Polisin ve jandarmanın yetkilerinin meşru ve sivil haklar aleyhine genişletilmesinin Türkiye'yi bir polis devleti ve gerilim ülkesi haline getireceğini vurgulayan İHD, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nda değişikliğin insan haklarına aykırılığını şöyle açıkladı:
Yetkiler insan haklarına, Anayasa'ya, yasalara aykırı: "Polisin bir yurttaşı, herhangi bir gerekçe göstermeden kimliğini ispata zorlaması, üzerini araması, durdurma adı altına fiilen gözaltına alması, suçu önleme gerekçesiyle evini basması, kaçtığı gerekçesiyle silahla vurma hakkına sahip olması, mahkeme kararı olmaksızın aramalar yapması, hiçbir şüphe belirtmeden parmak izini alması insan haklarına aykırı olduğu kadar, başta Anayasa ve Ceza Muhakemeleri Kanunu ve yürürlükteki diğer özel kanunlarla da çelişki halinde."
Kuvvetler ayrılığı bozuluyor: "Yargı organını devre dışı bırakarak, yürütmeye geniş yetkiler tanıyan bu düzenleme kuvvetler ayrılığı ve dengesini açıkça bozuyor. Bu durum rejimin demokratik yönünü zayıflatacak"
"Daha önceki geniş yetkiler işe yaramadı"
İHD, önceki uygulamalarda polisin sahip olduğu geniş yetkilerin ülkede huzuru ve güvenliği sağlamaya yetmediğinin kanıtlandığını da anımsattı. Dernek ihtiyacın "devletin güvenliği" değil, hukuk devletine ait mekanizmaların acilen işletilmeye başlanması olduğunu vurguladı. (TK/EÜ)