terapi amaçlı resim eğitimlerimiz, okuma gruplarımız oluyor. Okuma gruplarında gazete okuyoruz, hiç okuma yazması olmayanlar halk eğitimlere yönlendiriliyor okuma yazma öğrenmeleri için. Dışarı çıkmaları sakıncalı olan, saklanması gereken kadınlar için halk eğitimden hoca'ar getirtiliyor.
Kadınların ilgisi oluyor mu bu gruplara?
Okuma yazmayı öğrenmek çok önemli onlar için. Yarın öbür gün kendi başına dışarıya çıktığında okuma zorunda. 0 yüzden okuma yazmayı öğrenmeyi çok büyük bir fırsat olarak görüyorlar ve buna asılıyorlar. .Gazete gruplarında
da güncel sorunlar, örneğin kriz, kadınlara yönelik taciz, tecavüz, neyle ilgileniyorlarsa o konuyla ilgili konuşuluyor. Benim görev yaptığım yerde sinemaya, tiyatroya ya da konsere gitme imkânımız da vardı. Dikiş nakış kursları var mesela, üretim yapabileceği, yatkın olduğu işler, örneğin kırkyama kursları var, el sanatları atölyesinde isteyen provalı dikiş yapabilecek konuma gelebiliyor, isteyen süs eşyalarıyla uğraşabiliyor.
Geçim sorunlarını nasıl hallediyor kadınlar, çocukları olanların eğitim masrafları nasıl karşılanıyor?
Okula giden çocukların masrafları kurum tarafından karşılanır. Kreşe gidiyorsa, ücretsiz kreş desteği sağlanır. Okul kıyafetinden günlük kıyafetine kadar, kurum karşılar. Yiyecek, içecek, barınma, temizlik, hepsini karşılar. En temel ihtiyaçlarında herhangi bir sıkıntı yaşanmıyor.
Örneğin töre cinayetinden kaçarak gelmiş bir kadının dışarı çıkıp bir iş araması çok güç. Bu tür kadınların konukevlerinde geçirdikleri süre, diğerlerinden daha uzun oluyor. Ancak çok güvenlikli bir iş bulunursa oraya yerleştiriliyor. Töre cinayetinden kaçan kadınların genelde çalıştığı işler temizlik işi, okulda hademelik vs. görevler oluyor, evde bakım hizmeti, yatılı olarak yaşlılara, çocuklara veya hastalara bakıyorlar. Onlar için durum gerçekten çok güç. Ama bu tarz korkuları olmayan kadınların toparlanması daha kolay oluyor, daha kolay işe giriyorlar.
Hukuki süreçte ne gibi yardımlarınız oluyor?
Avukat desteğimiz var, Baro'nun Kadın Hakları Komisyonuyla iletişime geçilip destek alınıyor ve takip ediliyor o süreç. Eğer kadın boşanma davası açmak istiyorsa boşanma davası, eğer tecavüze uğramışsa, bununla ilgili bir dava açmak istiyorsa onunla ilgili destek veriliyor.
Konukevine "sığınma" ihtiyacı olan kadınlara ne önerirsiniz?
Öncelikle yaşadıkları şiddeti normal gibi görmemeleri, içselleştirmemeleri, bunun bir çözümü olduğunu bilmeleri gerekiyor. Başka bir yaşam mümkün. Evet, çok zor, ekonomik sebeplerden ötürü. Ama ben "denemeye değer" diyorum, çünkü bir çıkış yaratmak gerekiyor. 0 çıkışsızlığın içerisinde, kendine olan saygını yitirmektense biraz daha mücadele etmek gerekiyor. Ve bize çok zor şartlar altında, çocuğuyla, çok uzak illerden, belki sürüklene sürüklene, belki parasızlıktan dolayı haftalar süren yolculuklarla gelip çok mutlu olan, kendini ifade ettiğini düşünen, "kelimelerim değişti" diyen kadınlar tanıyorum. 0 yüzden de, eğer böyle bir şiddet yaşıyorlarsa buna hayır demelerini istiyorum.(SZK/EZÖ)