İki gün boyunca konferansa katılanların ve konferansta konuşanların ortak noktası; kadına, çocuğa ve aile içi şiddetle ilgili yıllardır yürütülen kampanyaların artık erkeklere yöneltildiği veya yöneltilmesi gerektiği yolundaydı.
Hükümetin tek temsilcisi: Kadın Bakanı Çubukçu
Konferansta son gün, devlet ağırlığı vardı. Türkiye ve İngiltere'nin kadından sorumlu devlet bakanları, Hamburg Parlamentosu Başkan Yardımcısı ile bir süredir BM Nüfus Fonu İyi Niyet Elçisi olan Demet Akbağ birer konuşma yaptılar.
Kadın, Aile ve Çocuktan Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu konferansta yaptığı konuşmada, "Aile içi şiddet ile ilgili olarak koruyucu programların oluşturulması, duyarlılığın artırılması, aile içi şiddetin kamusal alana taşınması gerekir. Toplumları değiştiren devrimlerin değişimde yeterli olmadığı bu gün yaşananlardan çıkardığımız bir gerçektir" dedi.
Şiddet saçayağı: Aile İçi Şiddet, Namus ve töre
Çubukçu,şiddet üç sacayağı olarak; aile içi şiddet, namus ve töre cinayetlerini gösterdi:
"Şiddetin yaygınlığı, kanıksanması söz konusudur. Özellikle kadınlar bu kanıksamayı yaşamaktadır. 'Kocamdır döver, kıskanır' demektedir. Diğer bir boyut ise şiddet gördüğünde bunu hak edip etmediğini düşünmektedir. Büyük bir çoğunlukla da bunu hak ettiğini düşünmektedir."
Çubukçu konuşmasında, şiddete uğrayanla, şiddeti uygulayan arasında eğitim düzeyi söz konusu olduğunda bir ters orantı olduğunu dile getirdi:
"Şiddete maruz kalma ile eğitim düzeyi arasında da ters orantılı bir durum yaşanmaktadır. Üniversite bitirmiş erkekler dayak atmakta, eğitim düzeyi yüksek olan kadınlar da şiddete maruz kalmalarına rağmen bunu açıklayamamaktadırlar."
Şiddete uğrayan kadın değil uygulayan utansın
Kadın, çocuk ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, şiddete maruz kalan kadınların, bundan utanç duyduklarını söyleyerek, "Oysa şiddet uygulayanların utanması gerekir.
"Kadınların şiddet gördükleri için utanç duymalarını ters yüz edecek politikalara ihtiyacımız var. Olması gereken şiddete maruz kalan değil şiddeti uygulayanın suçlu olması, kendini suçlu hissetmesidir." dedi.
Şiddet de üçüncü kişinin de şikayeti kabul ediliyor
Çubukçu, "Türkiye'de, kadın ve erkek eşit haklara sahiptir. Ailenin korunması yönelik yasalarda değişiklikler oldu.
"Şiddete maruz kalanın korunmasına yönelik değişikliklerde 3. kişinin şikâyeti de kabul edilmektedir" diye konuştu.
SHÇEK'in 14 Kadın Konukevi var
Çubukçu konuşmasında şu noktalara dikkat çekti:
"Töre cinayetlerinde uygulanan cezalar artırılarak ömür boyu hapse çevrilmiştir. Cinsel suçların bireye işlenen suç kapsamından çıkarılarak toplumsal suç kapsamına alınması gerekmektedir.
"Şiddeti önlemeye yönelik platformların oluşturulması ayrıca kurumsal mekanizmaların oluşturulması gerekmektedir."
Çubukçu, SHÇEK'e bağlı 14, Belediyeler ve İl Özel idarelerine bağlı 26 kadın sığınma evleri bulunduğunu söyledi.
Şiddet İngiltere'de de Almanya'da da sorun
İngiltere'nin kadından sorumlu devlet bakanı Barones Patricia Scotland, şiddetin İngiltere'de de çok ciddi bir sorun olduğunu ve buna karşı yeni yasalar çıkarıldığını söyledi.
Hamburg Parlamentosu Başkan Yardımcısı, Yeşiller Partisi Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Sorumlusu Verena Lappe ise, aile içi şiddetin Avrupa'da da çok yaygın bir sorun olduğunu belirterek Almanya'da 400 kadın sığınma evi bulunduğunu belirtti.
Labbe: Aile içi şiddetin mağduru çocuktur
Lappe, "Ekonomik sorun, iş kaybı aile içi şiddeti olumsuz etkilemektedir. Erken önleme çalışmaları önemlidir. Aile içi şiddetin mağduru çocuktur.Bu küresel bir meseledir. Çocuklar şiddete maruz kaldığında korunmak zorundadır.
"Mağdura en iyi yardım aile şiddetinin sıklığını azaltmak,bunun etkisini artırmaktır. Tam dönüşüm olmalı, fark yaratılmalıdır. Okulda evde eğitime önem verilmelidir. Toplumun her bireyi sorumluluk almalıdır" dedi.
Lappe Almanya'da ulusal çapta 25 ihtisas mahkemesi olduğunu belirterek, "Aile içi şiddete karşı ittifak kurulmalıdır. Çünkü şiddet hepimizi etkiliyor.
Şiddet düzeltici değil önleyici olmalıdır
"Aile içi şiddet kişileri hem kısa hem uzun süreli etkiliyor. Belli bir süreden sonra hem çocuk hem de cinsel istismara neden olmaktadır. Burada kültür farklılığı hiç bir işe yaramıyor."
Lappe, yetişkinlere ve gençler eğitim verdiklerini belirterek, "Tavır ve davranışları etkileyecek çalışmalar yapıyoruz. Düzeltici değil, önleyici olmak gerekiyor. En önemlisi değişimi yapmak istiyorsanız değişimin kendisi olmalısınız" dedi.
Akbağ: Kadına yönelik şiddete karşı erkek hareketi
BM Nüfus Fonu İyi Niyet Elçisi olan Demet Akbağ, kadınlara yönelik şiddete karşı erkeklerin bir hareket başlatmasını istedi:
"Türk kadınları, bu konferans sayesinde yalnız olmadıklarını gördü. Çünkü bu şiddeti sadece biz yaşamıyoruz. Dünyanın her yerinde, gelişmiş batı ülkelerinde de çok yaygındır" dedi.
Akbağ, "Beni en çok etkileyen ise, konuşmacı kadınların arasından bazı erkeklerin çıkıp, bu soruna karşı mücadele ettiğini söylemesi oldu. Keşke bizim ülkemizde de kadına yönelik şiddete karşı çalışacak bir erkek hareketi olsa!" diye konuştu. (AD/EÖ)