İstanbul'da özel bir lisenin müdürü İbrahim Oktugan'ın, kendisini okuldan atılmasından sorumlu tutan bir öğrenci tarafından vurularak öldürülmesinin ardından eğitim emekçileri, "Eğitimde şiddete hayır" diyerek bugün Türkiye genelinde iş bıraktı.
EĞİTİM EMEKÇİLERİ İŞ BIRAKTI
"Şiddetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz"
İstanbul'da da Eğitim-Sen, Eğitim-İş, Eğitim Bir-Sen ve Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde ortak basın açıklaması yaptı.
Beyazıt Meydanı’nda bir araya gelen eğitim emekçileri, Divan Yolu Caddesi üzerinden Sultanahmet’teki İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önüne yürüdüler.
Sendikalar adına açıklamayı Eğitim Sen 3 No'lu Şube Başkanı Hüseyin Tosu okudu.
"Şiddetin kaynağı siyasal iktidarın eğitim politikalarıdır"
Tosu şunları söyledi:
"Biz bu şiddeti her gün yaşıyoruz. Belki ölümle sonuçlanmıyor ama her gün yaşıyoruz bu şiddeti. Bu şiddetin kaynağı siyasal iktidarın ektiği eğitim politikalarıdır. İbrahim Hocamıza yönelik tetiği çeken yabancı olabilir. Ama bunun nedeni eğitim politikalarından kaynaklanıyor. Eğitimle oynamayın. Eğitimi dinselleştirmenizin, niteliksizleştirmenizin sonuçlarını yaşıyoruz. Kendi ideolojinize uygun bir nesil yetiştireceksiniz diye okullarımızın, eğitimin içini boşalttınız. Tarikatlari, cemaatleri okullarımızda istemiyoruz."
"İbrahim Öğretmenle aynı kaderi paylaşıyoruz"
"Mücadele dersini öğretmenler verecek", "Bakan istifa" sloganları atılan alanda Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Yürütme Kurulu adına açıklamayı Ozan Fındık yaptı:
"Bugün yıllarını eğitime adamış bir meslektaşımızın kaybıyla karşı karşıyayız. Saldırı sonucu kendisini kaybettik. İbrahim Öğretmenimiz özel sektör çalışanı bir emekçiydi. İbrahim Öğretmenle aynı kaderi paylaşıyoruz. Katili bir öğrencisi olduğu söylendi. Biz buna inanmıyoruz. İbrahim öğretmeni öldürenler planlı bir cinayet işlediler. İbrahim Öğretmen bir kişinin kurşunuyla ölmedi. Bir kişinin saldırısıyla ölmedi. Yıllardır adım adım, göstere göstere gelen sömürü politikalarının sonucunda öldü."
"Okullarda ölmek istemiyoruz"
"Söz söyleyecek durumda değiliz" diye söze başlayan Eğitim Sen Üyesi Eren Aydın şöyle devam etti:
"Sistemsel olarak öğretmenlerin itibarsızlaştırıldığı, hedef haline getirildiği, sistemsel bazı dinamiklerin çürütüldüğü bir dönemdeyiz. Laik, ana dilde, bilimsel, demokratik bir eğtiim talep ediyoruz. İtibarın tesisi için gerekli uygulamaların tekrar yeşertilmesi için köklü, sistemsel değişikliklere ihtiyaç var. Biz okullarda ölmek istemiyoruz. Eğitimden şüphesi olan toplumun geleceğinden şüphesi olmalıdır. Toplumdaki deprem eğitimdeki çürümedir. Daha fazla geç olmadan radikal adımlar atılmalı. Gerekli çalışmalar yapılmalı."
"Örgütlenmekten başka çaremiz yok"
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası'ndan ismini vermek istemeyen bir eğitimci ise şunları söyledi:
"Bu cinayete karşı özel öğretim kurumlarına sendikamız çağrı yaptı. Bugün burada muazzam bir kalabalık var, ama bir sürü arkadaşımız iş yerlerinden izin alamadığı için gelemediler. Sendikal, örgütlü mücadelenin ne kadar zorunlu olduğunu bugün de görmüş olduk. Yalnızca bir arkadaşımızın öldürülmesi değil, gerici müfredat da buradaki toplanmanın bir nedeni. Öğretmen atalamalarında yapılan haksızlıklar da bunun nedeni. Böyle şeyleri maalesef yıllardır yaşıyoruz. Yıllardır söylediğimiz gibi örgütlenmekten başka çaremiz yok."
Ne olmuştu?
İstanbul'da özel bir lisede eğitim gören Y.K. okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürü İbrahim Oktugan'a (74) 7 Mayıs'ta silahla ateş etmişti. Odasında uğradığı saldırıda ağır yaralanan Oktugan, kaldırıldığı hastanede yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı.
Olayın ardından kaçan Y.K. polis ekiplerince yakalanmış, ertesi gün sevk edildiği adliyede tutuklanmıştı.
(AD/AÖ)