Her yıl mart ayının üçüncü salı günü Dünya Sosyal Hizmetler günü olarak kutlanıyor. Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUDER) Başkanı Murat Altuğgil bugün bianet’e yaptığı değerlendirmede, sosyal hizmet politikalarını, yaşanan dönüşümü ve sosyal hizmet uzmanlarının karşı karşıya olduğu sorunları anlattı.
Dönüşümün sonuçları
Son iki yıldır Türkiye’de belirlenen sosyal politikalar ve onun uzantısı olan uygulamalarda özellikle çocuklar, kadınlar, engelliler, yaşlılarla ilgili hizmetlerdeki dönüşüme dikkat çeken Altuğgil, bu dönüşümün sonuçlarının beklendiği gibi olmadığını vurguladı.
Sokak çocukları
“Mesela sokakta yaşayan çocukların hizmet aldığı çocuk ve gençlik merkezleri kapatıldı ve şu anda bu alanda hizmet hiç yok diyebilirim. Çevrenizde daha çok mendil satan ya da çocuk görüyorsunuz, bunun nedenlerinden biri bu alandaki hizmetlerin durdurulması ve vazgeçilmesinden kaynaklanıyor.
Toplum merkezleri
“Toplum merkezleri uygulamasından da vazgeçildi, kapatıldı ve mahallenin içinde mahallenin sorunlarının mahalleliyle birlikte çözülmesi, ona yönelik programların planlanması sona erdi.
Aile danışma merkezleri
“Aile danışma merkezleri vardı, ki devlete ait bu merkezler de kapatıldı ve özel sektöre devredildi. Çok az sayıda il müdürlüklerinin içinde aile danışma birimleri diye açılan yerler var ama ihtiyacı olan ailelere yönelik bu hizmetin profesyonelce yürütülmesi konusunda gerçek bir hizmet yok.
Gençlik hizmetleri
“Gençlere yönelik hizmetlerde de gerileme var. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın gençlik hizmetleriyle ilgili bir projeksiyonu da yok.
“Yetişme yurtlarını kapatıyoruz, artık kurum bakımından vazgeçiyoruz, söylemi vardı, yerine sevgi evleri kuruldu. Ama kurum bakımının fiziksel olarak iyileştirilmiş halidir sevgi evleri.
“Buradaki gençlerin başarıları, okullaşma oranı, toplumsal yaşama katılımı, ileride istihdama ne kadarının ulaştığı, meslek edinmeleriyle ilgili beklenen sonuçlar elde edilebilmiş değil.”
Evde bakım
Altuğgil çok ciddi bir de bütçe ayrılmış olan evde bakım hizmetlerinde getirilen uygulamalara da değindi.
“Engelli birey sahibi olan ailelere verilen desteği ailelerin büyük çoğunluğu bir maaş gibi algıladı. Böyle bir sıkıntı var.
“Şu anda bu desteği alan aile sayısı 410 bini geçmiş durumda.
“Engellilerin yaşam kalitesini arttırmak amacıyla yola çıkıldı ama bu iş zaman içinde sosyal yardıma döndü. Asgari ücretin üçte ikisi oranında verilen destekle engellinin ailesini ekonomik anlamda desteklemek haline geldi.
“Bu desteği alan aile sayısı arttığı için kurum bakımı altına alınan engelli sayısı düştü. Ailenin yanında bakım sağlanıyor diye...
“Burada da denetimde eksikler var. Bu desteklerin ilk anda değerlendirmeleri yapılırken de verilirken de ciddi sıkıntılar var.”
Söylem, amaç, sonuç
Bu dönüşüm sırasında “illerdeki, ilçelerdeki ya da köylerdeki ihtiyaç sahiplerini biz belirleyeceğiz, hizmeti de biz götüreceğiz” tarzı bir söylemin olduğunu hatırlatan Murat Altuğgil kapatılan toplum merkezlerine verdikleri önemin de altını çizdi.
“İki yıl öncesinde ilçelerdeki sosyal hizmet müdürlükleri vardı, bunlar kapatıldı, sosyal hizmet merkezlerine dönüştürüldü. Bunlarla birlikte toplum merkezleri, aile danışma merkezleri, çocuk gençlik merkezleri kapatıldı.
“Aslında toplum merkezlerinde zaten mahalle örgütlenmesi sözkonusuydu.
“Mesela o mahalledeki şiddet gören kadının şiddet sarmalından kurtarılması sürecinde toplum merkezinde katıldığı programlarla daha iyi sonuç alınabiliyordu.
“Toplum merkezlerini halk eğitim merkezleri halinde gördüler, oysa halk eğitim merkezlerinde verilen eğitim çalışmalarının toplum merkezlerinde benzerleri açılmıştır ama bunlar araçtır, amaç değildir.
“Esas amaç çocuğun sokaktan kurtulmasını, ailesiyle birlikte yaşamasını sağlamaktır, meslek edindirmektir, toplumun yararına hizmetlerde bulunmasını sağlamaktır. Bu nedenle toplum merkezlerini çok önemsiyoruz.” (YY)
Sosyal hizmet uzmanlarının sorunları |
Dönüşüm sürecinde görüşleriniz alındı mı? “Hayır ilk aşamada görümüze başvurulmadı. “Daha sonra biz 25 Şubat 2013’te geniş katılımlı bir eylem yaptık. Sosyal hizmet merkezleri yönetmeliğinde sosyal hizmet uzmanlarına yer vermemişlerdi. “Eylem sonrası o dönemin bakanı Fatma Şahin ve müsteşarla görüşme yapıldı. Her ikisi de bunun haklı bir talep olduğunu kabul etti ve yönetmeliğe sosyal hizmet uzmanları eklendi. Fakat bu yetmiyor. “Bu modele geçerken şu yapıldı: Çocuk koruma kanununda sosyal çalışma görevlisi diye bir tanım var. Bu tanımın altında sosyolog, öğretmen, çocuk gelişimci, psikolojik danışman ve psikologlar da var. “Aynı kanunun 35. maddesinde de sosyal hizmet uzmanının görevleri tanımlanmıştır. Yani, kanunen diğer meslek gruplarından sosyal hizmet uzmanının görevleri bekleniyor. Bu bilime de aykırı zaten. “Ayrıca hem mahkemedeki hem alandaki uygulamalarda bunun sıkıntılarını yaşıyorlar. Aile Bakanlığı da bunu örnek alıp aynı şeyi sosyal hizmet merkezlerinde yaptı. Şu anda bir kimya öğretmeni bir istismar vakasına müdahale etmek durumunda kalabilir. “Maalesef gerçek bu! Siz gözünüzden rahatsızlandığınızda göz doktoruna mı dahiliye doktoruna mı gidersiniz? Ya da üçü de hukuk eğitimi aldığı halde savcı hakimin, hakim avukatın yerine geçebilir mi? Sorun budur. “İşin ehline bu işi vermediğiniz sürece bizim korunmaya muhtaç çocuklarımız, yaşlılarımız, engellilerimiz daha çok istismara uğrayacaktır. Sosyal hizmet uzmanlarının talepleri nedir? “Meslek odası olmak için defalarca Meclis’e kanun tasarısı vermemize rağmen halen meslek yasamız çıkmadı. Engellerle karşılaşıyoruz. “Ayrıca hak kayıplarımız var. Şu anda kamu sektöründe çalışan sosyal hizmet uzmanları en düşük maaşı alıyor. “Ayrıca güvenlikleri sıkıntılı; yaptıkları iş gereği madde kullanan insanlarla yüzyüze geldiklerinde, sokakta çalışan çocuklarla biraraya geldiklerinde ya da bir istismar vakasında kişisel güvenlikleri yoktur, bununla ilgili bir düzenleme de yok. “Öncelikle meslek yasası, ekonomik koşulların düzeltilmesi ve yönetici pozisyonunda olan insanların ehil insanlar olması taleplerimiz arasında.” |