28'i tutuklu 61 sanığın yargılandığı “Ayhan Bora Kaplan suç örgütü” davası, iktidar içi krize dönüştü.
“Ayhan Bora Kaplan suç örgütünün iki numarası” olmakla suçlanan ve davada ‘gizli tanık’ olan Serdar Sertçelik, elektronik kelepçe takılı halde ev hapsinde olmasına rağmen yurtdışına çıktı. Sertçelik, Ankara Organize Şube’de baskı altında adına gizli tanık ifadesi hazırlandığını, bu ifade üzerinden AKP ve MHP’ye kumpas kurulmak istendiğini öne sürdü.
Davanın ‘firari’ gizli tanığı Serdar Sertçelik’in açıklamalarıyla başlayan, Ankara Emniyeti içinde soruşturma ve görevden uzaklaştırmalara yol açan ve büyüyerek devam eden krize dair bilinenleri derledik.
Sertçelik’in açıklamaları: “Davadaki gizli tanık benim”
‘Örgütün iki numarası’ olduğu öne sürülen Sertçelik, 3 Mayıs’ta gazeteci Erk Acarer’in YouTube yayınına katıldı, ‘M7’ kod adıyla davada gizli tanık olduğunu açıkladı.
Ankara Organize Şube’de Sorumlu Müdür Yardımcısı Murat Çelik’in baskı ve tehditleri sonucu gizli tanık olmayı kabul ettiğini, iradesi dışında 19 sayfalık bir ifade hazırlandığını anlatan Sertçelik, “Ortada bir savaş var kendi içlerinde. Bana ‘Bir sıkıntı yok, ben yukarılarla görüştüm. Gizli tanık ifadenle bu isimleri kullanacaksın, bunlar mahkemede de çıkacak, mahkeme başkanıyla da görüştüm, bunları dinleyecek’ dedi” ifadelerini kullandı.
“15 Temmuz’da TRT önünde silah dağıtıldı”
Yayında, Sertçelik’in, Ayhan Bora Kaplan ve beraberindeki silahlı kişilerle birlikte 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sırasında TRT Genel Müdürlüğü önünde çektirdiği fotoğraf da konuşuldu.
Sertçelik, TRT Genel Müdürlüğü önünde silah dağıtıldığını, birkaç gün sonra da bu silahların geri toplatıldığını söyledi.
Arka plan
Ayhan Bora Kaplan, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yakınlığı ile gündeme gelen bir isim. 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sırasında Süleyman Soylu’nun, kuzeni Sadık Soylu’nun telefonundan aradığı Ayhan Bora Kaplan’ın, yanında silahlı kişilerle birlikte TRT Genel Müdürlüğü önüne geldiği öne sürülmüştü. Kaplan ise dava kapsamında yaptığı savunmada, Soylu’yu tanımadığını söylemişti. MHP lideri Devlet Bahçeli, operasyonların devam ettiği süreçte, kamuoyunda Soylu’nun konuyla ilişkilendirilmesine tepki göstererek, “MHP olarak sonuna kadar arkasındayız” demişti.
Bahçeli: MHP, Soylu’nun sonuna kadar arkasındadır
İçişleri harekete geçti
Serdar Sertçelik’in açıklamaları sonrası 5 Mayıs’ta İçişleri Bakanlığı, “iddiaların açıklığa kavuşturulabilmesi için” mülkiye müfettişleri görevlendirildiğini duyurdu.
Sertçelik kendi adına bir YouTube kanalı açarak, 6-13 Mayıs tarihleri arasında yedi video yayımladı. Bu videolarda, gözaltına alınma ve gizli tanık yapılma sürecinin yanı sıra daha sonra açığa alınacak Ankara Emniyet yetkilileriyle yaptığı görüşmeleri de anlatan Sertçelik, Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan’la yaptığını öne sürdüğü telefon görüşmelerinin ses kayıtlarını da yayımladı.
Bir konuşmada, Demircan olduğu öne sürülen kişinin Sertçelik’e “Bize 'Temiz Eller Operasyonu'nu sizin elinizle başlattığımız haberini verdiler” diyor. Bu ifade ve AKP'li bazı bakan ve milletvekillerinin isimlerinin gizli tanık ifadesinde geçmesinin istendiği iddiası, iktidara yakın mecralarda ‘kumpas’ ve ‘yeni darbe girişimi’ olarak nitelendirildi.
Sertçelik nerede?
8 Mayıs’ta Sözcü’den Saygı Öztürk, ‘gizli tanık’ Serdar Sertçelik’in elektronik kelepçeli bir şekilde ev hapsindeyken Dubai’ye kaçtığını yazdı.
“Gizli tanık olan ve ifadelerde adı yerine kod adı yazılan kişi ‘Hakim karşısına çıkarıldım. Ayağıma elektronik kelepçe takılıp ev hapsi verildi. Kelepçem var ama istediğim yere gidiyordum, beni Emniyet mensupları idare ediyordu. 21 Kasım 2023’de kelepçeli olmama rağmen gece 04.00 de bir çorbacıya gittim. Orada olay çıkınca yaralandım. Hastanede yattım, eve çıktıktan sonra bana sözde operasyon yaptılar. Yaralı olduğum gerekçesiyle tutanak düzenlediler. Daha sonra benim yurtdışına gitmemi; dava yaklaşınca aradıklarında gelmemi söylediler. Ben de kendi imkanlarımla yurtdışına çıktım.’”
Ankara Emniyeti’nde görevden almalar
Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Organize Şube’den Sorumlu Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Şube Müdürü Kerem Gökay Öner ile Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan 9 Mayıs’ta görevden uzaklaştırıldı.
11 Mayıs’ta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın haklarında resen soruşturma başlattığı üç Emniyet mensubunun evlerine, 14 Mayıs’ta Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri gönderildi. Haklarında “suç işlemek için anlaşmak”, “adil yargılamayı ve tanığı etkilemeye teşebbüs”, “görevi kötüye kullanma” ve “suçluyu kayırma” suçlarından devam eden soruşturmada, şüphelilerin ikametlerinde dijital materyallere el konulması amacıyla arama yapıldı. Ayrıca soruşturma hakkında kısıtlama kararı alındı.
Bahçeli: Bir komplo devrededir
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 14 Mayıs’taki TBMM Grup Toplantısı’nda isim vermeden Sertçelik’in açıklamalarına değindi, yaşananları ‘komplo’ ve ‘17-25 emniyet ve yargı ortaklı darbe girişiminin tekrarı’ olarak nitelendirdi.
Devlet Bahçeli, “Gizli tanık ifadeleriyle şerefli isimleri karalama kumpasını ve tecelli eden millet iradesini gölgeleme arayışını himaye eden ve buna hizmetkarlık yapan kim varsa haindir, haşhaşidir, emniyet, yargı ve medya uzantılarının tepesine binilmelidir. Bakalım temiz eller operasyonu nasıl oluyormuş, hepsine göstermek, hepsini yaka paça içeri tıkmak da hukuk devletinin varlık ve şeref konusudur” dedi.
Bahçeli’nin bu çıkışı sonrası, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, gece saatlerinde Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’la Saray’da bir görüşme gerçekleştirdi.
“İktidar içinde büyük bir güç savaşı”
Yargı muhabiri Alican Uludağ’a göre, Ayhan Bora Kaplan soruşturması üzerinden iktidar içinde, MHP’nin de tarafı olduğu “büyük bir güç savaşı ve hesaplaşma” yaşanıyor.
Uludağ, “İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın, Bora Kaplan’a yakın kamu görevlilerinin üzerine gitmeye hazırlandığı bir dönemde ‘karşı operasyon’ yedi. Açığa alınan polis şeflerinin gizli tanıkla yaptıkları konuşmaya yansıyan olayda; darbeye teşebbüs mü var yoksa ‘yeni bir darbe kurgusu’ üzerinden Erdoğan’ı da korkutarak Yerlikaya’yı tasfiye etme, eski kadroları yeniden işbaşına getirme ve Bora Kaplan’ı tahliye etme çabası mı var, önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmeler ortaya koyacak” değerlendirmesinde bulunuyor.
Yerlikaya: Oyunları ve tuzakları yerle bir edeceğiz
Son olarak, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da konuya ilişkin sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı.
“Kimler, terör örgütleri ve onların uzantılarıyla, organize suç örgütleriyle bir olup, FETÖ taktikleriyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize ve siyasilerimize, sosyal medya destekli ‘oyun kurmaya’ çalışıyorsa; onların oyunlarını da kurdukları tuzakları da yerle bir edeceğiz” diyen Yerlikaya, mülkiye müfettişlerinin ilgili raporunun kısa süre içinde tamamlanacağını ve ‘en ince ayrıntısına kadar’ kamuoyuyla paylaşılacağını kaydetti.
Üç polis müdürü ve bir komiser gözaltına alındı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan bugün yapılan açıklamada, “Gizli tanık S.S’nin ifadesinde geçen iddialarla ilgili Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görev yapan 4 kamu görevlisi hakkında gözaltı kararı verilmiş olup, gözaltı kararı icra edilmiştir” denildi.
Sabah’ın haberine göre, Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Şube Müdürü Kerem Gökay Öner ve Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan ve Organize Şube’de görevli komiser Ufuk Gültekin gözaltına alındı.
Ayhan Bora Kaplan iddianamesinden
Soruşturma, 7 Eylül 2023’te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek Ayhan Bora Kaplan ve suç örgütü üyelerinden şikâyetçi olan müşteki Erkan D’nin beyanları üzerine başlatıldı.
Suç örgütü üyelerinin Kaplan’ın talimatı ve bilgisi doğrultusunda, farklı tarihlerde Mahfuz Tatar ve Semih Arslan’ın öldürülmesi, müştekiler Altan T, Murat Y, Serhat T. ve Serdar H’nin silahla yaralanması, müşteki Erkan D’ye 2 gün boyunca alıkonularak işkence edilmesi, müşteki Mehmet Taha E’nin sahibi olduğu işletmelerin zorla alınması, müşteki Muhammed S’nin 2 otomobilinin gasp edilmesi ve zorla çek yazdırılması ile müşteki Emirhan B’nin darp edilmesi olaylarını gerçekleştirdikleri ileri sürülüyor.
Kaplan ve örgütün diğer yöneticileri, suç örgütünün işlediği tüm suçlardan sorumlu tutulduğu iddianamede; Ayhan Bora Kaplan ve diğer örgüt yöneticileri Fethi Koyuncu, Mutlu Ayaş, Yusuf İzzet Savaş, Kanber Keskin ve Serdar Sertçelik hakkında “suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek”, “kasten öldürme”, “nitelikli kasten öldürme”, 7 kişiye yönelik “kasten yaralama”, 2 kişiye yönelik “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, 2 kişiye yönelik “nitelikli yağma”, “eziyet”, “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme”, “suç üstlenme” ve 2 kez “suçluyu kayırma” suçlarından biri ağırlaştırılmış 2’şer kez müebbet ve 169’ar yıl 6’şar aya kadar hapis cezası isteniyor.
Diğer 55 sanık için de çeşitli sürelerde hapis cezası talep ediliyor.
Ayhan Bora Kaplan, 7 Eylül gecesi Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ile İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerinin düzenlediği operasyonla Ankara Esenboğa Havalimanı kontrol noktasında yakalanmıştı.
(VC)