Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, partisinin Diyarbakır İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi.
2010’da Demokratik Toplum Kongresi (DTK) çalışmaları nedeniyle hakkında dinleme kararı verildiğini söyleyen Tanrıkulu, 2011’de milletvekili seçilmesine rağmen dinlemelerin devam ettiğini belirtti.
Hakkında Nisan 2017’de hazırlanan fezlekede milletvekilliği yaptığı döneme ait tapelerin yer aldığını dile getiren Tanrıkulu, “Bir milletvekiline bile bu gibi hukuksuz işlemler yapılabiliyorsa, bu ülkede adalet kalmamıştır” dedi.
“Dinleme kararını vekil seçilmemden bir gün sonra 6. kez uzatmışlar”
bianet’e konuşan Tanrıkulu, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) 135. maddesinin çok açık olduğunu ifade ederek, mahkeme kararıyla en fazla üç ay dinleme yapılabileceğini, bu kararın da en fazla bir kere uzatılabileceğini söyledi ve ekledi:
“Milletvekili seçilmemden bir gün sonra 14 Haziran 2011'den başlamak üzere altıncı kez uzatmışlar.”
“Fezlekedeki detaylara 4 ay sonra ulaşabildim”
Nisan 2017’de hakkında hazırlanan fezlekede “terör örgütü üyeliği” suçlamasının yöneltildiğini dile getiren Tanrıkulu, fezlekenin dayanağı olan kararlar ve tapelere ise 18 Ağustos’ta ulaşabildiğini söyledi.
Söz konusu delilleri gördüğü zaman milletvekiliyken görüşmelerinin dinlendiğini anladığını ifade eden Tanrıkulu, “Eğer ben milletvekiliyken alınmış bir kararı cumhuriyet savcılığı fezlekeye bağlayıp bakanlığa gönderiyorsa, bu vahim bir şey” dedi.
“Tanıklık yasağı olanlarla ilgili dinleme kararı verilemez”
Abisiyle yaptığı telefon görüşmelerinin de “bilinmeyen şahıs” olarak fezlekede yer aldığını ifade eden Tanrıkulu, yine CMK 135. maddeye göndermede bulundu:
“CMK'de karar çok açık. Tanıklık yasağı bulunanlarla ilgili olarak dinleme kararı verilemez. Eğer verilmişse, kayıtlar imha edilir. Hem dinlemişler, hem imha etmemişler hem de fezlekeye eklemişler."
“Hukuki güvenlik hakkı yok”
Tanrıkulu, Diyarbakır’da düzenlediği basın toplantısında ise şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetleri döneminde hukuk devleti olmaktan hızla uzaklaşmıştır.
“Yurttaşlarımızın hukuki güvenlik hakkı yoktur, can ve mal güvenliği yoktur.
“Hukukun bittiği nokta”
“Şimdi buradan ben hem meclis başkanına hem de bu dava dosyasını hazırlayıp gönderen Cumhuriyet Başsavcılığı’na soruyorum; 2010 tarihli bir soruşturma için 7 yıl sonra bir fezleke hazırlıyorsunuz, hazırlarken insan hukuka uygun mu diye bir içine bakmaz mı?
“Bir milletvekilinin milletvekilliği devam ederken bir mahkeme kararıyla dinlenmiş olması ve bunun devam ediyor olması hukuk devletinin bittiği noktadır.” (EKN)