Teknik bir inceleme yapamadığını söyleyen Torun, son yıllarda madenlerdeki özelleştirmelerden ve devletin madencilikten elini çekmesinden kaynaklanan denetim eksikliğine dikkat çekti. "Sadece bu ocakta değil, bütün ocaklarda denetim eksikliği var."
Yılda iki denetim yerine, iki yılda bir denetim
Torun, "Denetimleri üstlenen Maden İşleri Genel Müdürlüğü ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, eleman yetersizliğinden denetim yapamıyor" dedi. "Yılda 2 denetim olması gerekirken, denetimler yılda bir veya iki yılda bir yapılıyor."
Torun'un sözünü ettiği Maden İşleri Genel Müdürlüğü, (MİGM) bugün ölümlerle ve patlamayla ilgili "olağan" ve "madenciliğin tabiatında var" sözlerini kullanan Güler'in bakanlığına bağlı.
"Bakana söyledim" diyor Torun; "Hem denetim görevini yapmayacaksınız hem de maden işletme yetkilerinizi yerelleştirme adı altında donanımı olmayan işletmelere vereceksiniz. Kazalar kader olamaz. Önlem alınarak önlenir. Teknik sorunlardır. Yeter ki bilimsel bakalım."
Bunun eksikliğinin sonucu, Torun'a göre "ölümü yaygınlaştırmak".
Maden Mühendisleri Odası'nın denetim yetkisinin de dolaylı olarak elinden alındığını anımsatan Torun, "Meslek odaları da denetim görevini yapamaz hale getirildi" dedi.
" Biz her işletmeyi denetlemek istiyoruz. Ama işletmeler, raporlarını doğrudan MİGM'ye gönderiyor. Dolayısıyla bizim projeyi inceleme olanağımız kalmıyor."
"Ölen işçilerin bazılarının madende ilk günüydü"
Torun ilk izlenimlerini şöyle sıraladı.
İşçiler eğitilmeden madene indirilmiş: "Yeraltı madenciliği emek yoğundur; aynı zamanda bilgi birikimi, deneyim gerektirir. Ölen işçiler daha yeni işçiler. Birinci gününde ölenler var. Eğitimden geçmeleri gerekiyordu."
Kurtarma ekipleri yok: "Bu tip kazalarda ilk 10 dakika çok önemlidir. İşyerinde ilk kurtarma ekibinin hazır olması gerekiyor. Ama yok. Çevre illerden gelen kurtarma ekipleri zaten geç kalmış oldu."
"Grizu patlaması önlenebilir bir şeydir"
Grizu patlaması önlenebilir: "Grizu patlamalarını önlemek mümkün. Metan kömürün bünyesinde olan bir gazdır. Kömürü üretmeden önce sondajla alınabilir; çıkan gazı da yakıt olarak kullanabilirsiniz. Bizdeyse hâlâ madencinin korkulu rüyası. Geri teknolojinin, emek yoğun madenciliğin sonuçları insanları öldürüyor."
Hükümet sermayenin direncine ayak uyduruyor, iş güvenliği yönetmeliğini erteliyor
Torun, yeni İş Yasası'na bağlı olarak çıkarılan yönetmeliğe göre, madenlerde iş güvenliği uzmanı çalıştırmanın zorunlu olduğunu söyledi. Ama bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesi yaklaşık bir buçuk yıldır erteleniyor.
"Yönetmeliklere göre, maden iş kolu en ağır iş koludur. Bu yönetmeliğin uygulanması sermayenin direnmesi nedeniyle erteleniyor. 'Ekstra yük getirecek' diyorlar. Eylül 2006'da yürürlüğe girmesi gerekiyor; ama yine ertelenme ihtimali var. Bu nedenle dava açacağız, çünkü bu yönetmeliğin kadük olma ihtimali var."
"Maden işçileri için sendika bir zorunluluktur"
Torun, çözümün işçilerin örgütlenmesinden geçtiğini vurguladı.
"Özlük hakları, sosyal güvenceleri, iş güvenliği için işçiler örgütlenmeli. Maden işçisi için sendika bir zorunluluktur."
Torun'un dikkat çektiğin bir başka olgu da "toplumsal yapının çürümüşlüğü" ve "eşitsizlik".
"Geçen hafta Zonguldak'taydım. Madende aylık 700 milyon TL maaşla çalışılacak 1.024 iş için 42 bin müracaat oldu. Üstelik başvuranlar sadece Zonguldak doğumlu olması şartı vardı.
"Bu ocaktaysa 17 kişi öldü. Yarın bu işler için 17 işçi alınacak deseler, 17 bin kişi başvurabilir." (TK)