“’6282’ü kaldıralım. Kadınları sünnet edelim. Sanal din tacirlerinin sözleriyle kadınları eve hapsedelim’ diyorlar. Hepinizin beyni yansın diyoruz. Biz arkadaşlarımızla kadınların hakları için çalışmaya devam edeceğiz.”
Bu sözleri, Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü söylüyor. Güllü, 21 yıldır, genel başkanlığını yaptığı federasyon da tam 41 yıldır, kadın hakları için mücadele ediyor.
Güllü, federasyonun yaptığı en önemli işlerden birinin şidete uğrayan kadınlar için kurdukları Acil Danışma ( 0212 656 96 96
0549 656 96 96) hattı olduğunu söylüyor. Bu hatta, Türkiye dışında yaşayan kadınlardan da yardım talebi geliyor.
Güllü ile, federasyonun çalışmalarını ve mücadele alanlarını konuştuk.
Kadın Dernekleri Federasyonu’nun somut olarak yaptığı en önemli iş nedir sizce?
Şuan Türkiye’de şiddete uğrayan kadınlar için Acil Yardım Hattı işleten tek örgütüz diye biliyorum. Başvuru sayısına gelirsek, gün içinde 17 oldu diyelim, gece 18 olabiliyor, gün gün net sayı söylemek çok zor. Ancak, şuna eminim, geçen ay 790 çağrı gelmişti.
Hepsi de aile içi şiddet ve istismar düzeyindeydi. Evlatların annelerine uyguladığı şiddet veya babaların kızlarına uyguladığı şiddet veya tacizlerden söz ediyoruz.
Bize gelen başvuruları 79 barodaki kadın komisyonlarıyla paylaşıyoruz. Böylece, kadınların avukatlara ücretsiz ulaşımını sağlamış oluyoruz.
Türkiye’de istismar edilen her yüz çocuğun en az 40’ının ensest olduğunu düşünüyorum. Bunun altını önemle çiziyoruz. Hem böyle durumlarda hem de şiddet vakalarında kadınlara dava süreçlerinde destek oluyoruz, psikolojik destek de veriyoruz.
Çoklu istismar
Bir ayda 790 yardım talebi az değil. Bunu biraz daha açar mısınız?
Bu sayı Türkiye’nin ciddi bir eşikte olduğunu ortaya çıkarıyor. Ciddi sayıda istismar var ciddi sayıda şiddet var. Eskiden gençlik döneminde kadınlar boşanmak isterdi aslında 30 yıl evli kalanlarda da boşanma talebine rastlıyoruz.
Kadınlar, “Beni sığınma evine ya da huzur evine yerleştirin” diyor. İstismar konusunda çoklu istismara rastlıyoruz. Geçen gün 17 çocuğun bir öğretmenin istismarına maruz kaldığına söyledik, şu anda 33 çocuğun yine bir öğretmenin tacizine maruz kaldığını öğrendik. Sümen altına gitmesin istiyoruz.
Bu “Sümen altına gitmesin” kaygısı nasıl oluşuyor?
Kolluk kuvvetlerinin ve yargının 6284’ü bilmediğini uygulamadığını görüyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nin dikkate alınmadığını görüyoruz. Bazı durumlarda biz, avukat arkadaşlarımızı gönderiyoruz ve ancak bu şekilde 6284’ü uygulayabiliyoruz. Bu çok ciddi bir sorun. 2019’un Şubat ayında böyle olaylar yaşıyorsak ciddi anlamda sıkıntılı bir dönemdeyiz demektir.
Kamunun bu anlamda daha etkin olmasını ve hem İstanbul Sözleşmesini hem 6284’ü anlatmasını istiyorum kendi görevlilerine.
"Kadınların tek güvencesi sivil toplum olmamalı"
Tam tersi 6284 hedef halinde değil mi sizce?
Evet, erkeklerin ailelerinden uzaklaştırıldığı ailenin bozulduğu iddiası var. 6284’ü hedefe getirenler bizleri de hedef haline getiriyor. Biz kimseden emir almadan işimizi yaparız. Biz bu saatten sonra sanal din tacirlerinin laflarıyla olmayan nafaka raporlarıyla hükümetin icraatına girmeye çalışanların karşısındayız. Onlar kim bilmiyorum.
Ama o nafakada kadının hakkı olduğunu biliyoruz. Kadınların kazandığı haklardan geri adım atmayacağımızı söylüyoruz. Kadınlar korkuyorlar. Kadınların tek güvencesi bizim kurumumuz olmamalı. Kadınların güvendiği yer sosyal devlet olmalı.
“’6282’ü kaldıralım. Kadınları sünnet edelim. Sanal din tacirlerinin sözleriyle kadınları eve hapsedelim’ diyorlar. Hepinizin beyni yansın diyoruz. Biz arkadaşlarımızla kadınların hakları için çalışmaya devam edeceğiz.”
Yerel seçimler geliyor..
Şimdiden sesleniyoruz YSK’ya. Beş seçimdir, sığınma evlerinde kalan en az 3860 kadın oy kullanamıyor. Bu çok ciddi bir sorun. Bu sorunun biran önce çözülmesini istiyoruz. Haziran seçimlerinde biz bir rakam söyledik Aile Bakanı sığınma evlerinin kapasitesinin 3860 olduğunu açıkladı. Demek ki, bu kadar kadın oy kullanamıyor.
Aksi bir durum varsa bunu açıklasınlar. Kadınlar oy kullandıysa bize bunu açıklasınlar. Biz isim isim beklemiyoruz elbette bunu. YSK'nın ekleyeceği bir madde ile kadın sığınma evinde kalanların güvenli bir şekilde oy kullanması sağlanabilir. YSK isterse bu sorunu çözebilir.
Kadın Dernekleri Federasyonu hakkında 1976'da kuruldu. Temel amacı "Kadının kalkınması yoluyla toplumun maddi ve manevi kalkınması için çalışmak ve bu konuda yardımlaşma ve dayanışmayı sağlamak"dır. Gönüllü kadın kuruluşları arasında koordinasyonu sağlamak, aynı amaç doğrultusunda çalışan gönüllü kadın kuruluşlarının federasyona katılmasını sağlayarak güç birliği oluşturmak, kadınların emeğini değerlendirme yollarını aramak ve bunun gerçekleşmesi için çalışmak gibi amaçları da var. Kadının Sosyal Hayatını Araştırma ve İnceleme Derneği (Kuruluş: 1953), Kadın Haklarını Koruma Derneği (Kuruluş: 1967), Köy Öğretmenleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Kuruluş: 1961), Türk Anneler Derneği (Kuruluş: 1953), Türk Kadınlar Konseyi |
(EMK)