Esenyalı İstanbul’un Pendik ilçesinde kurulu, yerel kadın dayanışma ağı ve mücadele örgütü olan Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği, yayımladığı “Kadına Yönelik Şiddet Raporu 2021” ile bir yılın kadınlar için nasıl geçtiğini ortaya koydu.
Sabancı Vakfı Hibe Programı tarafından desteklenen Kız Kardeşimle Güçlüyüm projesi kapsamında hazırlanan raporda, pandeminin tetiklediği genel ekonomik problemlerin kadınların hayatına işsizlik, yoksulluk ve daha fazla şiddet olarak nasıl tahvil ettiğinin gözlemi anlatılıyor.
Kadına yönelik şiddetin karakterini irdeleyen, şiddet vakalarında öne çıkan örüntüleri ortaya çıkaran ve kadınların şiddet karşısındaki tutumlarını analiz ederek onların acil, öncelikli taleplerini belirginleştiren raporun ana çerçevesi cinsiyet temelli şiddet ve niteliksel verilere dayanıyor.
TIKLAYIN - bianet erkek şiddeti çeteleleri
Bir yıllda 996 başvuru
Ekmek ve Gül'den Hilal Tok'un haberine göre, 1 Ocak-31 Aralık 2021 tarihleri arasında; 962 kadın, 13 lise öğrencisi genç kız, 14 kız çocuğu ve 7 erkek çocuğu olmak üzere toplam 996 kişi ile görüştüklerini belirten Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği, şiddetin yanı sıra ekonomik destek ve yardım talebiyle de derneklerine başvurular olduğunu aktarıyor. Başvuran 191 kadın ve çocuğun 164 erkek tarafından şiddete maruz bırakıldığını belirtiyorlar.
Şiddet nesilden nesile!
Kadınların en çok güvende olmadığı yerler ise evleri. Derneğe yapılan başvurulara göre kadına yönelik şiddet faillerinin çoğunluğu kadınların tanıdıkları; kadına ve çocuğa şiddet uygulayan 164 erkeğin 115’i ise kadınların eşi. Kadınlar evlilikleri boyunca şiddetin tekrarladığını da ifade ediyorlar. Raporda belirtilen 164 şiddet vakasından sadece bir tanesi anlık ve tekil bir vaka.
Sevgili veya nişanlıyken başlayan psikolojik şiddetin nikâh sonrası ekonomik şiddete dönüşmesi, gerilim tırmandıkça fiziksel ve cinsel şiddet boyutuna geçmesi, bu çok yönlü şiddetin süreklilik kazanması ve varsa çocuklara doğru genişlemesi şeklinde kalıplaşmış bir örüntü olduğu belirtiliyor.
Şiddetle yetişen erkek çocuklarının bu mirası aynı çok yönlülükle devraldığı; kadınların ve kız çocuklarının oğul ve ağabey konumundaki erkeklerden tıpkı baba-eş konumundakine benzer nitelikte şiddete maruz kalmalarının her gün daha sık karşılaşılan bir durum olduğu ifade ediliyor.
Ekonomik şiddet
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğine başvuran kadınların şiddet hikayeleri ekonomik şiddeti de içinde barındırıyor. Kimi zaman “çalışmaya zorlama” kimi zaman "çalışmasına izin vermeme” şeklinde gerçekleşen şiddetin, eğer kadın çalışıyorsa “banka-maaş kartına el koyma” gibi ekonomik şiddetle sürdüğünün altı çiziliyor.
Pandemi etkisiyle de Kısa Çalışma Ödeneği, ücretsiz izin ya da işten çıkarma gibi çeşitli biçimlerde geliri azalan hanelerde geçim ve bakım maliyetini karşılamak güçleştikçe işgücü dışında bırakılan kadınların ailenin toplam bakım yükünü para olmadan gerçekleştirmesinin de zorlaştığı ifade ediliyor.
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği, içinde bulunduğu durumu, “Bu kuşatma, cinsiyet temelli olmayan ihlalleri de cinsiyetçileştirerek kadınları kendi içerisinde hapsediyor. Yoksullaşma derinleşir, işsizlik artarken cinsiyet temelli şiddeti de içererek ilerliyor” diye değerlendiriyor.
Çözüm önerileri neler?“Ne yapılmalı?” sorusuna da yanıt arıyor rapor. Kadınların hayata tutunmak için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarına dikkat çekilirken bu kuşatmanın bireysel hayatta kalma mücadeleleriyle çözülemeyeceğinin de altı çiziliyor. Kadınların ve çocukların maruz bırakıldıkları şiddetin karakterinin doğru tespit edilmesinin, şiddetle mücadelede sonuç alıcı adımlar atabilmek için hayati önemde olduğunu ifade eden Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği, şiddetin bireyler arası tekil bir sorun olmadığına dikkat çekiyor. Merkezden yerele bütün bir devlet aygıtının mevcut tutumunu değiştirmesi ve kadına yönelik şiddetle mücadelede acil bir eylem planı oluşturması gerektiği ifade edilirken talepler şöyle sıralanıyor: *Kadınları yanlış bilgilendirerek, şikâyetlerini kabul etmeyerek, şiddet uygulayan erkekler hakkında işlem yapmayarak görevini suistimal eden ve 6284 Sayılı Kanun'u ihlal eden kolluk güçleri hakkında işlem yapılmalı ve bu tutum derhal engellenmeli. *Kadınların acil şiddet ve ölüm tehdidi altında olduğu durumlarda hayati önem taşıyan sığınma evlerinin sayısı derhal artırılmalı. *Bakanlıklardan belediyelere ve muhtarlara doğru genişleyen bir koordinasyonla, şiddet gören kadınların acil olarak ihtiyaç duyduğu ekonomik ve temel ihtiyaçları yerinde ve yerelden karşılayacak mahalle düzeyinde birimler kurulmalı, gerekirse kadına yönelik şiddetin yerinde tespiti için ev taramaları yapılmalı, sosyal hizmet birimleri kadınlar üzerinde erkek egemen denetim merciileri olmaktan çıkarılmalı. *Başta aktif şiddet gören kadınlar olmak üzere, tüm kadınlar için iş ve istihdam güvencesi sağlanmalı, kadınlar sadakaya ya da yardıma muhtaç bir nüfus olmaktan çıkarılmalı. *Nafaka hakkının devralınmak suretiyle erkeklere ayrıcalık tanınması ya da boşanmalarda 'barıştırma' kurumu olarak işlev görecek olan arabuluculuk gibi kadınların medeni haklarının altını oyan tüm girişimlere derhal son verilmeli, kadınlara tek taraflı çok eşlilik dayatarak suç işleyen erkekler hakkında hukuki işlem yapılmalı. *Kadınların istihdama ve sosyal yaşama özgür ve eşit katılabilmesini sağlayacak yaygınlıkta, başta işyerlerinde ve mahallelerde 7/24 işleyen kreşler, özel çocuk bakım merkezleri kurulmalı. *Şiddete ve/ya istismara maruz bırakılan kadınlar, özellikle de intihara sürüklenen genç kadınlar için ücretsiz ve kolay erişilebilir psikolojik destek merkezleri, öğrenme güçlüğü gibi bilişsel sorunlar yaşayan çocuklar için rehabilitasyon merkezleri kurulmalı. *Ortaöğrenim gençliği arasında, flört şiddeti ve siber şiddet hakkında rehberlik eğitimleri verilmeli, cinsiyet gözetmeksizin tüm gençlerde cinsiyetçi şiddetle mücadele bilincini geliştirecek programlar ve yayınlar oluşturulmalı. |
(EMK)