Anayasa Mahkemesi’nin, Taksim Meydanı'ndaki 2014 ve 2015 1 Mayıslarının yasaklanmasına ilişkin verdiği hak ihlali kararı ile ilgili Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) açıklama yaptı.
AYM’den 1 Mayıs’ta Taksim yasağına ihlal kararı
KESK açıklamasında, Taksim Meydanı'nın yasaklanmasının kabul edilemeyeceği belirtildi:
“İşçi ve sendika kültürünü oluşturan yapı taşlarından biri olan Taksim Meydanı, yalnızca 1 Mayıs günü orada bulunanların dayanışmasını değil aynı zamanda emekçilerin ortak hafızasının varlığını göstermektedir. Kendisini o kültürün bir parçası olarak gören her kişinin 1 Mayıs günlerinde Taksim Meydanı'nın ifade ettiği anlamı doğrudan tecrübe etmek ve edindiği tecrübeyi kuşaklar boyunca aktarmak için orada bulunma hakkı vardır. 1 Mayıs'ın Taksim Meydanı ile özdeşleşmesi nedeniyle anılan mekânın sınırlanması, yasaklanması kabul edilemez!”
“Taksim, 1 Mayıs alanıdır”
DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu da yazılı açıklamasında, işçi sınıfının haklı mücadelesinin, mahkeme kararlarında da tescillendiğini, Taksim’in 1 Mayıs alanı olduğunu ifade etti:
“Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu 2014 ve 2015 1 Mayıs anma ve kutlamalarının Taksim’de yapılmasının engellenmesiyle, Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
2009 yılında yapılan yasal düzenleme ile 1 Mayıs’ın Emek ve Dayanışma Günü ilan edilmesinden sonraki 2009, 2010, 2011 ve 2012 yılları 1 Mayıs günlerinde Taksim Meydanı'nda toplantı yapılmasına, bu alandaki kutlamaların işçi ve sendika kültürünün bir parçası olduğu kabul edilerek müdahale edilmediğine vurgu yapılan her iki Mahkeme kararında şu ifadelere yer verildi: ‘Sembolik bir değeri olan Taksim Meydanı 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü ile bağlantılı ele alındığında başvurucular, diğer sendikalar ve işçiler nezdinde öneme sahiptir. Bu nedenle işçi ve sendika kültürünü oluşturan yapı taşlarından biri olan Taksim Meydanı, yalnızca 1 Mayıs günü orada bulunanların dayanışmasını değil aynı zamanda emekçilerin ortak hafızasının varlığını göstermektedir. Bu durumda kendisini o kültürün bir parçası olarak gören her kişinin 1 Mayıs günlerinde Taksim Meydanı’nın ifade ettiği anlamı doğrudan tecrübe etmek ve edindiği tecrübeyi kuşaklar boyunca aktarmak için orada bulunma hakkı vardır. 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı ile özdeşleşmesi nedeniyle anılan mekânın sınırlanması aktarılmak istenen düşüncenin de sınırlanmasına neden olabilecektir.’
“Haklı ve meşru bir talep”
Çerkezoğlu, mahkeme kararında mekan seçme serbestisinin kategorik olarak yasaklanmasının Anayasa bakımından kabul edilemez bulunduğunu, toplantı ve gösteri yürüyüşünün düzenlenmesindeki hedeflenen amaçlara ulaşabilmesi için mekanın öneminin vurgulandığını belirtti:
“Anayasa Mahkemesinin, 2014 ve 2015 yılı 1 Mayıs anma ve kutlamalarının Taksim’de yapılmasının engellenmesini hak ihlali olarak değerlendiren kararı ve karar içeriğindeki tespitler, Taksim’in 1 Mayıs alanı olduğunu, Taksim’de anma ve kutlama yapılmasının uluslararası sözleşmeler, Anayasanın 34. Maddesi hükümlerine göre haklı ve meşru bir talep olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
2007 ve 2008 yıllarında Taksim’in 1 Mayıs anma ve kutlamalarına yasaklanması nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yaptığımız başvurular üzerine de, mahkeme, 27/11/2012 ve 24/05/2016 tarihlerinde hak ihlali kararları vermesine rağmen AKP iktidarı 2012 yılından sonra Taksim’i 1 Mayıs’a yasaklamış, Taksim’de 1 Mayıs kutlaması yapmak isteyen işçi ve emekçiler, sendika yöneticileri polis şiddetine maruz kalmış, gözaltına alınmışlar, yargılanmışlardı.” (AS)