Bir süre Sertel Gazetecilik Vakfı’nın yönetiminde de yer alan gazeteci-yazar İpek Çalışlar, vakfın bu yıl kişi dalında gazeteci Emin Çölaşan’ı, kurum olarak da Kanaltürk televizyonunu ödüllendirmesini, “Ben vakıf yönetiminde devam ediyor olsaydım benim adayım bu iki isim olmazdı” diyerek eleştirdi.
Ödüllendirilen kişi ve kurumle Sertel Ailesi’nin mücadelesinin uyuşmadığını söyleyen İpek Çalışlar, “Milliyetçi ideoloji ve otoriter devlet taraftarlığı, gazetecilik mesleğiyle hiç uyuşmuyor. Sertel Ailesi, otoriter devlet anlayışıyla hep kavga etmiştir” dedi.
Çalışlar: Milliyetçi ve ulusalcı zihniyete ödül amaca aykırı
Vakfın yönetimindeyken çalışmalarla yakından ilgilendiğini ifade eden Çalışlar, “Sabiha ve Zekeriya Sertel’in gerçekten sürekli muhalif ve demokrat çizgilerine de saygı duydum. Sertel Vakfı’nın milliyetçi ve ulusalcı zihniyete ödül vermesini amaca aykırı buluyorum” diyerek tepkisini dile getirdi.
Hem Sabiha hem Zekeriya Sertel’in milliyetçiliğe ve ırkıçılığa karşı çok ciddi mücadele vermiş iki insan olduğunu vurgulayan Çalışlar, düşüncesini şu şekilde açıkladı:
“O dönemde Sahiba Sertel Türkiye Komünist Partisi üyesi, Zekeriya Sertel ise bağımsızdı. En büyük kavgayı demokrasi ve Cumhuriyet ekseninde verdiler. Zekeriya Sertel, demokrasisiz bir Cumhuriyet’in olamayacağını savunurdu hep. Bu yüzden başlarına gelen kalmadı ve yıllarca yurtdışında sürgün yaşadılar.”
Ödülün amacı
Vakfın İnternet sayfalarında ödülün amacı şöyle açıklanıyor: "Türkiye’nin demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin gelişmesini öngören; anti-emperyalist bir anlayışla, savaş karşıtlığı, insan hakları, hukukun üstünlüğü, eşitlik ve özgürlüklerin genişletilmesi gibi konularda çalışmalar yapılmasını özendirmek ve bu yoldaki çalışmaları değerlendirerek ödüllendirmektir.”
Vakıf ödülü geçen yıl Prof. Dr. Server Tanilli'ye ve Bilgi Yayınevi'ne vermişti.
Serteller ve Tan Matbaası’na saldırı
İkinci Dünya Savaşı yıllarının en önemli sol yayını Tan gazetesi, yoğun şekilde yolsulluk, yolsuzluk karşıtı ve demokratik talepleri dile getirdiği için milliyetçilerin açık hedefi haline gelmişti.
Karşıt gazetelerin ve Halk Partisi’nin “Komünist” damgalamaları ve kışkırtmasıyla Tan Matbaası, 4 Aralık’ta çoğu lise ve üniversite öğrencilerinden oluşan büyük kalabalığın saldırısına uğradı. “Kahrolsun Serteller, Kahrolsun Komünizm” diye bağıran eylemcilere ve gazetenin yerle bir edilmesine polis seyirci kaldı. Matbaada yapılan tahribatın sorumluları aranmadı. Bir hafta sonra Serteller tutuklanıp mahkemeye verildi. Türk Ceza Yasası'nın komünizmi suç sayan 141. ve 142. maddelerinden değil, “Meclisin ve hükümetin manevi şahsiyetlerine hakaret”le ilgili 159. ve 173. maddelerinden yargılandılar. Mahkum olduğunu Sabiha Sertel öğrenimini yaptığı Britanya’da öğrendi. Serteller, yıllarca yurtdışında sürgün hayatı yaşadı. (EÖ/TK)