Bireysel Silahsızlanma Günü’ne özel bugün (28 Eylül) Maçka Demokrasi Parkı’nda “Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü” etkinliği düzenlendi.
Umut Vakfı tarafından düzenlenen etkinlikte, “Aile içi ve kadına, çocuğa şiddetin kabul edilemez boyutlara geldiği, maganda cinayetlerinin her geçen gün arttığı, şiddetin ilkokul çağına kadar indiğinin” altı çizilerek, bireysel silahlanmadaki artışa dikkat çekildi.
“Yaşama hak tanıyın”
Umut Vakfı Başkanı Özben Önal, yaptığı açılış konuşmasında şunları belirtti:
“Ben Umut Vakfı Başkanlığı’nı annem Nazire Dedeman’ın vefatı üzerine devir aldım. Tam 29 yıl annem ile birlikte ben de kardeşim Umut’un bir silahla öldürülmesinin acısını yaşadım, halen de yaşıyorum.
"Biz Umut Vakfı olarak yaşadığımız bu acı olay sonrası çocuklarımızın, masum insanların, düşüncesiz, tabiri caizse şehir eşkıyası insanların katil kurşunlarıyla ölmemesi için yıllardır mücadele ediyoruz. Bu acıların yaşanmaması içi bireysel silahlanmaya hayır, silahlanma önlensin, yaşama hak tanıyın derken, sözü katil kurşunlarla bizden alınan masum çocuklarımızın ebeveynlerine bırakıyorum.”
Etkinlikte, “Silahın şakası yok. Silah öldürür” ve “Bireysel silahsızlanmayı önemsiyoruz.” denilerek, silahlı vakalarda bir yakınını kaybedenlere söz verildi.
“Yorgun mermi denilerek olay basitleştiriliyor"
Trabzon’da 11 Ağustos 2021 günü fındık bahçesinde gezerken, havadan gelen ‘yorgun mermi’ ile hayatını kaybeden 15 yaşındaki Emir Yüşa’nın babası Mustafa Atıcı, ‘yorgun mermi’ denilerek olayın basitleştirildiğine değinerek sözlerine şöyle devam etti:
“Kimsenin kimseye bu acıyı yaşatmaya hakkı yok. Kimse kusura bakmasın. Bunun için gerekli tedbirlerin ve önlemlerin alınması gerekiyor. Bugün televizyonda akşam haberlerine bile bakamıyoruz. 10 tane haberin 7’si 8’i silahlı şiddet. Sivil insanlarda bu silahların olmasının nedeni nedir?”
“Oğluma 11 Ağustos günü köyde kuran okuturken, yine aynı köyün aşağı kısmında silah atılıyordu. Maalesef böyle bir dünyada yaşıyoruz. O silah atıldığı zaman sanki beni vuruyor orada. Önüne geçemiyoruz maalesef, bunun çözümü yok. Devlet büyüklerimizin bunun için bir an önce gerekli tedbirleri alması gerekiyor. Bir şekilde çözülmesi lazım. Başka Emirler, başka Büşralar, başka çocuklarımız ölmesin. Lütfen bunun önüne bir şekilde geçelim.”
Tokat Erbaa’da, kızı Büşra’yı yine ‘yorgun mermi’ ile kaybeden Nakşiye Konyar ise şunları söyledi:
“31 Aralık 2020 günü, kitap almaya gittiği kırtasiyeden çıkıp, eve dönerken şehrin ortasında, ‘yorgun mermi’ mi ‘katil mermi’ mi adına ne dersek diyelim, kızımın başına isabet etti. Altı gün yoğun bakımda kaldı. 6 Ocak 2021 tarihinde, hayata ve sevdiklerine veda etti. O mermi sadece Büşra’yı değil, bizleri, ailemizi, sevdiklerini de hayattan kopardı. Geride acılı bir baba ve anne, iki de hayata küsmüş bir kardeş bıraktı.”
“Erbaa Emniyet Müdürlüğü’nün titiz çalışması sonucu kısa sürede katil yakalandı, adliyeye sevk edildi. Katilin yakalanması az da olsa yüreğimize su serpti fakat mahkeme sürecinde kravatını taktı, özrünü diledi, ‘pişmanım’ dedi.
"7 ay içeride yattı, tahliye oldu. Tekrar bizi ikinci kez yıktı. Hakimin arkasında yazan ‘Adalet mülkün temelidir’ sözünün boş olduğunu, sadece orada asılı duran bir yazı olduğunu gördük. Adliye salonlarında kapılar yüzümüze kapandı. Buradan devlet büyüklerimize sesleniyorum. Kanunlarımıza çok büyük boşluklar var.
"Bu tür olayların cezası bu kadar basit, bu kadar az olmamalı. Ateşli silahla bilinçsizce havaya ateş açan biri, ateşten çıkan merminin havada kalmayacağını, bir şekilde yere düşeceğini biliyor. Bu şekilde meydana gelen ölüm veya yaralanmaların cezasının taksir olarak değerlendirilmesi, hukuk sistemimiz için büyük bir hatadır. Kasten adam öldürme ile değerlendirilmesi gerekir. Hukuk sistemimizdeki bu hata, bir an önce düzeltilmelidir.”
“Çocuklarınıza oyuncak silah almayın”
“Buradan ailelere seslenmek istiyorum; çocuklarına oyuncak silah alıp oyalansın diye eline tutuşturan ana babalar, o çocuk büyüyünce eline silah alıp düğün, nişan veya her türlü eğlencede havaya ateş edip birinin canını yakabilir ya da kendini vurabilir. Oyuncak silah almayın. Çocuklara silahı meyilli hale getirmeyin. Temennim bu tür olayları insanlarımız göz önünde bulundurup, bir an önce bireysel silahlanmanın ne kadar tehlikeli, ne kadar can yakıcı olduğunu hissetmeleridir. O yüzden diyorum ki; ‘Sessiz ayakkabıların yürüyüşlerine sessiz kalmayın. Bireysel silahlanmaya hayır.’”
Bir yakınını, silahlı bir olayda kaybeden diğer konuşmacılar arasında; Ahmet Emre Çavuş’un babası Bülent Çavuş, Helin Palandöken’in babası Nihat Palandöken, Selin Cebeci’nin annesi Sinem Cebeci, Serdar Çekiç’in ablası Aslı Akyar ve kendi düğününde havaya sıkılan kurşuna “mutluluğa silah sıkmayın” diyerek itiraz ettiği için bıçaklanan Ramazan Yeşilgöz vardı.
Pınar Alev ve Nil Bilgili tarafından gerçekleştirilen pandomim sonrası, kırmızı halı üzerine, hayatını silahlı vakada kaybedenlerin anısına ayakkabılar ve karanfiller bırakıldı.
(EK/EMK)