Müzisyen Sezen Aksu telefonla aradığı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a destek verdi. Sabah gazetesinin haberine göre, Aksu şunları söyledi:
"Annemle, babamla konuştum. Son açılımınızı hep birlikte, canı gönülden destekliyoruz. Sürecin güzel bir şekilde tamamlanması için elimden geleni yapmaya hazırım. Annem ve babam, bu sürecin karşısında duranları iki cihanda lekeli kabul ediyorlar, ben de öyle görüyorum. Türkiye'nin her köşesinde ayrı bir güzellik var. Türkiye'nin her karesi aynıdır, bizim ayrımız gayrımız yok, olamaz da."
AKP'de yeni açılım sözcüleri
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) "demokrasi açılımı" adını verdiği, Kürt sorununa çözüm projesinde, eşgüdüm görevini üstlenen İçişleri Bakanı Beşir Atalay dışında yeni sözcüler belirledi.
Partinin genel merkezinde dün (18 Ağustos) yapılan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı toplantıda, Suat Kılıç, Edibe Sözen, Ömer Çelik ve Hüseyin Çelik partinin görüşlerini kamuoyuna aktarabilmesine karar verildi.
AKP, toplantıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, milletvekillerine Atalay'ın görüşmeleriyle ilgili bilgi verildiğini, parti içinde orak dil ve üslubun belirlenmesine çalışılacağını duyurdu.
Atalay: CHP ve MHP'yle görüşme talebimiz devam ediyor
Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Atalay, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Milliyetçi Hareket Partisi'yle (MHP) görüşme taleplerinin devam ettiğini söyledi. Süreçle ilgili Genelkurmay Başkanlığı'yla da "sürekli temas halinde olduklarını" bildirdi.
Gül: Uluslararası konjonktür uygun
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ertuğrul Apakan'ın Türkiye'nin BM Daimi Temsilciliği'ne atanması nedeniyle verdiği resepsiyona katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de açılımla ilgili gazetecilerin sorularını yanıtlarken "Herkesin kendi meselesini, problemini kendisinin çözmesi gerekir. Bir ülke kendi sorunlarını kendi inisiyatifiyle çözmezse başkaları günü gelir daima bunu istismar eder. Vaktiyle de istismar etmişti" dedi.
Gül konunun açık seçik tartışılabildiğini, hem Türkiye'de hem de uluslararası konjonktürün uygun olduğunu söyledi.
"İmralı muhatap değil"
Bir gazetecinin "Bir yandan da İmralı'dan bir yol haritası..." dediği sorusunu yarıda kesen Gül, hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan'ı kast ederek "İmralı falan onları unut, geç. Sen soruyu başka türlü sor. Onlar muhatap değil" dedi.
TÜSİAD da yeni anayasa istiyor
Dün Bakan Atalay'la görüşen Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, sorunu "terör sorunu" diye adlandırarak "Demokratikleşme sürecini canlandırmak için bireysel hak ve özgürlükler, Siyasi Partiler Yasası, Seçim Yasası, yargı reformu öncelikli olarak ele alınmalı ve toplumsal uzlaşmayla gerçekleştirilecek anayasa değişikliğiyle sürdürülmelidir" dedi; hükümetin sürecin ayrıntılarını da bir an önce paylaşmasını beklediklerini söyledi.
Doğan Yalçındağ şöyle konuştu:
"Yaklaşık çeyrek yüzyıldan fazla bir süredir on binlerce insanımızın hayatına mal olan terör olgusunu, çözülmesi gereken en önemli problem olarak görmekteyiz. Terör sorununun çözülememesi, Türkiye'nin tüm gelişme perspektiflerini doğrudan veya dolaylı olarak tıkamaktadır. Bu çerçevede terörün kalıcı olarak sona ermesi sürecinde gerekli ekonomik, sosyal, kültürel açılımların yukarıda çerçevesini belirlediğimiz demokratikleşme ana ekseni çerçevesinde ele alınması ve ilgili tüm kesimlerin katkılarıyla meşru zeminlerde değerlendirilmesi gerekmektedir."
Babacan: Analar ağlıyorsa, kalkınma olmaz
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da Şanlıurfa'daki Ekonomik Koordinasyon Kurulu toplantısında, "Annelerin ağladığı, annelerin göz yaşı döktüğü, annelerin evlat acısı çektiği bir ülkede topyekün bir refah artışı, kalkınma ve ilerleme de mümkün olamaz" diye konuştu. Babacan şöyle dedi:
"Kendi iç meselelerini çözememiş, kendi iç tartışmalarını sona erdirememiş ülke genelinde huzuru, istikrarı, güven ortamını sağlayamamış bir ülkede yatırımlardan söz edilemez. Çatışmaların yaşandığı, kanın aktığı, gerilimlerin yaşandığı bir ülkede istihdam üretmek mümkün olmaz, olamaz. İnsanlığın arasına nifak sokuluyorsa, insanlığın arasında düşmanlık tohumları ekilmek isteniyorsa, o ülke ihracat ta yapamaz, üretim de yapamaz. Ne turist ne de uluslararası yatırım çekebilir. Bugün artık önümüze eşsiz bir fırsat çıktı. Biz hükümet olarak artık yaşanan tüm acıları dindirmek, bu bölgede istikrar ve güven zeminini sapasağlam bir şekilde tesis etmek ve enerjimizi geleceğin inşasına sarf etmek istiyoruz."
"25 yılın maliyeti hesap edilemiyor"
"25 yıllık sorunun maliyeti sık sık soruluyor. DPT arkadaşlara söylemiştik hesap edilen kısmına bakalım diye. Ortaya konulamıyor. Asıl kaybedilen fırsatların bu sorun yaşanmasa idi neler olacaktı, fırsat maliyetini hesaplamak gerek. Bunu da rakamlarla ortaya koymak kolay değil. Fırsat maliyetini hesap ettiğinizde son 25 yılın getirdiği yük çok büyük."
Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek yaklaşık bir yıl önce bu maliyeti "300 milyar dolardan fazla" diye açıklamıştı. (TK)