Covid-19 salgını her meslekten çalışanın hayatını derinden etkilemeyi sürdürüyor. Elbette en önemli sorun geçim sıkıntısı ve çalışma koşulları. İşte bu çalışan kesimlerden birisi de mesleki koşulları pek de bilinmeyen seslendirme oyuncuları.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’de tespit edilen ilk vakayı açıkladıktan sonra Oyuncular Sendikası dublaj stüdyolarına "Kayıtları durdurun" çağırısı yaptı. Bu bildiriden kısa bir süre sonra, neredeyse tüm dublaj stüdyolarında kayıtlar duruldu. Daha sonra Oyuncular Sendikası, Covid-19 dönemi için hazırladığı "Önlemler Kılavuzu" ile stüdyolardaki hijyen şartlarını belirledi. Bu kılavuz 25 Haziran 2020’de Sendikanın Instagram hesabından yayınlandı.
Halen aktif olarak 300 seslendirme oyuncusundan çoğunun sabit bir geliri bulunmuyor. Salgın boyunca sabit bir geliri olmayan seslendirme oyuncularının bir kısmı da çareyi gerekli ekipmanları temin ederek, evden çalışmada buldu.
Tecrübeli seslendirme oyuncukları Aynur Karabaş ve Murat Topal böyle yapanlardan. Karabaş ve Topal, salgın sürecinin başından itibaren yaşadıkları zorlukları, bu döneme adaptasyon süreçlerini ve geleceğe dair beklentilerini bianet'e anlattı.
"Bir ara tamamen durduk"
Covid 19 öncesi nasıl bir iş rutininiz vardı?
Aynur: Dublaj yaptığımız birçok stüdyo var. Covid-19’dan önce günde hemen hemen iki üç stüdyoda kaydığımın olduğu bir koşuşturma içindeydim. Covid-19’la başlayan süreçte bu çok durgunlaştı.
Salgın başladıktan sonra işleriniz nasıl etkilendi?
Aynur: Bir ara tamamen durduk. Daha sonra devam eden belgesel ve dizilerimiz olduğu için evlerimize stüdyolar kurduk.
Murat: Bizim mesleğimiz çok da yaygın olmasa da evden de yapılan meslekti zaten.
Stüdyolarda karşılaştığınız hijyen koşulları eskiden nasıldı?
Aynur: Küçük yerlerde kayıtlar yapıyoruz, seans aralığı bazen hiç olmayabiliyor, kapıda bekleyebiliyor konuşmacı arkadaşımız ve bizden hemen sonra yeni konuşmacı girebiliyor ki bu çok sağlıksız.
"Zordu ama alıştık"
Salgın döneminde stüdyolar hijyen koşullarında iyileştirme yaptı mı?
Murat: Sendikamızın hijyen konusunda belirlediği ve uyulmasını istediği bazı kurallar vardı. Aslında onların temeli yine sağlık bakanlığının belirlediği kurallardı. Maske, mesafe ve hijyen alışkanlığını stüdyo içerisinde diğer hayat alanlarında olduğu gibi devam ettirerek kendimizi korumaya çalıştık. Bu kurallara hem sendika hem de stüdyolar duyarlılık göstererek katkı vermeye çalıştı.
Aynur: Hem stüdyolar hem biz önlem alıyoruz ve Covid-19’u böyle atlatmaya çalışıyoruz. Stüdyoların özellikle dublaj yaptığımız bölümleri mutlaka kulaklığın mikrofonun, her birimize bir kulaklık bezi, bir mikrofon başlığı dahi temizlendikten sonra diğer arkadaşımız kayda girdi. Stüdyolarda iki konuşmacı arası iki üç saat gibi bir süre oldu, mutlaka havalandırıldı. Hepimiz elimizden geleni yapıyoruz. Zordu ama alıştık.
"Seslendirmenin kendine ait bir kültürü var"
İşinizi evden yapabildiğiniz halde stüdyoya gelmeniz sizin tercihiniz mi yoksa bunu stüdyoların baskısıyla mı yapıyorsunuz?
Aynur: Aslında bunu ben biraz baskılıyorum. Çünkü mecbur kalırsak hala evden kayıt almaya devam ediyoruz, bu çok kurtarıcı oluyor. Fakat çok zor. Çizgi film en kolay yapılan dublaj işlerinden biridir. Evde gün içinde en fazla on on beş bölüm çizgi film alabiliyorum ama stüdyoya gittiğimde üç saatte otuz beş bölüm alabiliyorum. Evde hem teknisyenlik yapıyoruz, hem yönetmenliğini yapıyoruz, hem de tüm konsantrasyonumuzla konuşmacılık yapmaya çalışıyoruz. Aynı anda pek çok şeyi yapmak kısa bir süre için evet ama uzun süre aşırı yorucu olabiliyor.
Murat: Seslendirmenin kendine ait bir kültürü, bir yapılma biçimi var. İşlerin bu şekilde devam etmesi olumlu bir gelişme olmaz. Tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi. Aslında kimse tiyatroyu online olarak yapmak istemez. Biz de evde bu işi yapmak istemeyiz. Biz bir an önce stüdyolarda bu işlerin yapılmasını isteriz, arzumuz o.
(SO)