Tanrıkulu, "Komutanların açıklamaları bağımsız ve tarafsız bir soruşturmanın yürütülemeyeceğine dair yaygın bir kanı yaratmıştır. Bu açıklamaları göz ardı edebilecek bir savcı görmüyorum" dedi.
Alataş ise, "Savcı delilleri kimin vasıtasıyla topluyor? Asker ve polis vasıtasıyla. Amirler niye halen görevde" diye sordu.
Alataş, gösterilerde öldürülenlerle ilgili de "Bu ülkede idam kaldırıldı; herkes bunu unutuyor. Kimse, hiçbir gerekçeyle öldürülemez" dedi.
Tanrıkulu: Şemdinli'de bağımsız soruşturmanın koşulu kalmadı
Şemdinli vakasının sonucunun Susurluk gibi olmaması için ne gerekir?
Yargı mensuplarının, özellikle savcılık makamının konuyu ortaya çıkarabilecek, bağımsız ve tarafsız soruşturma.yapabilmesine bağlı.
Peki bu mümkün mü?
Mevcut koşullarda bu mümkün değil. Bağımsız, tarafsız soruşturmanın koşulları da ortadan kalktı gibi zaten. Soruşturmanın başlangıcında, kamu görevlilerinin beyanları, savcının bağımsız, tarafsız soruşturma yapmasını zorlaştırdı.
Kamu görevlileri?
Kara Kuvvetleri Komutanı ve Jandarma Genel Komutanı'nın olayın başlangıcında yaptığı açıklamalar, bağımsız ve tarafsız bir soruşturmanın yürütülemeyeceğine dair yaygın bir kanı yaratmıştır. "Bu çalışmalar bir sonuca varmayacak" yönünde bir kanı.
Bu vakanın Susurluktan bir farkı, şansı yok mu?
Çok güçlü bir ihtimal değil ama, hükümet yargıya yansımayan bir ilişkiler ağının, bu örgütün üzerine gitmek konusunda kararlılık gösterebilir. Asıl önemli olan bu.
Şemdinli'de dört beş askerin meydana getirdiği sonuçla yargı ilgilenecek. Asıl önemli olan daha derindeki ilişkiler; bir örgüt var.
Bu örgütü oraya çıkaracak olan idaredir.
İdare bunu nasıl yapabilir?
Hükümetin o kadar güçlü olduğunu sanmıyorum; bu ilişkilerin üzerine gidilebilecek bir siyasi bir atmosfer görmüyorum. Hükümet kendi içinde kararlı da değil.
Ordu içinde bir soruşturma mı?
Evet. Yoksa, Meclis araştırma komisyonu üzerine gidebilecek mi? Susurluk'ta Veli Küçük ifade vermeye gelmemişti. "Olay lokal" diyen Jandarma Genel Komutanı'nın ifadesini alabilecekler mi? Komutan "Bu iş Susurluk değildir" diyerek bağımsız, tarafsız soruşturmayı baştan engellemiş oldu. Bu beyanlardan etkilenmeyecek, göz ardı edecek savcı göremiyorum.
Bombalamaların hedefi neden Hakkari?
Bu örgütün örgütlendiği yerlere iyi bakmak lazım; genellikle sınırdaki yerler. Örgütlenmek teknik olarak daha kolay. Şırnak'ta Habur, Hakkari'de Esendere sınır kapıları var. Kaçakçılık ve diğer gizli ilişkiler hep bu hat üzerinde. İnsan, uyuşturucu kaçakçılığı. Bu örgüt, paramiliter güçler öteden beri yasadışı ekonomiyi kontrol ediyor.
Bu bombalamaların arkasında ne var?
Birçok şey olabilir. Bir bölümünü PKK de yapıyor olabilir. O yüzden bizim PKK'ye çağrımız çok önemliydi. Silahlı örgüt şiddeti bırakırsa her şey daha berrak bir hale gelecek. Toz kalkmasını engellemiş olacaklar.
Alataş: Bombalamada 1 kişi öldü; sonrasında asker/polis ateşiyle 4 kişi
Şemdinli'nin Susurluk'a dönüşmemesi için ne gerekir?
Öncelikle olayın üzerine gidilmesi konusunda devlet kurumlarının içten olması gerek. Vakanın biçimsel olarak yargıya intikali, çözümleneceği, üzerine gidileceği anlamına gelmiyor.
Devlet kurumları devleti korumaya göre kurgulandığı için, devlet adına hareket ettiğini söyleyerek aslında suç işlemiş olan insanlara karşı koruma güdüsü var.
Bu olayda da bunun işaretleri var. Başbakan "sonuna kadar gideceğiz" diyor; son derece olumlu. Fakat Kara Kuvvetleri Komutanı "ben bu kişiyi tanırım, iyi çocuktur" diyor; aslında topluma "ben bu insana kefilim" mesajını veriyor. Kara Kuvvetleri Komutanı bu anlama gelecek bir sözü niye söyler? Birçok insanı tanıyor olabilir; ama soruşturula biriyle ilgili söylendiğinde, bu söz bir talimat, işarettir.
İkincisi Genel Kurmay Başkanı'nın, askeri yetkililerin "Bu olayın sonrasındaki gelişmelere dikkatinizi çekerim" diyerek, tepkilerden hareketle, yapılanların adresi olarak farklı yerleri gösterme çabası var.
Olay sonrasında halkın gösterilerinden çok, oradaki güvenlik kuvvetlerinin yaklaşımı daha önemli. Demokratik bütün tepkiler silahlı müdahaleyle sonuçlandırılıyor. Bombalamada 1 kişi öldü, ama sonrasında asker/polis ateşiyle 4 kişi öldü.
Bir illegal örgütlenmeyi tartışırken, legal örgütlerimiz 4 kişiyi öldürmekte sakınca görmüyor. Bu, kişi yaşamına yaklaşımın sakatlığını ortaya koyuyor.
Güvenlik kuvvetlerine karşı silah kullanıldığına dair ciddi veri yok; iddia da yok. Son derece vahim bir olaya karşı tepki göstermek doğal; devletin buna tahammüllü olması gerek.
Devlet illegal örgütlenmesine karşı gösterilen tepkiye tahammüllü olmalı. Yasadışı slogan suçsa, mahkemeler gerekli yargılamayı yapabilir. Bu ülkede idam kaldırıldı; herkes bunu unutuyor. Kimse, hiçbir gerekçeyle öldürülemez.
"Olayın bütün detaylarıyla çözülmesinin önünde engeller var"
Olayın delillerini kim topluyor? Savcı delilleri kimin vasıtasıyla topluyor? Asker ve polis vasıtasıyla.
Vali, kaymakam, askeri komutan, emniyet müdürü görevden alınmadı. Uzman çavuşların komutanı neden halen görevde? Polislerin amiri neden hâlâ görevde? Bunların bağlı olduğu mülki amir neden görevde?
"Sonuna kadar gideceğiz"i pratikte ortaya koymak gerek. Bölgede bir mekanizma var; o mekanizmanın taşları yerinden oynatılmalı.
Meclis komisyonu ne yapabilir?
Şu an yetkisi olan bir komisyon değil. Etkili değil. Doğrudan soruşturma yapamıyor. Bir askeri yetkiliden, doğrudan bilgi alamıyor. Kendiliğinden bilgi verilirse veriliyor.
Parlamento komisyonları etkili değil. Talimat verme yetkileri yok. İyi niyetli çalışıyor olsalar dahi, olmuyor. Susurluk komisyonu birçok veriyi ortaya çıkardı; ama veri ortaya çıksa bile, pratiğe dökülemiyor; sonuç alınamıyor.
Bu vakanın Susurluktan farkı nedir?
Bu olay yalnızca bir tek bölgeye yoğunlaşmış durumda. Oradaki yetkililerden nasıl bilgi alacaksınız? Susurluk komisyonu iyi iş yaptı; ama sonuç gelmedi. Bu komisyon da iyi niyetle çalışacak eminim; ama hem ilgililere ve belgelere ulaşma olanakları sınırlı; hem de sonuç alınması söz konusu değil. Bir rapor bu; yetmez.
Komisyon bizim de talebimiz;. ama asıl sorun bölgedeki mekanizmanın, taşların yerinden oynaması.
Abdullah Gül'den bu konuyla ilgili görüşme istemiştiniz. Ne oldu?
Abdullah Gül'den yanıt gelmedi. Ama zaten bugünlerde sürekli yurtdışında. Yanıt gelmemesi normal.
Bombalamalarda hedef neden Hakkari?
Bir zamanlar Şırnak üs seçilmişti. Şimdi de Hakkari ve Şemdinli. Ama genelde Irak-İran Suriye üçgeni üs seçilmiş görünüyor. Çatışma bölgesi de orası. Özel bir nedeni var mı, bilmiyorum.
Peki bu bombalamaların arkasında ne var?
Birçok senaryo üretilebilir. Ama bütün senaryoların birleşeceği yer şu: Orada ortalığın karışması ve iç barışın olmaması için pek çok çaba gösteriliyor. Şiddet ortamının devamı isteniyor. Bunun arkasında değişik faktörler, değişik amaçlar olabilir; ama şiddette buluşuyorlar. Çünkü demokrasi birçok kesimin planlarını etkisiz hale getirecektir.
Her birinin farklı beklentisi olabilir. Ama konsensüs şiddet üzerine. Devletle yöre halkının karşı karşıya gelmesi üzerine. (TK/EÖ)