Bugün dev bir global endüstri olsa da, çıkış itibariyle metal, Amerika ve Avrupa'da garajların, sanayi şehirlerinin, arka sokakların ürünü. Buna karşın, politik aidiyet ve içerik açılarından punk ile kıyaslandığında ekseriyetle apolitik olduğu yanlış bir tanımlama olmaz. İlerleyen yıllarda onlarca alt kola ayrılan metalin içinden çok farklı konsept ve hassasiyetlerde gruplar çıktığından yapılabilecek en doğru genelleme içi boş veya dolu olsun, aykırılığın ve aşırılığın müziği olduğudur.
Türkiye'de ise seksenli yıllarda orta ve üst orta gelir sınıfın metal dinleyicilerinin genelini oluşturduğu kabulüyle (bu konuda bir araştıma yok tabii ki) ve sonraki 20 yılın politik atmosferini de göz önüne alınca bu durum biraz farklı gelişti. Apolitikliği metaldeki global bir genelgeçer özellik olarak kenara koyduğumuzda dahi, otoriteye haddinden fazla saygılı, militarizm ile problemi olmayan; farazi kan, dehşet, şiddet hikayeleri anlatmak dışında aykırılık adına bir duruşu olmayan örnekler çoğunlukta. Tabii istisnalar da yok değil.
SEXEN: 12 Eylül üzerine konsept albüm
Sexen, 12 Eylül 2009'da 12 Eylül 2010 Darbesi ve sonrasını işleyen şarkılardan oluşan konsept albümleri "Censored Inc" ile metalde içi dolu argümanlar arayan dinleyiciye merhaba dedi. İlk albümdeki kadro vokalist Salih Süleymanoğlu dışında şu anda grupta değil ancak Türkçe olacak ikinci albüm için çalışmalar sürüyor.
Süleymanoğlu şu anda ilk kadrodan geriye sadece kendisinin kalmasına karşın Sexen'in farklı siyasi görüşlerden insanların bir araya gelmesiyle kurulduğunu ve bu anlayışalrın bir potada eritilebileceğine inanarak yola çıktıklarını söyledi. "İlk kadronun içerisinde dini görüşü farklı olanlar, politik görüşü farklı olanlar vardı. Ama her ne olursa olsun, amaç sol veya sağ bir ideolojinin etkisinde kalmadan haklı olanın, adaletin yanında yer almak yönüne gidebilmekti."
Süleymanoğlu kişisel olarak fikirlerinin sol olarak değerlendirilebileceğini, ancak Türkiye'de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) geniş kesimlerce "sol" olarak kabul edildiğinden kendini bunun dışında tuttuğunu söyledi ve ekledi: "Genelde ezilenler, varoşlar sol partilere oy verir. Ama Türkiye'de bugün burjuvazinin merkezinde olan herkes sermayenin elinden kaçmasını engellemek için CHP'ye oy veriyor. Sen 'herhangi bir partiye oy vermedim' deyince de seni vatan haini ilan edecek kadar da ileri gidebiliyorlar."
"Bu ülkenin en bütük problemi kraldan çok kralcı olmak" diyen Süleymanoğlu ekledi: "Biz her şeyden önce sivilleriz. Sivilliğin gereğini yerine getirmeliyiz."
FEREC: İlk Kürt metal grubu
Hakkarili metal grubu Ferec, Türkiye'nin ve dünyanın ilk Kürtçe metal grubu. 2009'da çıkardıkları ilk albümleri "Helîkoptêr" ise haliyle bu alanda yapılmış ilk kayıt. İkinci albümünün hazırlıkları içersinde olan Ferec , her yönüyle Türkiye'de farklı bir örnek.
Vokalist "Reh" Fuat Ferec'in duruşunu bianet'e şu ifadelerle anlattı:
"Ferec, üyelerinin kişisel görüş ve yaklaşımlarından bağımsız olarak, duruş ve politik görüşü itibariyle anarşist bir nesnelliğe sahiptir. İçinde doğduğu, varolduğu şartlar göz önüne alındığında da Ferec'in başka türlü olması mümkün değil gibi geliyor bize. İsyanın belirli bir yerellikle sınırlanmasıyla Ferec olunabilmesi çok zor olurdu. hergün yeniden bu gerçeğe bir daha yakınlaşıyor ve onu yeniden kavrıyoruz."
Fuat'a göre Ferec'in sözcüsü olduğu isyan, birey temelli. "Sadece Kürt çocukların değil, Gazzeli, Atinalı, Parisli çocukların da isyanıdır. Ezilenlerin öfkesi evrenseldir ve bu öfkenin yoğunlaştığı çığlıklardan biridir Ferec."
Fuat, Türkiye'de benzer anlayıştaki grup ve dinleyicilerin sayıca az olduklarını fakat iletişim halinde olduklarını söyledi: "Belki azız ama gerçek bir metal ruhumuz var."
VORTEX OF CLUTTER: "Proleterya kazanacak"
İlk albümleri "Source of Sickness" 2011'de yayınlanan İstanbullu grop Vortex of Clutter (VOC) sosyalist müzisyenlerden oluşan bir grup. VOC İngilizce söz yazmayı tercih etmesine karşın tavrını anlayabilmek için 'Şeyh Bedrettin', 'Proleteria Prevails' (Proleterya Kazanacak) ve 'September 80' (Eylül 80) gibi şarkıların sadece adlarına bakmak kafi.
Gitarist Zafer Tunaboylu grubunu bianet'e şöyle anlattı: "Standart 12 Eylül sonrası Türk toplumunun dışında, bir tepki halinde VOC. Metal hem dünyada hem de ülkemizde başlı başına bir muhalefet arzetmiyor. Birey olarak ve grupların belirledikleri politikalara bağlı bir muhalefet var. VOC da bu bağlamda standart ulusalcı çizgiden uzakta, güncel politikaya dair, günün getirdiği şartlara doğrudan saldıran sözlerle müzik yapmayı tercih ediyor. Bu durumda diğer gruplardan ayrılıyoruzdur."
Tunaboylu dünyada da olduğu gibi Türkiye'de de metalde milliyetçi ve maço bir anlayışın var olduğunu söyleyip bunu müziğin temelde eğlence sektörünün boyunduruğu altında olmasına bağladı. (ÖÖ/ŞA)