Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Hapishaneler Komisyonu, Bolu F Tipi Cezaevi’nde kuyu tipi hapishanelerin kapatılması talebiyle açlık grevi yapan Serkan Onur Yılmaz için bir basın açıklaması yaptı.
İstanbul Barosu’nun Galata’daki Kültür Merkezi’nde yapılan açıklamaya 145 gün açlık grevi yaptığı Sincan Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nden 17 Haziran’da tahliye edilen Ali Hasan Akgül de katıldı. Toplantıda ilk sözü avukat Balım İdil Deniz aldı.
Deniz, kuyu tipi hapishanelerde şu an 9 siyasi tutsağın süresiz açlık grevinde olduğu bilgisini verdi. Ardından da Serkan Onur Yılmaz’ın aralarındaki en uzun süre açlık grevi yapan isim olduğundan bahsetti.

Kuyu tipi hapishaneler: Tecritin ve izolasyonun derinleştiği yeni cezaevi rejimi
Yılmaz’ın artık yürümekte güçlük çektiğini, uyumakta zorlandığını, ellerinde, ayaklarında ve sırtında yaralar çıktığını belirterek “Ciddi sinir ağrıları başlamış durumda” dedi. Ardından da şunları ekledi:
“Halihazırda ölüm orucu ve süresiz açlık grevi direnişçileri, kendilerinin ve birlikte kaldıkları arkadaşlarının kuyu tipi olmayan bir hapishaneye sevk edilmesini talep etmektedirler. Bu talepler karşılanabilir taleplerdir.
Kuyu tipi hapishanelerde yaşanan ağırlaştırılmış tecrit, insan doğasına aykırı olup tutsaklarda ciddi şekilde fiziki ve psikolojik tahribatlar yaratacak niteliktedir.
ÇHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu olarak, tutsakların direnişini sahipleniyor; kuyu tipi hapishanelerin insan doğasına aykırı olduğunu, insanın en temel haklarını gasbettiğini vurguluyoruz. Herhangi bir ölüm yaşanmadan tutsakların kabul edilebilir taleplerinin karşılanmasını ve sevklerin yapılması istiyoruz.”
“Adalet Bakanlığı bugüne kadar tek bir açıklama yapmadı”
Deniz’in ardından avukat Güçlü Sevimli söz aldı. Adalet Bakanlığı’nın ve yetkililerin kuyu tipi hapishanelerin açılmaya başlandığı 2021’den bugüne sessizliğini koruduğunu söyledi. “Bugüne kadar kimse kuyu tipi hapishanelerin hiçbir şekilde adına ve içeriğine değinmedi” dedi.
Kuyu tipi hapishanelerin, insanlığa aykırı çok yoğun tecrit merkezli birer yapı olduğundan bahseden Sevimli “Hücrelerde havalandırma bile yok” diye konuştu.
Ardından konuyu Serkan Onur Yılmaz’a getirerek durumunun her geçen saat kritikleştiğinden bahsetti. Eylemini ölüm orucuna çevirdiğini anlattı:
“Yılmaz’ın sağlık durumu oldukça ağır. 275. gün oldukça kritik bir gün. Diğer açlık grevlerinden biliyoruz ki Yılmaz şu an ölüm sınırında. Yaşamı tehlikede. Yemek yememesinin vücudunda yarattığı tahribatlar ortada. Serkan Onur Yılmaz için Adalet Bakanlığına çağrıda bulunuyoruz. Adalet Bakanlığının Yılmaz’ı görmezden gelmemesi gerekir. Çok makul olan talebini kabul etmesi gerekir. Ölümüne sebep olmaması gerekir.
AKP iktidarına da yüklenen Sevimli, barış sürecine atıf yaparak “Hem ‘barış’ hem ‘demokrasi’ diyeceksiniz, hem de diğer yandan kuyu tiplerini açmaya devam edecek ve siyasi tutukluları görmezden geleceksiniz. Bunlar kabul edilemez.” dedi.
“Hayatta kalsa bile birçok sağlık problemi yaşayacak”
Son olarak konuşan Ali Hasan Akgül de kuyu tipi hapishanelerin koşullarını anlattı. “Havalandırmanın olması birkaç cümleden fazlası demek” diyen Akgül, “Havalandırma çıkamadığınız anda doğayla, dünyayla bütün ilişkiniz kesiliyor. 23 saat bir hücrede kalıyorsunuz, 1 saat havalandırmaya çıkartılıyorsunuz. Bu kuyu tipinde bir tutsağın yağmura, kara denk gelmemesi demek. Rüzgarı hissedememesi demek. Şansınız varsa ancak güneşe denk gelirsiniz. Bu bizi biz yapan en temel noktaların yaşamımızdan çıkması demek.” diye konuştu.
Serkan Onur Yılmaz’ın yaşadıklarını hissedebildiğini söyleyen Akgül taleplerin karşılanabilir olduğunu ancak tercih edilmediğini ifade etti. Herkesin “yarım insan, çeyrek insan” olsun istenildiğini söyledi.
Yılmaz’ın artık açık grevini sonlandırsa bile sağlık noktasında geri dönülemez birçok sorun yaşayacağını anlattı. Yılmaz’ın herkes gibi yaşamına devam edemeyeceğini ve bunun başlı başlına ağır bir bedel olduğunu belirtti.

KUYU TİPİ HAPİSHANELERDE 9 KİŞİ AÇLIK GREVİ YAPIYOR
“Hiçbir disiplin cezası yok ama herkes hücrede”
(HA)
















