Şenyurt sınır kapısındayız; Rojava’da hayatını kaybeden üç YPG’linin cenazesi bekleniyor.
Şenyurt’un Kürtçe adı gibi hattın öte yanında kalan şehrin adı da Dirbesî. Tren rayları şehri ikiye bölmüş, iki yakada akrabalar kalmış, aralarına mayınlar döşenmiş…
1980’li yıllara kadar açık olan gümrük kapısı ve aynı yıllarda Bağdat’a kadar yolcu taşıyan demiryollarının faal olması ve Toprak Mahsulleri Ofisi, belediyesi nedeniyle Şenyurt, Kızıltepe’nin küçük, hareketli bir memur beldesi niteliğindeydi.
1980’den sonra sınır kapısı kapatıldı, demiryollarının Irak’a yolcu taşımayı bıraktı ve ekonomik sorunlar baş gösterince Şenyurt’un nüfusu hızla eridi. Mardin Büyükşehir olunca Şenyurt beldesi Kızıltepe’nin mahallesi vasfını aldı.
Suriye savaşıyla…
Suriye’de başlayan savaşla birlikte Şenyurt sınırı da hareketlilik kazandı. Binlerce insan sınır kapısından ya da kaçak yollardan, mayın tarlalarını aşarak Türkiye’ye geçti.
IŞİD benzeri örgütler ile Suriye hükümetinin müdahale edemediği Dirbesî’de PYD tamamen hâkim durumda. Sınır kapısına bayrağını çeken PYD, kapıdan geçişlerin kontrolünü de sağlıyor.
Sınır kapısı istiyorlar
Savaş uzayınca Suriye’ye geri dönüşler başladı. Zamanla bir çeşit bavul ticareti de yapılıyor oldu.
Her seçimde siyasi partilerden sınır kapısının açılmasını talep eden Şenyurt savaş koşullarında açılmış sınır kapısı nedeniyle ekonomik bir canlılık da kazanmış.
Kaderine terk edilmiş eski dükkanlar küçük tadilatlarla yeniden işlev kazanmış. Şenyurt’un artık iki oteli bile var. bu otellerde, Rojava’ya geçişi ertesi güne kalan insanlar yatıyor.
Okuyucunun hafızasındaki otel değil bunlar elbette. Tek odada, yere serilen döşeklerde, parası olanların bir arada uyumaya çalıştığı 10-15 kişinin sığabildiği barınak demek mümkün. Parası olmayanlar ya da otellerde yer bulamayanlar, yaz kış parkın içinde sabahı beklemek zorunda.
Yeni açılan lokantalar, marketler de sürece uygun olarak Kürtçe ve Arapça isimler almışlar. Parkın içinde döner satan Serdar Uzun, günde beş kilo et sattıklarını söylüyor. Dönercilik Uzun’un mesleği değil, duyulan ihtiyaçtan öğrenmiş döner kesmeyi.
Bir önceki belediyenin buzhane olarak inşa ettiği binaya, gümrük işlerine bakan polisler yerleşmiş. Gümrük işlemlerinin yapıldığı binada çalışan ve adının yazılmasını istemeyen bir görevli, yersiz yurtsuz kalmış insanlar hakkında bilgi veriyor.
Rojava’ya geçeceklerin işlemleri burada yapılıyor, isimleri kapıda görev yapan askere iletiliyor ve adı okunanlar, beşer onar kişilik gruplar halinde sınırın öte yanına geçiyor.
Kadınlı, erkekli, çocuklu gruplar ailece geçiş yapıldığını gösteriyor. Şenyurt’ta bekleyenlerin büyük çoğunluğu Arap ve hatırı sayılır bir eşya götürüyorlar yanlarında. Bunların çoğu Türkiye kimliği de taşıdığı için, bir süre sonra geri dönecekler, ellerinde Türkiye’de satmaya çalışacakları eşyalarla…
Görevlinin verdiği bilgiler arasında, bu insanların Karadeniz’e, Ege’ye kadar gidip tarlada, bahçede çok ucuza çalışanlar olduğu bilgisini de alıyoruz
TIKLAYIN - MARDİN'DE SEÇİM RÜZGARI NEREDEN ESİYOR?
Şenyurt’un seçimi
Öğle saatlerine kadar Devlet Demiryolları’na ait bahçede sınırı geçmek için bekleyen Suriyelilerin telaşı var. Rojava’dan gelecek cenazeleri karşılamak için gelenlerin sayısı henüz çok az. Bu arada kadınlı erkekli küçük bir grupla seçimi konuşuyoruz.
Hemen hemen herkesin akraba olduğu Şenyurt’ta 800’e yakın seçmen var. Son yerel seçimlerde AKP’ye 350’ye yakın oy çıkmış. HDP ise 450’nin üstünde oy almış.
AKP için çalışan kardeşlerin işlettiği çay bahçesinde konuşuyoruz, ancak etrafımızda HDP seçmenleri var. Genel seçimlerin yerel seçimlerden farklı olduğunu söylüyor HDP seçmeni.
“Yerel seçimde vaatlere, şahıslara oy veriliyor. Arap kesimi ile AKP üyelerinin oyları yine AKP’ye gidecek. Ancak genel seçimde AKP’nin oyları 350’nin altına düşecek.”
Konuştuğumuz Şenyurtlu seçmenler HDP oylarının artacağını, beş milletvekili çıkaracağına kesin gözüyle bakıyorlar. AKP’li vekil adaylarının yoğun bir seçim çalışması yürütmediklerini dile getiriyorlar.
Hatta büyük aşiret sahibi bazı vekil adaylarının kitlesini serbest bıraktığı yönünde bilgiler de aktarıyorlar. Bu ‘gönülsüz çalışma’da, aday gösterildikleri sıra nedeniyle AKP’ye duyulan küskünlüğün rolü var elbette.
İki bağımsız aday
Mardin’de HDP ile AKP yarışacak, ancak iki de bağımsız aday var. Bunlar oy dağılımını nasıl etkileyecek? HÜDA PAR’dan bağımsız aday olarak seçime giren Mahmut Kılınç, yerel seçimlerde Mardin Büyükşehir Belediyesi için de aday olmuş ve 10 bin civarında oy almıştı.
IŞİD’in Kobanî’ye saldırısı, hükümetin tutumu ve Kürt sorunu konusunda son dönem sarf edilen açıklamaları nedeniyle, HÜDA PAR’ın da oyları düşecek kanısında herkes. Etrafımızı saran HDP’liler, Mardin bağımsız adayı Şakir Nuhoğlu’nun ise AKP’nin oylarını böleceği düşüncesinde ve bundan oldukça memnun görünüyorlar.
“HDP barajı aşar mı” sorusuna verdikleri cevabın içinde kuşku var. Bu kuşkuyu kısaca toparlayacak olursam, öncelikle oyların çalınmasından ve batıda hissedilen güçlü HDP rüzgârının sandığa yansımaması endişesi taşıyorlar…
Kocasının AKP’li olduğunu bildiğim cenazeleri karşılamak için parka gelen Şenyurtlu kadınlardan Şeha, kahvede okey oynayan akrabasına laf ediyor: “Bu şehitlerden de utanmıyorlar.”
Cenazeler geliyor
Cenazelerin getirileceği saat yaklaştıkça Şenyurt’un küçük meydanı ve iki parkı insanlarla dolup taşmaya başlıyor. Gelenler arasında hayatını kaybeden YPG’lilerin aileleri, MEYADER yöneticileri, HDP ilçe başkanları, HDP Mardin Milletvekili adayı Gülseren Yıldırım, Musa Anter’in kızı Rahşan Anter ile oğlu Anter Anter de var.
Diyarbakır’dan ve Mardin’in ilçelerinden gelen çok sayıda yurttaş ise sabırsız bir bekleyiş içinde gruplar oluşturuyorlar. Bazı gençler YPG bayraklarıyla dama çıkıyor ve “Bijî berxwedana YPG” (Yaşasın YPG direnişi) diye slogan atıyorlar.
TIKLAYIN - SANCAR AKADEMİDEN MECLİS'E GİDEN YOLDA MARDİN'DE
İki Hasip ve ortak acı
Cenazeleri karşılamak üzere Şenyurt’a gelen iki adam, “Hangi basın” diye soruyor bana. IŞİD’le çatışmada hayatlarını kaybeden YPG’liler için “Çocuklarımızı almaya geldik” diyorlar. Ayaküstü sohbette gördükleri işkenceyi, köylerinin nasıl yakıldığını anlatıyorlar. Ben not almaya çalıştıkça, “Yaz” diyorlar, “gazeteciler gerçekleri yazsın.”
İkisinin de adı Hasip. “Korkmuyor musunuz” diye soruyorum. “Görmediğim işkence kalmadı” diyor Hasip Ayaz, “Kızıltepe Kaymakamı bile işkence yaptı bana. Artık öldüreceklerse de öldürsünler.” Hasip Güneş, “Kellemiz gitse de oyumuzu HDP’ye vereceğiz” diyor. İki yaşlı adamın adları gibi acıları da ortak…
Cenazelerle ilgili bilgileri yine Şenyurtlu halk veriyor. Neredeyse her hafta birkaç cenaze geliyor sınır kapısına ve kitlesel olarak karşılanıp memleketlerine gönderiliyorlar. Bazı YPG/YPJ’lilerin Kobanî direnişi sırasında hayatını kaybettiğini ve cenazelerinin ancak ailelerine verilebildiğini de söylüyorlar.
Cenazeleri Rojava sınırına alkışlar, zılgıtlar ve sloganlarla getirilen YPG’li Metin Ceylan (Tofan Gernas), Tayfun Kaygısız (Hasan Kıvırcık) ve Mehmet Aslan (Brusk Amed), Şenyurta da aynı şekilde karşılanıyor. Küçük meydana sığmayan araçlar kısa sürede konvoy oluşturuyor ve yola çıkıyorlar.
Erkekler üzgün, kadınların gözü yaşlı, zılgıt çekmekten sesleri kısılmış. İşlerine, evlerine dağılıyorlar… (VE/HK)