İngiliz coğrafyacı, siyasal iktisatçı, sosyal kuramcı ve aktivist David Harvey, Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü'nde "Sermayenin Sınırları ve Antikapitalist Hareket" başlıklı bir konferans verdi.
Antikapitalist hareketin en doğru şekilde kurulup yönlendirilmesi için kapitalin (sermayenin) ne olduğunun tam olarak anlaşılması gerektiğini vurgulayan Harvey, konuşmasına Karl Marx'ın eseri olan Kapital'e detaylı bir eleştiri getirerek başladı. Harvey'e göre Kapital, işçi ücretlerinin nasıl düzenleneceği, kira, vergiler, kredi sistemi, faiz oranı, tüketim gibi konularda herhangi bir teori sunmuyor ve Kapital'deki bu eksiklikler göz ardı ediliyor.
"Marx'a göre iki belirleyici çalışma alanı var: Siyasi ekonomi teorisi ve tarih. Biz aslında tarihin ve coğrafyanın içinde yaşıyoruz bu nedenle onları anlamlandırmak daha kolay, ancak teori içinde yaşamıyoruz. Siyasi ekonomi teorisini pratikte nasıl kullanabiliriz, bunu düşünmek gerekiyor. Örneğin Louis Bonaparte 1852'de Fransa'da nasıl İkinci Cumhuriyet'i kurdu? Hangi siyasi ekonomik teori onu o pozisyona getirdi? Hiçbiri."
"Kapital'in birkaç bölümü işçi ücretlerini irdeliyor ama bu ücretlerin nasıl belirleneceği ve dağıtılacağı hakkında bir teori yok. Üçüncü ciltte kısmen bu konuya değiniliyor. Sabit sermayeden de bahsediliyor ancak kredi sistemine değinilmiyor. Sermayenin nasıl işlediğine dair bir kitap yazıp kredi sisteminden bahsetmemek olabilir mi? "
"Kapital'de tam rekabet piyasası kavramı var oysa Adam Smith bile bunun ütopik bir düşünce olduğunu kabul etmişti. Gerçek hayatta tam rekabet piyasası diye bir şey mi var? Ne zamandan beri? Marx'a göre monopol güçler de yok."
"ABD'de ekonomik aktivitenin yüzde 70'i tüketimden oluşuyor oysa Marx tüketim hakkında herhangi bir teori geliştirmemiş, üstelik tüketimi tekilliğe indirgemiş. İhtiyaç, arzu, tutku, fetiş gibi kavramlarla uğraşmak istememiş ve işin doğrusu üşenmiş. Oysa günümüzde sermaye ve siyasi ekonomi teorileri hakkında tüketim göz önünde bulundurulmadan fikir yürütülemez."
"Sistem büyümek üzere kurulu"
"Örneğin Paris'in 19. yüzyılda yeniden yaratılmasını da finans, faiz, kira ile ilgili teorileri düşünmeden tam olarak anlaşılamaz."
Günümüz ekonomik sistemini anlamak için gereken birtakım temel kavramların Kapital'de bulunmadığının altını çizen Harvey'e göre Marx, Kapital ile "Ben size sermayeyi anlamanız için bir şablon sundum, içini doldurarak ve başka teoriler eklemek size düşüyor. Kafa yorma sırası sizde," diyor. Harvey'e göre antikapitalist mücadele içinde bulunan kişilerin Marx'ı anlaması önemli ancak aradıkları tüm cevapları Marx veremiyor. Harvey, Marx'ın eserini bu şekilde anlamamızın önemini "Bir sistemi eleştirmek ve yapısöküme uğratmak için o sistemin yazıldığı şekli kabul etmeniz gerekir," diyerek açıklıyor.
Kentsel dönüşüm konusuna da kısaca değinen Harvey, kentsel dönüşümün sermayenin büyümesi için hayati önem taşıdığını söyledi: "Düşük gelirli nüfus yüksek kira potansiyeli taşıyan alanlardan zorla çıkartılıyor. Bu dünya üzerinde 1870'den beri yapılan bir şey, tabii daha da öncesi yoksa. Buna hala şaşırıyor olmamız hayret verici çünkü bütün sistem bunun üzerine kurulu. Bu sürece karşı durmadan bir direniş var. Direniş yarım bir başarı gösterse bile, bunun yeni bir forma dönüşmesi için en fazla 10-15 yıl geçmesi yeterli."
"Antikapitalist hareketin başarılı olması için kapitalin (sermayenin) ne olduğunun anlaşılması gerekir. Sermaye nedir? Para? Değil. İş gücünün alımı ve satımı? Değil. Metalaştırma mı? Değil. Ticaret mi? O da değil. Sermaye, özgürce işleyen iş gücüdür. Sermaye en temelinde artı değer üretimidir. Antikapitalist bir hareket yürütmek istiyorsanız, bu artı değer üretimini durdurmalısınız. Sermaye, iş gücünün sömürülmesini de yanında getiriyor. Bu sömürünün bilincinde olmak da antikapitalist hareket için gerekli ama hayati değil çünkü her devirde ve her toplumda bu sömürü var oldu. Bu sömürünün bilincinde olarak yaşamak bir rahatsızlık sağlıyor, bu rahatsızlıktan alınan bir motivasyon olabilir."
"Kapitalizm tamamen kötü bir şey değil, bize sunduğu pek çok olumlu yönleri de var. Günümüzde iPod'unuz, iPad'iniz ya da cep telefonunuz olmadan yaşamak ister misiniz? Tabii ki hayır. İnsanların oturmuş tüketim alışkanlıklarını eleştirip onların moralini bozmak da doğru bir yol değil. Bu şekilde devrim yapamazsınız."
"Sistem büyümek üzerine kurulu. Sermaye varoluşunu sürdürmek için büyümeye mahkum. Büyüme olmazsa yani kar yapılmazsa sermaye yok olur."
"Sermayenin maddi üretime ve gerçek şeylere para yatırma eğilimi giderek azalıyor. Artık emlak ve teknoloji ürünleri gibi daha kurgusal mülklere para yatırılıyor. Hiçbir şey yapmadan büyük servetlere sahip olundu. Bunun mümkün olduğu bir zamanda yaşıyoruz. Gelir eşitsizliği hayret verici bir boyuta geldi. Hindistan'da milyarder sayısı 25'ten 69'a çıktı. New York'ta ise yüzde 1'lik bir kesim yılda ortalama 3.75 milyon dolar kazanırken çoğunluk yılda 30 bin dolarla geçinmeye mahkum."
"Günümüzde ekonomik güç, siyasi güce dönüşüyor. Amerika'daki seçim sürecini takip edenler bunun farkındadır. Zengin iş adamları Obama yeniden seçilmesin diye bir ton para döküyor."
"Burjuva sınıfı sermaye birikimi uğruna sermaye biriktirdi ve üretim uğruna üretti. Bu döngüyü kırmak gerekiyor ve bu döngü küçük hareketler ve direnişlerle durmayacak. Daha büyük bir hareket gerekiyor. Etrafımızı saran fetiş dünyasından kurtulmak gerekiyor."
David Harvey kimdir?
1935, İngiltere, Gillingham, Kent doğumlu. 1961'de Cambridge Üniversitesi'nde coğrafya alanında doktorasını tamamladı. Bristol Üniversitesi'ndeki çalışmalarının ardından 1969'da ABD'nin Baltimore şehrinde bulunan Johns Hopkins Üniversitesi'ne geçti.
Çeşitli üniversitelerde dersler ve konferanslar verdiği akademik çalışmaları içinde sayısız makaleye ve çok ses getiren, birçok dile çevrilen kitaplara imza attı. Halen 2001'de çalışmaya başladığı New York Şehir Üniversitesi'nde (CUNY) antropoloji profesörüdür.
Harvey'in çalışmalarının en önemli özelliği, Marksist kurama uzamsallık fikrini dahil etmesi, modern coğrafyanın bir disiplin haline gelmesini sağlayan yeni kavram ve yöntemlere öncülük etmesi, dil ve kültür gibi beşeri konulardan zengin bir şekilde yararlanmakla birlikte, analizlerinin odağına her zaman maddi süreçleri yerleştirmesidir. Bu anlamda tarihsel materyalizme coğrafi boyutu soktuğunu söyleyebiliriz. 2007'de dünya çapında en çok alıntılanan, atıfta bulunan sosyal bilim yazarları içinde 18. sırada olan Harvey, Türkiyeli birçok akademisyenin de hocası olmuştur. Harvey literatürünün önemli bir kısmı Türkçe'ye çevrildi.
Ankara'da da konuştu
İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi; Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mimarlık, Tasarım, Araştırma ve Uygulama Merkezi; Sel Yayıncılık ve Metis Yayınları'nın birlikte düzenlediği konferansın üçüncüsü olan Ankara konferansı da 13 Haziran 2012, 17:00'de, ODTÜ Kültür Kongre Merkezi'nde gerçekleşti. (EK/AS)