Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi'nin (ADÖG) düzenlediği "Hrant'ın Bıraktığı Yerden Öncesi ve Sonrasıyla 1915 İnkar ve Yüzleşme Sempozyumu", geçtiğimiz hafta sonu Ankara'da Princess Otel'de gerçekleştirildi.
Konuşmacıların çoğunluğu süreci "soykırım" olarak nitelendirdi; "soykırım" nitelemesinin suç olmaktan çıkarılmasını, devletin bu gerçekle yüzleşmesini ve bu konudaki sorumluluğunu yerine getirmesini istedi.
Açılış konuşmasını Fikret Başkaya'nın yaptığı sempozyumun kapanış bildirisini ADÖG'den Yücel Demirer okudu. Demirer, tüm farklılıkların eşitlik temelinde son bulmasını sağlayan demokratik bir anayasanın gereğine dikkat çekti.
Toplantıda yapılan konuşma ve sunumlara da işaret eden sonuç bildirisinde Demirer, şunları söyledi:
- Baskın Oran'ın "Anadolu'da her çarpılan Ermenileri çarpmıştır" diyerek, neredeyse domino etkisiyle ilerleyen kırım ve baskının gelişimine yönelik anlama ve anlamlandırma sürecinin başında olduğumuza işaret etti.
- İsmail Beşikçi, arşiv fetişizmine dikkat çekti. Sait Çetinoğlu, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti arasındaki süreklilik ve kopuş tartışmalarına değindi. Avrupa Süryaniler Birliği'nden Tuma Çelik, Ermeniler dışındaki halkların yaşadığı mağduriyetlere dikkat çekti.
- Mehmet Polatel ve Aslı Comlu, "emval-i metruke"nin (terk edilmiş mallar) nasıl talan edildiğini ve sermayenin Türkleştirilmesi sürecini tartıştı.
- Khatchig Mouradian, tek bir Türk halkı tanımlaması yapılamayacağını; Ragıp Zarakolu, diaspora Ermenilerine yönelik genellemelerin yanlışlığını belirtti.
- Henry Theriault, dünyadan "yüzleşme" ve "özür" örneklerine değindi; soykırım kurbanlarına verilecek tazminatın gerçek bir politik açılım için tek şans olduğunu söyledi. Sevan Nişanyan ise Therault'un tazminat konusundaki görüşlerini eleştirip bu tip taleplerin birlikte yaşama imkânını daraltacağını söyledi.
- Eilian Williams, Avrupa ülkelerindeki kamuoyu tavrının oluşum süreçlerini tartışırken kültürel ve folklorik değerlere sinen önyargılara vurgu yaptı.
- Temel Demirer "kırım" gerçeğinin devlet tarihinde yerleşik bir tercih olduğunu söyledi; Cumhuriyeti "Malta Sürgünleri"nin kurduğunu, Türkiye'nin sermaye birikiminin temelinde "soykırım talanı" yattığını belirtti.
- 1911'de Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) göçen bir babanın oğlu olan Harry Parsekian, sürecin ilerlemesi için karşılıklı anlayışın gerekliliğine dikkat çekti, resmi bir özür dilenmeden sürecin ilerleyemeyeceğine inandığını söyledi.
- Ermenistan'da tutuklu bulunan Sarkis Hatspanian, bildirisinde, soykırımı imha ve inkâr temelinde değerlendirmek gerektiğini ifade etti. Recep Maraşlı, poster bildirisinde, Ermeni soykırımında Kürtlerin rolünü irdeledi. Garbis Altınoğlu ise ulusal zulmün ve toplumsal adaletsizliğin belirtilerine karşı çıkmadan soykırımı gerçekleştirenlerle hesaplaşılamayacağını belirtti. (BB)