"Kadın olarak karar vermekten hiç korkmadım. Aslında siyaset her yerde, her alanda var. Hayata dair herhangi bir konuda bir tavır almak, cesur bir duruş sergilemek, söyleyecek bir şeyi olmak ve çekinmeden söyleyebilmek siyaset değil mi?"
Demokratik Adalar Birliği'nin desteklediği Sevim Çavdarlı Tosun; Adalar Belediye Meclis Üyeliği için bağımsız adaylığını koydu. Bölgedeki tek bağımsız ve kadın aday olan Çavdarlı Tosun'la konuştuk.
Adalar'dan bahseder misiniz?
İstanbul’un Adalar ilçesi beşinde yerleşim olan dokuz adadan oluşuyor. Bilinen tarihi yaklaşık 2 bin 200 yıl. Bu süre içinde neler yaşanmış, kimler yaşamış, nasıl yaşamış diye baktığınızda kültürel ve tarihi mirasın ne kadar zengin ve farklı olduğunu görüyorsunuz.
Ayrıcalıklı ve olağanüstü bir doğa ve tarihsel mirasın üzerinde yaşamak, farklı bir bilinç ve duyarlılık gerektiriyor.
Bu kadar çeşitliliği içine sindiren bir kültürel doku, kendine özgü yaşam biçimini de beraberinde getiriyor. Anlamak için ya Adalı olmalısınız, ya da yaşam ve yerleşim yerleri konusunda uzman, vizyoner, mimar, sanatçı, bilim insanı olmalısınız.
Adalar'ın ne gibi sorunları var?
Adalılara hep “ne kadar şanslısınız” derler. Bu şansı ne kadar yerinde kullanıyoruz, ne kadar koruyor ve geliştiriyoruz bilmiyorum.
Sosyal bilimcilerin acil araştırması gerekiyor. Siyasi kadrolar kulaktan dolma, dayanaksız bilgi ve yorumlarla iş yaptıkça, sorunlar bir türlü yeterince çözülemiyor.
Hatta bazıları değişen demografik profil nedeniyle daha karmaşık hale geliyor.
Adaların nüfusu kış aylarında 18 bin civarında, yaz aylarında bu sayı on kat artıyor. Günübirlik gelenleri de dikkate alırsanız bu oran oldukça zorluyor.
Yaşayanların kültürel, sosyal ve ekonomik farklılığı, kalıplanmış, ezber siyaseti ve yönetim biçimlerini, adalıların huzurlu ve mutlu yaşaması için yetersiz kılıyor. Önce Adalılar nasıl yaşamak istiyorlarsa öyle, amaçlarını ve önceliklerini ortaya koymalı.
Sonra vizyon, bilgi ve deneyimi ile uzmanlığı ile yerleşim ve yaşam mimarları öngörülerini katmalı. Adaların özgün yapısına ve ihtiyaçlarına uygun bir yönetim modeli geliştirilmeli.
İstanbul'un merkezi belediyecilik politikalarının Adalar'a nasıl yansıdığını, karşılaşılan güçlükler varsa onları da anlatır mısınız?
İstanbul’un merkezi belediyecilik politikaları nedense, insan yaşamını kolaylaştırmak ve güzelleştirmek için değil, siyasi önceliklerini gerçekleştirmek için çalışıyorlarmış gibi geliyor bana.
Yarını düşünerek tasarlanmış planlı bir yapılanmayı gerçekleştirecek, var olan eserleri ve değerleri koruyarak, geliştirerek çalışacak, "benden sonrasından bana ne" demeyecek, gelecek kuşaklara yerleşim yerini ve huzurlu yaşam biçimini miras bırakmak isteyecek politikalara ihtiyaç var.
En basiti Adalar’da çöp sorununu çözmek için yıllardır uğraşılır da bir arpa boyu yol alınamaz.
Problemi çözmek için sınırlı bilindik yöntemler yetmiyorsa, yeni ve özgün yöntemler üretilmelidir. Bu da ancak farklı bilgi birikimine sahip insanlarla yapılabilir.
Adaların eğitimden sağlığa, birçok sorunu var. Sorunları saymak, bir daha saymak hiçbir değişim yaratmıyor.
Bütün siyasetçiler yaklaşık aynı şeyleri durmadan sayıp döküyor. Sonra devralan seçilmiş siyasetçi yine aynı sorunları sayıyor.
Oysa temel sorunu tespit etmek ve bu konuda çalışmak değişimi gerçekleştirebilir.
Temel sorun çözüm üretme, problem çözme, birlikte uyum ve ahenk içinde çalışma becerilerini geliştirmek diye düşünüyorum.
Çözülemeyecek problem yoktur. Çözümsüzlük ancak, çözmek istemiyorsak ya da çözecek kapasitemiz yoksa sürer gider.
Belediye Meclisine girdiğinizde ne yapmak istiyorsunuz? Projeleriniz, planlarınız neler?
Belediye Meclisi üyeliği sınırları belli bir konum. Değişimin bir parçası olmak ve yetkinliklerimi bu alanda kullanmak istiyorum.
Öncelikle yukarıda kısaca tarif etmeye çalıştığım temel sorunların aşılmasında katkı sunabileceğimi düşünüyorum.
Birleştirici, saydamlaştırıcı, uzlaştırıcı ve geliştirici bir rol üstlenmeyi başarabilirsem, Adaların özgün yapısına uygun bir yönetim anlayışını ortaya koyabilirsem, kısa vadede kendimi başarılı kabul edeceğim.
Kadın olarak siyasete girmeye nasıl karar verdiniz? Biraz geçmişinizden bahseder misiniz?
Kadın olarak karar vermekten hiç korkmadım. Oldukça uzun bir iş yaşamım var ve belli bir yeterliliği yakaladığımı düşündüğüm günden beri hep karar veren konumda oldum. Aslında siyaset her yerde, her alanda var. Hayata dair herhangi bir konuda bir tavır almak, cesur bir duruş sergilemek, söyleyecek bir şeyi olmak ve çekinmeden söyleyebilmek siyaset değil mi?
Söylediğiniz anlamda siyasete girmek biraz rastlantı oldu. Adalar'da bir süredir bir araya gelerek sorunları tespit eden çözüm yolları öneren Bağımsız Adalar Girişiminin bir toplantısına katıldım.
Adalı yanım kendini fazla sorumlu hissetti galiba, "aday olur musun?" diye sordular. Olumlu yanıt verdim.
Çocukluğunu ve gençliğini dolu dolu Burgazada’da yaşamış biri olarak bir adım attım. Ailem 44 yıl önce adaya yaz kış oturmak için taşındı.
İlkokulu adada okudum. Mesleğim yönetim danışmanlığı. 16 yıldır kendi şirketimde kendimce başarılı bir şekilde sürdürüyorum.
Önümüzdeki yerel seçimlerin sonunda siyasette kadın temsilinin yine düşük oranlarda kalacağı partilerin listelerinden belli oldu. Sizce siyasette kadın temsiliyetini artırmak için neler yapılabilir?
Engel olunmasın yeter. Kadınların cesaret ve kararlılık konusunda olumlu örneklere ihtiyacı var.
Destek vermek için çalışan kuruluşların, sivil toplum inisiyatiflerinin ve ailelerin daha bütünsel düşünmesi, kadının kararlara ve hayata katılımını arttıracak etkinliklerin daha koordineli ve eşgüdüm içinde yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Bir konuda desteklemek yetmiyor. Yaşamın birçok alanında engelle karşılaşan kadın, deneyim geliştirmek ve sağlam durmak için çok fazla enerji harcamak zorunda kalıyor.
Yerel yönetimlerde kadınların karar alma mekanizmalarında olması neleri değiştirir?
Toplumun yüzde 51'i kadınsa ve temsil edilmiyorsa, karar alma mekanizmalarında kadınların yer alması neleri değiştirmez ki?
Kadın, yaşadığı yerde hayatı algılama ve problemleri çözme konusunda farklı ve daha kapsamlı bir bakış açısına sahip.
Duyarlılığı farklı noktalarda daha gelişkin.
Yapılan araştırmalar, karar verme sırasında akılcı düşüncenin, duygusal süreçlerle çok kuvvetli bir şekilde desteklendiğini ortaya koyuyor. Kadının duygusal deneyimlerinin kararlara katılması, problem çözme ve karar verme sürecinde analitik yaklaşımı destekleyecek ve hızlandıracak olan duygusal birikimin karar ortamına etkisi, doğru ve hızlı yol alınmasına neden olur. (EZÖ/TK)