Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na (TİHV) Gezi direnişi sırasında işkence görenlere hizmet sunduğu dönemde gelen Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) denetiminin ardından para cezası verildi.
SGK, vakıf hakkında, “eksik bildirimde bulundukları” iddiasıyla 71 bin 586 ve 11 bin 743 TL’lik olmak üzere toplam 83 bin 329 TL’lik idari para cezası düzenledi.
Denetime iki yıl sonra geldiler
SGK ilk olarak 26 Şubat 2011’de TİHV’e bir yazı yollayarak, yarı zamanlı bir çalışan hakkında eksik çalışma belgesi sunulduğunu, o kişinin tam gün çalıştığını iddia etti. Vakıf ise bu iddiaya karşılık 9 Haziran 2011’de SGK’dan denetim talep etti.
Ancak SGK denetim yapmak için iki yıl bekledi. Vakfın denetim talebine Şubat 2013’te yanıt veren SGK, Gezi direnişinde işkence görenlere yoğun olarak hizmet sunulan bir döneme denk gelen 18-21 Haziran 2013’te vakıfta denetimde bulundu.
TİHV’den edindiğimiz bilgiye göre, “bu denetim sonunda Yönetim Kurulu kararı, kişinin sigorta kayıtları, kişi ile yapılan sözleşmeler, mali kaynaklar ile imzalanan projeler geçersiz sayıldı.”
Vakıf idare mahkemesine dava açtı
Vakıfta yarı zamanlı hizmet sunumuna ilişkin tüm ispat araçları sunulmuş olmasına rağmen, SGK’nın kendi kayıtlarından da kişinin başka işyerlerinde de çalıştığının tespit edilebilir olmasına rağmen mevzubahis kişinin neden tüm ay hizmet sunuyormuş gibi gösterilmediği; bordronun neden ona göre düzenlenmediği ve neden yasal defterlere ona göre kaydedilmediği konularında SGK ısrarcı oldu.
Bunun sonucunda, vakfa aynı gerekçeyle 71 bin 586 ve 11 bin 743 TL’lik toplam 83 bin 329 TL idari para cezası verildi.
Para cezalarına yapılan itiraz reddedilince vakıf 9 Mayıs 2014’te Ankara 14. İdare Mahkemesi’nde yürütmenin durdurulması talebiyle dava açtı.
“Bu ceza sehven değil”
TİHV Genel Sekreteri Metin Bakkalcı, “Burada yıllardır çalışan biri için, neden tam gün üzerinden prim ödenmediği üzerinden denetim yapılıyor. Ancak zaten belgelerde de bu kişinin başka yerde de çalıştığı, burada da yarım gün çalıştığı açıkça görülüyor. Bu ceza sehven değil” dedi.
“Bu olayın hiçbir şekilde şikayet olmaksızın başladığını” da söyleyen Bakkalcı, “Önce 2011’de yazı yollandı, derhal yanıt verip denetim talep ettik. Gelmeleri Gezi sürecine denk düştü. Belgeler de ortada ama ısrarla cezai işlem çalıştırıldı” diye konuştu. (AS)