Banka batağına var, atığa yok
Kültürpark İzmir Sanat Evi'nde yapılan "İzmir Çevre Formu"na İzmir Vali Yardımcısı Hikmet Dinç, Çevre İl Müdürü Vildan Gündoğdu ve çok sayıda biliminsanı katıldı. Açılış konuşmasını yapan Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Faruk İsgenç, ülkemizde ekonomik kriz kadar, hatta daha derin ancak daha sessiz bir ekolojik krizin yaşandığına dikkat çekti.
Türkiye'nin mali kaynaklarının çevreyi korumaya yetmediği şeklindeki iddiaları yanıtlayan İşgenç, "Devlet, zarar eden bankaları kamulaştırmak için 20 milyar dolar ayırmıştır. Buna karşın İzmir Körfezi'ni temizleyecek atıksu tesisi 60 milyon dolara mal olmuştur. Bankalara aktarılan parayla 250 atıksu tesisi inşa edilebilirdi. Önemli olan Türkiye'nin kaynaklarını doğru kullanmak" dedi.
Sahil kuşaklama durdu
Devlet Planlama Teşkilatı ve İller Bankası'nın altyapı yatırımlarını değerlendirirken çevre dışındaki diğer unsurların baskısı altında kaldığına dikkat çeken Çevre İl Müdürü Vildan Gündoğdu da; "Seferihisar, Çeşme, Urla gibi pek çok ilçemizde 80'li yıllarda kanalizasyon çalışmalarına başlandı. Bunlar devam ederken bazı baskılar yüzünden birden yatırımlar Ödemiş'e kaydırıldı. Önemli olan en üst düzeydeki insandan en altına kadar herkesi bilinçlendirmek" diyerek düşüncelerini özetledi.
Körfez'i temiz günler bekliyor
"Körfez Kirliliği ve Büyük Kanal Projesi'nde Son Durum" konusunda konuşan İzmir Kentsel Atıksu Arıtma Tesisi Müdürü Figen Gördüken, 40 yılı aşkın süredir gündemde olan projenin son durumu hakkında bilgi verdi.
Basmane - Çiğli anatoplama kanalı, Bayraklı, Çiğli, Karşıyaka pompa istasyonları, atıksu arıtma tesisi, Güzelbahçe kollektörlerinin tamamlandığını, Alsancak - Konak - Hatay - Balçova toplama hatının inşaatına başlandığını açıklayan Gördüken, proje tamamlandıktan sonra bölgeye sağlayacağı katkıları şöyle sıraladı:
"60 kilometrelik alan rekreatif amaçla kullanılabilecek, atıksudan elde edilen çamur gübre olarak değerlendirilecek, turizm canlanacak, Menemen Ovası sulanacak, Kuş Cenneti'ndeki kuşlar ile Foça'daki foklar için daha sağlıklı yaşam alanı oluşturulacak."
Avrupa rüzgar gibi geçti
"Ege Bölgesi Rüzgar Enerjisi Potansiyeli ve Geleceği" konusunda bilgi veren İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Yrd.Doç.Dr. Barış Özerdem ise, rüzgar enerjisinde Avrupa ülkeleri ile Türkiye arasındaki farklara dikkat çekti.
Rüzgardan Avrupa'da 2 bin 341 MW enerji elde edilirken ülkemizde bu rakkamın sadece 19 MW'ta kaldığını söyleyen Özerdem,"Türkiye rüzgar enerjisinde yüksek bir potansiyele sahip. Bu konuda özel sektör, bilimadamları ve siyasetçiler ortak haraket etmeli ve bu potansiyeli değerlendirmelidir" dedi.
Özerdem, yeni çıkan 4628 sayılı enerji yasasıyla birlikte rüzgar enerjisi üretiminde kişilere, şirketlere kolaylık getirildiğini, bunun da rekabeti arttıracağını ifade etti.
(NA)