Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Faruk Balıkçı, hükümetin "Kürt açılımı" mesajlarının Diyarbakır ve bölgesinde umut ve memnuniyet yarattığını ifade etti; "Umarım açıklanacak politik paket, daha önce açılıp da yerine getirilmeyen onlarca ekonomik paketlere benzemez" dedi.
Serbest siyaset yapma kanallarının açılmasının önemine işaret eden Balıkçı, bianet'e yaptığı değerlendirmede, tüm siyasi engellerinin kaldırılması, Kültürel hakların önemli bir parçası olarak da anadilde eğitim hakkının tanınması gerektiğini ifade etti; "Bu çatışmasızlık sürecinin bir adımı olabilir" dedi.
İki olmazsa olmaz: "ifade özgürlüğü" ve "anadilde eğitim"
Somut adımların ne olacağı konusunda herhangi bir netlik bulunmadığını kaydeden Balıkçı, Demokratik Toplum Kongresi'nin toplumun çeşitli kesimlerinden 90 temsilciyle geçen hafta sonu gerçekleştirdiği çalıştayda, Kürtlerin olmazsa olmazı olarak, anadilde eğitim ve Kürtlerin artık kendilerini serbestçe ifade edebilme haklarının tanınmasının istendiğini kaydetti; "Bunun önündeki tüm yasal ve pratik engeller kaldırılmalı" dedi.
Haberciye yönelik yargı tacizine son verilmeli
Doğu ve Güneydoğu'da Kürt Sorunu'nu haberleştiren gazetecilere yönelik baskılara da son verilmesi gerektiğine işaret eden Balıkçı, buna Beytüşşebap'ta haber izlerken "sloganları emniyete bildirmediği" gerekçesiyle yargılanan Doğan Haber Ajansı (DHA) muhabiri Emin Bal'ı örnek verdi.
Fikir özgürlüğüyle ilgili alanlara bir müdahale oluşturduğu için "suçluyu övmek" ve "örgüt propagandası yapmak" gibi suçlamalara son verilmesini isteyen Balıkçı, "Kültürel haklarla ilgili açılım, çatışmasızlık döneminin bir adımı olabilir" diye konuştu.
Görüşler artık propaganda olarak değerlendirilmemeli"
DTP'lilere yönelik dava ve tutuklamalarının da düşüncenin baskı altına alınması anlamına geldiğini açıklayan Balıkçı, "Bir taraftan sorunu çözeceğiz diyorsak, şiddeti övmediği sürece görüşlere örgütsel propaganda olarak bakmaya son vermeliyiz."
Gazetecilere yönelik suçların cezasız bırakılmasının Türkiye'nin genel bir gerçeği olduğunu kaydeden Balıkçı, "Türkiye'nin bir gerçeği ama bölgemizde koşulları biraz daha ağırlaşıyor" dedi.
"Kürtçe yayına getirilen kısıtlamalar demokratik değil"
"Devletin televizyonunun gün boyu rahat bir şekilde Kürtçe yayın yaparken Kürtçe yayın hakkı alan televizyonlara altyazısı yapma zorunluluğu getirilmesi demokratik değildir.
"Samimi adımlar atılarak bu haklar tanınırsa, güvenilir olur, insanlarda bir psikolojik rahatlama olur ve devlete karşı zedelenmiş olan güveni belki tekrar kazanılır.(EÖ)