Evrensel gazetesinin haberine göre, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişinin yıldönümü nedeniyle dün Şırnak'ın Cizre ilçesinde yapılan gösterinin ardından, Cizre Tank Taburu'na bağlı tanklar, Cizre Meydanı'nda gösteri geçişleri yaptı.
" Çatışmalar dursun, silahlar sussun " çağrısının imzacılarından Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Başkanı Yavuz Önen, eski Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekili, Kürt siyasetçi Tarık Ziya Ekinci, Hakkari bombalamalarının da içinde bulunduğu şiddet olaylarını, Kürt sorunu bağlamında bianet'e değerlendirdi.
Önen, AKP'nin de PKK'nin de bu şiddetten beslendiğini, Türkiye'de "kendine özgü bir demokrasi sınırı çizmek" için geliştirilen bir ortam olduğunu söyledi.
Ekinci de, Türkiye'nin azınlık haklarıyla ilgili uluslararası sözleşmeleri onaylayıp yaşama geçirmediği sürece çelişkinin aşılamayacağını ifade etti.
Ekinci, "Demokrasinin giderek yara alacağı, hak ve özgürlüklerin dizginlenebileceği izlenimi doğuyor" dedi.
bianet'in görüşünü aldığı Demokratik Toplum Hareketi Genel Başkan Yardımcısı Sedat Yurttaş da, AKP'nin "içten içe erken seçime hazırlandığının varsayılabileceğini, değişimin öncüsü olarak iktidara gelmişken bu rolünü yitirdiğini" söyledi.
Önen: AKP demokratikleşmenin daraltılması programına katkıda bulunuyor
Önen, "Hâla bir çözüm yöntemi olarak gündemde tutan taraflar için şiddet gerekli bir şey" dedi.
2005'te demokratik kazanımların geriye çekildiği bir süreç yaşadığımızı söyleyen Önen, polis ve ordunun yetkilerinin küçüldüğünden şikayetçi olduğunu, Hakkari bombalamalarını anımsattı; hükümetin de buna yol verdiğini söyledi.
Önen "Genel bir politikanın programı bu" dedi ve şöyle devam etti:
"Başkanının Diyarbakır mesajına uygun bir adım atmasını istemek gerek. Başbakan, Kürt gerçeğine dair bir açıklamada bulundu; sonra durdu. Bu açıklama bir yükümlülük getirir. Bunun gereğini yapmalı.
"AKP elini yükün altına sokmuyor. Tartışmak, ürkütmek istemiyor. Buna istekli; çaresiz değil. Seçim barajı tartışmasını anımsayın. AKP bu tartışmada yan çiziyor. Oysa, barajın düşürülmesi, şiddetin azalması yönünde vakum görevi yapabilir.
"Hükümetin katıldığı, beslendiği bir süreç bu. AKP, baskıyla, çaresiz Kürt oylarına oynuyor. AKP öncesi İslamcı hareket de aynı şeyi yapıyordu."
Ekinci: TBMM azınlık haklarıyla ilgili uluslararası sözleşmeleri onaylamalı
Ekinci de, siyasi iktidarın Kürt sorununu tanıdığını, haksızlıklar olduğunu itiraf ettikten, Başbakan Şemdinli'de Türkiyelilik üst kimliğinin altında bütün kimliklerin eşit olduğunu söyledikten sonra, şimdi bu sözlerin savunulmadığına dikkat çekti:
"Bundan çıkan sonuç, hükümetin baskı altında olduğudur.
"Kongra Gel veya PKK de genel af peşinde. Kişiye endeksli politikası nedeniyle genel başkanlarının siyasi yaşama katılmasını istiyorlar. Bu şartlarda çelişkinin aşılması mümkün görünmüyor."
Ekinci, Meclis'in azınlık haklarıyla ilgili uluslararası sözleşmeleri onaylamasının kilit adım olacağını vurguladı; çeşitli talepleri olan parçalı yapıdaki Kürt siyasi hareketinin de "azami taleplerini bırakıp Avrupa Birliği normları içinde tanımlanmış hakları talep etmeleri gerektiğini" söyledi.
"Türkiye hâlâ Avrupa Konseyi'nin azınlık hakları sözleşmesini onaylamadı. Bunun için demokrasi güçlerinin tümünün ağırlığını koyması gerek. Sadece Kürtlerin, siyasi iktidarın meselesi değil bu; bütün Türkiye'nin meselesi. Bu gerçekleşmezse, ne demokrasi olur, ne insan hakları gerçekleşir."
Ekinci, PKK'nin de bu yolu açmış olması gerektiğini söyledi:
"PKK'nin Başbakan'ın açıklamaları karşısında hemen harekete geçmesi gerekirdi. Derhal ateşkes ilan etmeliydi; silahlı grupları Türkiye dışına çıkardığını, Türkiye'de silahlı eyleme katılmadığını açıklaması gerekirdi.
"Böylece hükümetin karar alabilmesi, daha ileri adımlar atabilmesi için kendisine olanak sağlamış olurdu. Hükümeti engelleyen güçler her kimse, onların itirazlarının önü kesilirdi.
"Ama olmadı; bunu düşünebilmek için politikada deney sahibi olmak, halkın yararlarına öncelik vermek gerekir."
Yurttaş: AKP erken seçime hazırlanıyor
Yurttaş da, "Erdoğan'ın aydınlarla görüşmesiyle, Diyarbakır konuşmasıyla başlayan 'sorunu çözmek gerekir' sözlerinin altının dolmadığını görüyoruz" dedi.
"AKP, Kürt sorununun çözümü için bir politikası varmış gibi göründü; ama daha sonra verdiği mesajlarla geri adım attı. AKP'nin içten içe erken seçime hazırlandığını varsaymak boş değil. Bir siyasal kapanma söz konusu. Değişimin öncüsü olarak iktidara gelen AKP, iktidarda bu rolünü yitirmiş görünüyor."
Yurttaş, AKP'nin Kürt oylarının yanı sıra muhafazakar oylara da oynadığını söyledi.
"AKP, tartışmasız, Kürt oylarının bir bölümüne oynuyor.'Aldığımız muhafazakar oyları kaybederiz' diye de endişe duyuyor. Yeniden iktidarın koşulunun daha muhafazakar olmaktan geçtiğini düşünüyor olabilirler."
Yurttaş, İmralı sürecinde de ciddi bir provokasyon görüyoruz diyerek özetledi:
"Öcalan'ın görüşme sürelerinin kısaltılması, görüşmelerin koster mazeretiyle engellenmesi, hücre cezası verilmesi, sağlık sorunlarının öne çıkması bunun örnekleri."
Yurrtaş'ın analizine göre, durumu belirleyen ve çözüm bekleyen konular şöyle:
"* Ulusal ve yerel radyo ve televizyon yayınlarında Kürtçe'nin kullanılabilmesi gerekli.
* Şemdinli bombalamasında ortaya çıkan derin devlet eylemlerinin üzerine gidilmedi.
* Kürtçe'nin akademik alana taşınması gerekli.
* Seçim barajı düşürülmeli.
* Belediye başkanlarına yönelik soruşturma ve kovuşturmaların bunaltma taktiği olarak kullanılmasından vazgeçilmesi gerek.
* Siyasal genel af gerekli.
* Ekonomik sıkıntılar giderilmeli."
Yurttaş, PKK'nin de "demokrasinin içinde karşılık bulacağı bir çabanın içinde olması gerektiğini, şiddetin çözüm olmadığının her gün biraz daha iyi anlaşıldığını" ekledi. (TK)