Sendika.org’un polislerce basılmasına ve editörleri Ali Ergin Demirhan’ın gözaltına alınmasına basın meslek örgütleri ve gazeteciler tepki gösterdi.
Polis, bugün (20 Nisan) sabah saat 05.45’te Sendika.org bürosuna baskın düzenleyen polis, Demirhan’ı “Yapılan oylama sonucunu meşru göstermemeye çalışarak sosyal medya hesaplarından yapılan eylemleri organize etme, halkı kin, düşmanlığa tahrik, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” gerekçesiyle gözaltına almıştı.
Demirhan’ın “Kazandığımız bir referandumun göz göre göre çalınmasına neden razı gelelim? Neden son bulması gereken bir tek adam rejiminin, çalıntı bir referandumla yasal temel kazanarak devam etmesine izin verelim?” satırlarını yazmasının üzerinden 24 saat geçmemişti.
DEMİRHAN’IN “KAZANMAKLA KAYBETMEK ARASINDA: GÜVENCE SOKAKTA” YAZISI İÇİN TIKLAYIN
Sendika.org: Vazgeçmeyeceğiz
Gözaltının ardından açıklama yapan Sendika.org “Gerçek ne ise onu yazmaya, söylemeye, göstermeye devam edeceğimizden, halkın taleplerini yayınlarımıza yansıtmaktan, halkın sesi olmaktan vazgeçmeyeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın” açıklaması yaptı.
Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Son 1,5 yılda 31 kez sitemiz hakkında erişim engeli kararı aldınız. Referandum sürecinde 17 günde 17 erişim engeli getirdiniz. Her seferinde halkın haber alma hakkını savunmaktan bir saniye bile geri durmadık. Faşizmin saldırısı karşısında, faşizme karşı mücadelenin gereğini yaptık; gerçekleri söylemeye devam ettik.
“Meşru olmadığınızı halkın en az yüzde 50’si, yani milyonlar söylüyor. Meşru olmadığınızı evrensel hukuk kuralları söylüyor. Meşru olmadığınızı en temel demokrasi değerleri söylüyor. Biz mi susacağız?”
TIKLAYIN - SENDİKA.ORG EDİTÖRÜ DEMİRHAN GÖZALTINA ALINDI
ETHA: Muhalif basına baskılara hayır!
Sendika.org’un açıklamasının ardından Etkin Haber Ajansı da (ETHA), “Muhalif basına baskılara hayır!” açıklaması yaptı.
Açıklamada “Saray'ın kapıkulluğuna soyunan YSK eliyle gerçekleştirilen organize hırsızlığa karşı iradesini savunmak için sokaklara çıkan, özgürlük, adalet ve demokrasi taleplerini yükselten halkın yanında olmak, onların sesini ve taleplerini duyurmak gazetecilik mesleğinin bir gereği olmanın ötesinde insani, vicdani ve siyasi bir sorumluluktur. Meşrudur. Gayrimeşru olan; hırsızlık yapmak, baskı ve şiddetle halkın iradesini gasp etmek ve bu hırsızlık organizasyonuna gerçekleri çarpıtmak ve örtmek yoluyla dahil olmaktır” ifadeleri kullanıldı.
“Biz özgür basın olarak tarafız. Hırsızların değil iradelerine sahip çıkan sokakların tarafındayız” ifadelerine yer verilen açıklamada “Tüm muhalif ve özgür basını dayanışmayı yükseltmeye, baskılara daha güçlü bir şekilde hayır demeye çağırıyoruz” dendi.
DİSK Basın İş'ten ziyaret
Sabaha karşı polis tarafından basılarak editör Ali Ergin Demirhan'ın gözaltına alındığı https://t.co/VB2twr5MZG'la dayanışma ziyaretindeyiz pic.twitter.com/97QSZAQJ5e
— DİSK Basın-İş (@Disk_Basin_is) April 20, 2017
DİSK Basın İş de Sendika.org’a dayanışma ziyareti düzenledi.
Ziyaretin ardından bianet’e konuşan DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren “Bu baskın, bundan sonra ne olacağının göstergesi. Sendika.org ‘hayır’ kampanyalarının önemli taşıyıcılarından biriydi. Sendika.org üzerinden tüm ‘hayır’cılara mesaj verilmek isteniyor. Kendilerince sokak eylemlerini engellemeye çalışıyorlar ama bunda başarılı olamayacaklar” diye konuştu.
TGS: Gazetecilere görevini yapmaktan vazgeçmeyecek
Böyle bir suç olmaz.
— GazetecilerSendikası (@tgs_org_tr) April 20, 2017
Ali Ergin Demirhan ve yazdıklarından dolayı tutuklu olan tüm gazeteciler serbest bırakılmalı. #GazetecilikSuçDeğildir https://t.co/IeFlgr18bf
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ise şu açıklamayı yaptı:
“Her şeyden önce “Yapılan oylama sonucunu meşru göstermemeye çalışarak sosyal medya hesaplarından yapılan eylemleri organize etme, halkı kin, düşmanlığa tahrik, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” şeklindeki suçlama absürttür. Hukukun ve demokrasinin temel prensipleri açıkça çiğnenmektedir.
“Yurttaşlar referandum sonucunu meşru bulmayabilir ve gazeteciler de bunu yazar. Meslektaşlarımızın bu nedenle gözaltına alınması kabul edilemez. Aksi, gazeteciliğin yargılanması demek olur ki bugün yaşanan tam da budur.
“Ayrıca toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak da anayasal bir haktır ve hiçbir izne tabi değildir. Demokrasi, bedel ödenerek kazanılır. Gazeteciler görevini yapmaktan vazgeçmeyecek.” (EA)