Şemse Allak, Mardinin Yalım beldesinde yedi ay önce namus uğruna aile bireyleri tarafından taşlanarak ağır yaralanan ve 7 Haziran günü yaşamını yitiren; 20 Haziran günü Diyarbakırda toprağa verilen kadın. Suçu evli ve dört çocuklu Halil Açili sevmek ve hamile kalmak. Sevginin bedeli Halilin, karnındaki bebeğin ve kendinin taşlanarak öldürülmesi.
21 Haziran 2003 günü Sabah gazetesi Diyarbakır muhabiri sevgili Mürsel Acayın haberinde, Şemse Allakın dramını okuyoruz. 35 yaşındaki kadının nüfus kaydının olmadığı anlaşılıyor.
Siyaha boyanan taşlar
O zaten adsız, kayıtsız biri. Şemsenin ailesinin 15 günlük yasal süre içinde Diyarbakır Devlet hastanesi Morgunda almadığı cenaze belediye görevlilerince Yeniköydeki Kimsesizler mezarlığına gömülüyor.
Yaralı olarak Diyarbakıra getirildiği günden itibaren Şemse Allaka, Diyarbakır Kadın Merkezi ( KA - MER ) kadınları sahipleniyor. Günlerce hastanede bekliyorlar, masraflarını üstlenip, kamuoyu oluşturuyor ve cenaze törenine katılıp cenaze namazını kılıyorlar...
Ka-mer kurucularından Nebahat Akkoç, şunları yazıyor: "Namus" adına katledilenler genellikle bilinmeyen bir yere gömülürler. Mezar taşları siyaha boyanır. "Namusu" temizlenen evin damına beyaz bayrak asılır. Ya da duvarı beyaz kireçle boyanır. Çünkü hane aklanmıştır. Sonra da, adını bir daha anmaz kimse. Ama biz Şemse'yi unutmayacağız.
Gülbahar Gündüz
DEHAP İstanbul İl kadın kolları yöneticisi. Sivil polis olduğunu söylediği kişilerce kaçırılıp tecavüz edilen ve bu durumu kamuoyuna açıklayan yürekli kadın...
Siyasi yaşama kadınları katmak yerine, onları korkutmak, yıldırmak adına; kadın kimliklerine saldırılmasını kınıyorum.
Şemse Allak ve Gülbahar Gündüz. Biri törelerin kurbanı bir diğeri demokratik - hukuk devleti olamayan ülkede yaşamanın bedeli. İki kadın da suçsuz.
Törendeki eksik
Diyarbakıra gider gitmez Şemse Allakın mezarına kırmızı güller bırakacağım. Yaşadığım sürece ismi yazılarımda kitaplarımda yer alacak. Gülbahar Gündüze yapılanı tüm kadınlara yapılmış sayıp, onunla tanışmak ve yüreğini kutlamak isterim.
Diyarbakırlı kadınları Şemse Allakı yalnız bırakmadıkları için kutluyorum. Ama erkeklerine sitemim var. Hele onlarca tanıdığım demokrat ve sivil toplum yöneticisi erkekler, neden o cenaze töreninde yer almadılar? Törelerin yanlış uygulamalarına dur demek için hangi zaman dilimini beklediler? Niçin kadınlardan bu çağdaş adımı esirgediler? (YS/NM)