Fotoğraf: Evrensel gazetesi
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türk Tabipleri Birliği (TTB) 72’nci Büyük Kongresi’ni dün (27 Eylül) Ankara Üniversitesi Morfoloji Binası kantininde gerçekleşti. Seçimlere Etkin Demokratik TTB Grubu ve Bağımsız Hekimler Birliği olmak üzere iki grup katıldı.
“Yaşamdan, sağlık hakkından, meslek örgütümüzden vazgeçmiyoruz” sloganıyla seçime katılan Etkin Demokratik TTB Grubu geçerli 303 oyun 240’ını alarak seçimi kazandı.
TTB’nin ilk olağan toplantısının ardından Merkez Konsey Başkanlığı’na seçilmesi düşünülen Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı yeni döneme ilişkin bianet’e konuştu.
"Hakikati paylaşmaya devam edeceğiz"
Pandeminin, sağlıkta şiddetin ve halk sağlığının yeni dönemde de temel gündemleri olacağını vurgulayan Korur Fincancı, "Yönetimde olan arkadaşlarımız özellikle pandemi sürecinde çok güzel çalışmalar yaptılar. Covid-19 İzleme Grubu ile pandemi sürecine müdahil oldular ve topluma doğru bilgiyi yaymaya çalıştılar. Hakikati paylaşmayan devlete böylece bilgiyi paylaşma zorunluluğu yarattılar.
"Biz de önümüzdeki dönemde arkadaşlarımızın başlattığı çalışmaları sürdüreceğiz. Önceliğimiz toplum sağlığını korumaya dönük adımlar atmak olacak” dedi.
"Haklarımız için mücadele edeceğiz"
“Toplum sağlığını korumak esasında hastalığı engellemektir” diyen Korur Fincancı, son yıllarda oldukça tartışılan şehir hastanelerine dikkat çekti: “Hasta garantili Şehir Hastaneleri’yle hayatımızı değiştirmeye çalışıyorlar. Bunlarla mücadele edeceğiz, hasta garantili hastaneler değil, koruyucu hekimlik temeliyle hareket edeceğiz.
"Biz kamucu bir meslek örgütüyüz. Kamu yararını, kamu sağlığını önceleyerek çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu ülkede sağlık alanının sermayeye peşkeş çekilmesi gibi bir gerçeklik var. Bu anlayışla tüm sağlık emekçileri sermayenin sömürüsüne açık hale getirildi. Dolayısıyla tüm hekimlerin ve sağlık emekçilerinin hakları için mücadele etmeyi sürdüreceğiz.”
"Bir hemşire ek ödemeden 20 TL alıyor"
Korur Fincancı, pandemi sürecinde sağlık alanında artan istifalara ilişkin de şunları söyledi: "Sağlık Bakanı ek ödemelerle sağlık çalışanlarının ekonomik durumuna yönelik iyileştirmeler yaptıklarını söylüyor ama hiçbiri gerçeği yansıtmıyor. Ek ödemeden bir hemşirenin aldığı 20 TL, bu utanç verici bir durum.
"Ek ödemelerle, performanslarla değil, ana ücrete yansıyacak iyileştirmelerle bir düzenleme yapılması gerekiyor. Sağlık çalışanlarının tükenmelerinin önüne ancak yaşamlarını güvencede hissetmelerini sağlayarak geçilebilir. Bu nedenle tüm hekimlerin sağlık çalışanlarının çalışma ortamının iyileştirilmesi için mücadeleyi sürdüreceğiz."
"Şiddet sadece sağlık alanında yok"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin TTB’yi hedef alan sözlerine de değinen Korur Fincancı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Meslek örgütleri eleştirel bakan örgütlerdir. Yaptığımız eleştiriler zor geldiğinde baskılar tehditler hep olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Bunlar şaşırtıcı değil ama biz her zaman yolumuzda yürüdük, yürümeye de devam edeceğiz.
"Şiddet gittikçe yükseliyor"
"Bu dönemde bir diğer gündemimiz de sağlıkta şiddet. Sağlıkta şiddete karşı etkili bir mücadele programını güçlendirmemiz gerekiyor.
“Ayrica şiddet sadece sağlık alanında yok. Toplumun genelinde şiddet çok yaygın ve gittikçe de yükseliyor. Bu ülkede İçişleri Bakanı Anayasa Mahkemesi Başkanı tehdit ediyorsa hasta ve hasta yakını da hekimi tehdit eder.
"Buna şaşırmamak lazım, ilk önce İçişleri Bakanının Anayasa Mahkemesi Başkanını tehdit etmesinin önüne geçmek lazım. Bu ortamı ortadan kaldırmalıyız ki, hekimleri de sağlık emekçilerini de koruyabilelim."
“Cuma günü İstanbul Tıp Fakültesi’nde bir sağlık çalışanı maske uyarısı yaptığı için hasta tarafından gözünden yaralandı. Trabzon’da bir hekime telefon edip ‘çocukların yetim kalmasın’ diyorlar. Buna zemin sağlayan devletin şiddeti meşrulaştıran tutumudur. Devletin şiddeti meşrulaştırmasına karşı mücadele etmek de boynumuzun borcudur."
"Sağlık tek başına bedenin iyilik hali değil"
"Sağlık tek başına bedenin iyilik hali değildir. İnsan biyopsikososyal bir varlık, dolayısıyla biyolojik, sosyal ve ruhsal iyilik halini sağlayacak adımlarının atılmasını sağlamalıyız.
"Bütün bunları bir bütün olarak esas aldığı için zaman zaman TTB’nin politik tutumlar aldığı, meslek örgütü gibi davranmadığı söylenir. Öncelikle TTB demokratik kitle örgütüdür, insan sağlığında bütüncül iyilik halini sağlamak için bütün alanlara müdahil olmaya çalışır.
"O nedenle 'savaş bir halk sağlığı sorunudur' demiş bir örgüttür. Biz sadece salgına değil, insan yaşamına, birlikte yaşadığımız tüm canlılara zarar veren savaşlara ve bütün yaklaşımlara karşıyız. Bunlara karşı mücadelemizi de sürdüreceğiz." (RT)