Yaygın kanı, yabancı sıcak paradan. Yani borsadaki ve devlet bono ve tahvilindeki yabancı sıcak para, YTL'den dövize geçmek istedi, talep onlardan geldi ve döviz fiyatı yükseldi. Rivayet o ki, 5 milyar dolarlık bir çıkış oldu. Gerçekten de rivayet. Çünkü hem Takasbank , hem Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) verileri, yabancıların bu ölçüde bir kaçışını doğrulamıyor. Çıkış var; ama en fazla 1 milyar dolar..Piyasadaki sıcak para mı? Hemen alt alta toplayalım...
* 3-3.5 milyar dolar mevduat var,
* Borsa düşmeden önce 38 milyar dolarlık hisse senedi yatırımı vardı,
* 21-22 milyar dolarlık hazine bonosu ve devlet tahvilinde sıcak para var..
Kısacası, yaklaşık 63 milyar dolar sıcak para var..Kaçtığı iddia edilen miktar, devede kulak. Demek ki, sıcak paranın YTL'den dövize dönüş eğilimi değil fiyatı tırmandıran. Üstelik talep olduysa , dövizi kim sattı ? Merkez Bankası satmadı. Bankaların satacak halleri yok. 5 Mayıs'ta 9 milyar dolar açık pozisyonları vardı. Reel sektör de döviz satacak değil, açık kapatacak pozisyonda.
O zaman şu sonuca varıyoruz: Onca toz duman arasında, matah bir alım-satım olmadan döviz fiyatı yükseldi.
Bu nasıl olur ?
Olur. Ortam zaten dövizde fiyat yükselmesine müsait. Biraz gazla, biraz manipülasyonla, fazla işleme girmeden döviz fiyatını yükseltmek mümkün olabiliyor. Ekonomi yönetimi bunu yapmış olabilir. Nedenine gelince...
Birkaç zamandır hissediliyordu ki, dünyada bir sıcak para hareketlenmesi var. ABD faizleri yükseltiyor, AB geri kalmak istemiyor. Türkiye gibi ülkelerdeki sıcak paralar da, başka alternatiflere bakmaktan ve kıskandırmaktan geri kalmıyorlar.
Cari açığı büyüyen, nisan enflasyonu yüksek çıkan, yapısal reformları tökezleyen ve iç iklimi pek parlak gitmeyen Türkiye, eğer gördüyse ki, dünyadaki çalkalanmadan ilk darbeyi kendisi yiyecektir, o zaman ilk yapılacak şey kaçacak yabancı sermayeyi kaçmaktan caydırmaktır.
Caydırmak zorundadır, çünkü aşağıdaki tablodan da görüleceği gibi, uzunca bir zamandır, aşırı değerlenmiş kur politikası izlemekte, düşük kur-yüksek reel faiz ile sıcak parayı çekmektedir. Ancak, sıcak para için , bu uzun süreli aşırı değerli kurun yarattığı iklim pek tekin değildir ve en önemlisi, başka yerlerde daha az riskli şartlar ortaya çıkmaktadır. Türkiye'nin yüzde 7-8'lik reel fazinidense, ABD'nin yüzde 5'lik reel faizi tercih nedeni neden olmasın?
Bu hesap ve duygular içindeki sıcak parayı kaçmaktan caydırmak gerekmektedir. O da nasıl yapılabilir ? Döviz kurunu aniden yükseltirsiniz, ki sıcak para, YTL den dövize geçerken kaybı olacağını dikkate alsın. İkincisi, avantasını artırırsınız ki gitmesin, kalsın. Yani , artan kur ile birlikte reel faizi artırırsınız ki, kalmaya ikna olsun..
Sanırım, bunlar oldu. Merkez Bankası rezervi eritilmeden, yabancıların kaçışına fırsat vermeden, yüzde 20'ye yakın devalüasyona gidilerek, kur yükseltildi, faiz de yüzde 15'lere çıkartıldı ve büyük kaçışın önü bu kez böyle kesildi.
Teslimiyet
Bu aslında nedir? Bu, sıcak para bağımlılığına bir kez daha ağır bir teslimiyettir. Dışarıdan esen bir rüzgardan anında etkilenip hastalanarak, içerideki sıcak paraya, yüksek reel faizle bir kez daha teslim olmaktır.
Peki, bu faizin faturası kimden çıkacak? Tabii ki, bütçeden. Maaşlardan, sağlıktan, eğitimden, sosyal güvenlikten, tarımdan, hanehalkı desteklerinden kesilip faize kaynak aktarılacak, bunun da adına "mali disiplin" denilecek ve bu spekülatif atak, bu kez de böyle savuşturulmuş olacak.
Ama, sanmayın ki, bitti, devamı yok... Dışarıdaki ataklar daha yeni başladı, her an yenisi gelebilir. Çünkü ABD'nin de cari açığı büyük ve onun da sıcak paraya ihtiyacı var.
FED faizi yükselttikçe ya da yükselteceğini hissettirdikçe, bizim sıcak para bağımlıları, panikle yeni haraçlara mecbur kalacaklar. Sıcak paranın yerine yeni bir şey koyamayıp, hovarda ithalatçılığı, dolayısıyla cari açığı da frenleyemedikleri için, her spekülatif atağı, ancak yüksek rant aktarımları ile, faiz hanesini büyüterek idare etmeye çalışacaklar.
Ama esas fatura, büyüyen faiz hanesine karşılık kendi tayını küçülen topluma çıkarılacak. Bu, yeni bir yoksullaşma evresine girdiğimizin işareti... (MS/TK)
Mevsimler(Q) ve Dolar($/YTL)
2000-Q1 | 566 |
2000-Q2 | 613 |
2000-Q3 | 649 |
2000-Q4 | 683 |
2001-Q1 | 787 |
2001-Q2 | 1.189 |
2001-Q3 | 1.400 |
2001-Q4 | 1.534 |
2002-Q1 | 1.365 |
2002-Q2 | 1.413 |
2002-Q3 | 1.653 |
2002-Q4 | 1.623 |
2003-Q1 | 1.657 |
2003-Q2 | 1.522 |
2003-Q3 | 1.398 |
2003-Q4 | 1.447 |
2004-Q1 | 1.336 |
2004-Q2 | 1.456 |
2004-Q3 | 1.481 |
2004-Q4 | 1.448 |
2005-Q1 | 1.329 |
2005-Q2 | 1.366 |
2005-Q3 | 1.343 |
2005-Q4 | 1.359 |
2006-Q1 | 1.334 |
2006-Q2* | 1.500 |
* Tahmini
Sarı: Hızlı yükseliş Yeşil: Aşırı değerlenme
Mavi:Hafif yükseliş